Bir Millete İmam Tayin Edildim

20.01.2022
547
Bir Millete İmam Tayin Edildim

Bir Millete İmam Tayin Edildim

enazil isimli meleği sık görür oldum
-Hocam selam es selame.
Size en zor yazdığım keşfim olacak bu. Keza hala sıkıntı içerisindeyim. Öyle şiddetli emr olundum ki yazmam için…bana yol göstermenizi rica ederim.
Değerli hocam, dün akşam zikirlerime başlamadan evvel ellerimi semaya kaldırdım.
“Rabbim bildiğim ve bilmediğim tüm isimlerinle, bildiğim bilmediğim tüm güzel dualar ile, o isminle istendiğinde red olunmayan isminle, la ilahe illallah diyerek, Allah birdir diyerek, Hz. Muhammed kulun ve elçindir diyerek, Fatiha-i şerife kalben inanarak, iyakenabüdü ve iyakenestaiyn diyerek, varlığına birliğine inanarak senden istiyor ve senden diliyorum” diye duamı belirttim. İsteğimi istedim.
Akabinde oturur durumdaydım. Kafamdan aşağıda beyaz ışık belirdi. Kafamı aşağıya eğdiğimde iki elimin dirseklerime kadar bembeyaz parladığını gördüm. Bunu baş gözüyle, kendi gözlerimle gördüm.
O halde sağ tarafıma yatarak, yüzümü sağ avcuma alarak uzandım. O halde zikirlerime devam ettim.
Bana verilen Enazil isimli melek belirdi ve beni bir yere, bir cemaate götürdü.
İmamları artık yaşlanmış, vazifeden azil edilmeyi istiyordu oradaki halktan. Sadece seyrettim. Adaylar çıktılar. Halk kabul etmedi. Hepsi birden bana döndüler. Sen bizim imamımız olacaksın dediler.
Ben: -“benim o kadar ilmim yok, ben kimim ki?” Dedim.
Melek Enazil bana geldi; -“ilim size verilmiştir” dedi. O anda o zümrenin üzerine Yasin-i şerifi ezbere okudum, bir hafız gibi. Beni kabul ettiler. İmamları oldum. Melek Enazil kafama nurdan oluşan yuvarlak bir taç taktı. O insanlar her şeyi bana danışıyor, benden akıl alıyorlar, ona göre hareket ediyorlardı.
Evime geçtim oradan. Bir odada nikahlandığım eşim de orada odadaki bayanların imamı olmuş hususi ders veriyordu .
Oradan alınıp o en güçlü nura getirildim. Bana baktı, baktı, baktı… Yine o huzuru verdi. Fakat farklı olarak keşif sonlanmasına rağmen o güçlü nur ben uyuyana kadar hiç gitmedi. Alenen, resmen beni seyrediyordu.
Ben bu imamlık hususunu size edepten yazamadım. Fakat öyle şiddetli bir ses kalbimden ‘’BİLDİRECEKSİN, BEN SANA NE DEMİŞTİM’’ dedi. Korkudan, ürpertiden şuan size yazıyorum. Resmen korkudan titriyorum.
Bir sürü gerçeği görüyorum artık hocam. Hayatımla alakalı herşey, geçmişim geleceğim, diyaloglara kadar yansıtılıyor. Ve ben yaşıyorum bunları… Ne gösterildiyse yaşıyorum. Ve size de dua ettim akşam. ‘’Rabbim hocamızın yükünü hafiflet, celali saldırılardan koru, ona serin uykular nasip et’’ diye. Kabul edildi inşallah.
Yasin suresinin bayağı bir ayeti hala kafamda ezber olarak var hocam. Takılmadan okuyabiliyorum. Hayırlara gelsin inşallah. Size yazmadığım için özür dilerim, affedin beni. Kendimce edepli olayım dedim. Hakkınızı helal edin. Ellerinizden öpüyorum.
-Selam es selame Aziz kardeşimiz İlhancan… Maşaallah keşiflerine. Dün geceden beridir sabırsızlıkla keşfini yazmanı bekledim. Şu anda yazdığın keşfi üç defa okuduğum halde net yazmadığını, sanki bazı gelişmeleri, diyalogları gizlediğini hissettim. Hakikatin gizlenmesine ihtiyaç var mı? Şu ana kadarki beraberliğimizde bizi celali tecellilerden şüphelerden uzak tutan şey açıklık, samimiyet değil mi?
Ne anlamalıyım bu keşfinden, tam bilemedim. Ve ne yazmalıyım, sana nasıl yardımcı olmalıyım, yazdıklarından yola çıkarak neler düşünmeli, söylemeliyim bilemedim. Sanırım birtakım açıklamalara ihtiyaç var. Lütfen rahat ol. Vesveseye sebep olacak, şek ve şüpheye yer verecek her sözden uzak kalarak, eksik bıraktığın yerleri tamamla lütfen. Allah yar ve yardımcımız olsun. Yaşadıklarımızın şakaya gelir yanı yok biliyorsun. Selam es selame
*Hocam ben imam ilan edildim . Ama gönlümde korku var, ne yapacağımı bilmiyorum. Yolumun açılması hususunda duanızı istiyorum. Korkuyorum, kavuştuklarımı kaybedeceğim diye. Ellerim dua ederken parlıyor. Sizden dua istiyorum, yolumun açılması için. Ben bu bayrağı sizden aldım. Taşımama yardım edin. Korkum budur. İnsanlara baktığımda gerçek suretlerini görüyorum.
-Allah yar ve yardımcın olsun. Resulullah irsal olan ayetleri okurken araya şeytan girdi, biliyorsun değil mi. Baştan itibaren yazdıklarında neleri gizledinse, açıkça yaz. Eğer böyle kutsi bir görev cemal kemal dairesinde ise neden korkasın ki. Korkunun sebebini de yaz.
*Biliyorum hocam. Sürekli ilim akışı oluyor. Konuşurken ağzım engelliyor ve rahmet devreye giriyor o konuşuyor. Sizin ne zamandır adam gibi uyku uyuyamadığınız gösterildi. Ve dün akşam bu hususta size serin uyku dilemem emredildi. Uykunuzun hafifletilmesi de. Ayrıca grubumuzdaki insanların yarısının kaybedeceği bildirildi. Nefislerinin zincir gibi boyunlarına dolandığını gördüm. Dua edebildiklerimden kurtulanlar oldu, diğer kişilere dua etmeme izin verilmiyor. Neden dua ettirilmediğine dair sebebi de gösteriliyor. Korkum kazanımlarımı kaybetmekten, hocam. Cemalden olduğunu biliyorum. O nur ki beni içine aldığında geçmişi, geleceği her şeyi gördüm.
-Başka neler yaşatılıyor, bildiriliyorsa yazmalısın ki nerede cemal nerede celal var anlayalım.
*Mesela Ali şahbaz kardeşimize hocam dua edemedim. ‘’O kendine zulm ediyor, dünyaya kapıldı’’ denildi. Üç kere denedim, dua ettirilmedi. Celali ses orda devreye giriyor, ‘’HERKEZİ KURTARAMAZSIN’’ diyor.
-Evet, herkesi kurtaramazsın hükmü Rasulullah’a da gelmişti.. Hidayet Allah’tandır.
*Öyle nimetler veriliyor ki ; Mesela keşiflerde kötü niyetli gelen şeytan ifrit vs bunları direk anlayabiliyorum. Boğazını sıkıp öldürüyorum. Cemalullah beni fanus gibi bir camın içine korumaya aldı. Negatif hiç bir düşüncenin kalbime aklıma girmesi yasaklandı. Bir tek korku verildi. Ona da şu açıklama yapıldı. ‘’İnsan korktuğunun değerini çok iyi bilir’’ denildi. Benim korkum yanlış yapmaktan, Allah korusun. Enazil isimli meleği görmeye başladım, iyiden iyiye. Korkum sadece bu hocam. Kaybetmek…
-İmam muhammed Resûlullah tarafından benim varisim ilan edilmişti, biliyorsun.
*Amenna ve saddakna. Bayrakla kastım bu değildi, hocam. Ben bu yola girme bayrağını sizden aldım. Bana sadece imamsın artık dendi ve o taç takıldı.
-Nerenin imamı olduğunu sormadın mı? Her ülkenin milletin bir imamı olduğunu bilmiyor musun?
*Sormadım hocam. Bazen keşifte idrakim iradem elimden alınıyor figüran gibi yönetiliyorum. Bu zümre o kadar kalabalıktı ki… Yasin suresini ezbere okudum üzerlerine.
-Seni kendimize imam seçtik diyen millet hangi millete benziyordu
*Hocam ihtiyar nesil gibiydiler. Böyle beyaz takke takıyorlardı, Pakistan gibi. Hepsi Müslümandı çünkü. İmamları yaşlıydı ve halktan azlini istedi. Kalbimden geçen ve şu anda kalbime gelen Pakistan.
-İmamları ne kadar yaşlıydı, imamı şahsen gördün mü? Neresi olduğunu kıyafetlerinden anlamış olsan gerek veya kalbine geleni yaz. İlk gönderdiğin keşifte ifade net değildi.
*Beli bükülecek kadar yaşlı. Beyaz uzun sakalları vardı. Beyaz cübbe giyiyordu. Minberden inmeden bunu söyledi. Azlini istedi ve adaylar çıktı. Halk kabul etmedi, hepsi sonra bana döndü. Ve hocam birşey daha var. Bir sürü şeyin ayan beyan olacağı ve size bunun gösterileceği söylendi. Bu Zülfikar kardeşlerimle alakalı.
-Bak bu son yazdığını yazsaydın, daha rahat anlardık ve daha az soru gelirdi aklımıza. Zülfikarlar konusu sürekli değişen bir sayı. Girenler çıkanlar çok. Bu yol yol kesicilerle dolu. Resulullah sa. girenlerin ve çıkanların çok olacağını 1500 sene önce bildirmiş.
*Bu grubun tesadüfi kurulmadığı, insanların tesadüfi alınmadığı, sizin ahir zamanda merhamet ve cemalin son tutunacak eli olduğunuz… Hocam bir söz söylendi orda. ‘’Dendi ki kişi gece imanlı yatar, sabaha imansız kalkar. Her şey ayan beyan ortaya çıkarılacaktır. Hüküm benimdir.’’ Dendi.
Haset uyarısı yapıldı. Bunu keşfimde yazmıştım. Neden Allah benimle konuşmuyor diye bana yazanlar oldu. Bir şey diyemedim…
-Son senelerde sürekli merhametimiz ile aklımız zorlanıyor. Allaha sığınırım. Sürekli uykusuz bırakılarak yorgunluk verilerek bedenim zayıflatılıyor. Gergin, stresli halde tutuluyorum.
*İşte bu halimiz bana gösterildi ve dua ettirildi. Ellerim o andan itibaren dua ederken fosfor gibi parlıyor ama beyaz renkte. Serin uykular diledim size. Ve yükünüzün hafifletilmesini istedim.
Bir de; <bak bu son yazdığını yazsaydın daha rahat anlardık ve daha az soru gelirdi aklımıza.> dediniz ya hocam, bundan ne anlamalıyım? bana anlatın lütfen. O imamı anlattıktan sonra yazdınız.
-Grubumuza girenler ve bilahare çıkanlar dahil herkes önceden seçilmişlerdir. Çağ bu çağdır ki deccalın bayrağı hidayetin (mehdiyetin) üstünde dalgalanıyor. Önce deccaliyet zirve yaptı, sonra hidayet nuru son bir kere daha parlamaya başladı. Bu gerçeği de resulullah bildirdi.
*Ne gösterilirse size harfiyen yazacağım hocam. Saklamak gizleme olmadan
-<Beli bükülecek kadar yaşlı, beyaz uzun sakalları vardı. Beyaz cübbe giyiyordu. Minberden inmeden bunu söyledi. Azlini istedi. Ve adaylar çıktı. Halk kabul etmedi. Hepsi sonra bana döndü> bu tanımlama gibi, olup bitenleri sıfatları ile anlatsan, söz fesada uğramadan hedefine gider. Aksi halde vesveseye meydan açılır. Adam geldi demek yerine, temiz giyimli, ileri derecede ihtiyar bir adam geldi gibi vasıfları ile birlikte desen mesela. Allah teâlânın bütün isimlerini ve güzel duaları aracı yaparak istediğin dileği yazmadın. Özellikle mi yazmadın. Yasaklandı mı?
*Rabbim bildiğim ve bilmediğim tüm isimlerinle, ya hayy ya kayyum diyerek ve buna inanarak, bildiğim bilmediğim tüm güzel dualar ile, o isminle istendiğinde red olunmayan isminle, la ilahe illallah diyerek, Allah birdir diyerek, Hz. Muhammed kulun ve elçindir diyerek, Fatiha-i şerif e kalben inanarak, iyakenabüdü ve iyakenestaiyn diyerek, ferdüs samedullezi lem yelid velem yuled velem yekun lehu küfüven Ehad diyerek, varlığına birliğine inanarak, vallahu Ekber diyerek, bir seni bilerek, bir senden isteyerek, senden istiyor ve senden diliyorum, benim derecemi artır. Benim kalbimi sevginle doldur. Benim bu uğurda aklımda kalbimde ne varsa hayırlı eyle. Hayırsızlara da gönlümü razı eyle. Hacı Ali Bayram hocamızın yükü çok fazla. Ona serin uykular nasip eyle. Onun yükünü hafiflet. Beni bu dünyada ve ahirette lütfunla doyur. Gönlümü hoş et. İstediklerimi bana verebilecek tek kudret sensin ya rabbi. Ya bedies semavati Vel ard. Sana sesleniyorum ki sen her şeyi işitensin. Şek şüphesiz inanıyorum ki duamı kabul edeceksin. Yalnız sana kulluk eder yalnız senden dilerim” Duanın tamamı eksiksiz budur hocam.
Paylaşmak isterseniz siz bilirsiniz. Keza paylaşıp paylaşma onayı size bırakılmıştı. Bu konuşmada da aynısı geçerli. Duada harf hataları var hocam o da su klavyedeki sözlük sebebiyle. Kendisi otomatik yazıyor düzeltemiyorum da affedin. Ben bilerek duayı özet olarak yazmıştım, keşif yazımda size. Yukarıda da tamamını yazdım. Ben bunu kalbim mutmain değilse azaltıp kısaltabiliyorum. O an kalbim söylüyor ben dua ediyorum. Geleceğimle alakalı sürekli 5 10 saniyelik görüler görüyorum. Gördüklerimi de bilahare yaşıyorum. Tamamen aynı şekilde, birebir. Nikahlandığım esimle de bu dünyada da evleneceğim. O dahi gösterildi. Mevlam neylerse güzel eyler. Bir gelişme olursa yazacağım hocam.
-Maşaallah barikallah azizim. Yaptığın duaları rabbimizden bu dünyaya bir hediye olarak varsay. Paylaşıldığında okurlar aynı duayı yapmakla şereflenmiş olurlar. Kurandaki ayetlerin bir çoğu Resulullah’ın yaptığı dualardan oluştuğunu bildirmişti hocam rahmetli. Zamanla ne demek istediğini kuranın meallerini okudukça net olarak anlamıştım. Bizim öğrenciliğimiz döneminde (yetmişli yılların başıydı) dini kaynaklara ulaşmak imkansıza yakındı. Tekke düzeni de yoktu ki hocamız anlatsın biz dinleyelim. Din konuşmak adeta yasaktı. Dini eserler tercüme edilmemişti. Bir tek meal vardı. Bir de Mevlana’nın mesnevisi tercüme edilmişti bulabildiğimiz. Ne dergiler ne gazeteler ilmi islamı asla anlatmıyordu.
Camiler boş. Kiliseler virane, havralar tenha idi. Dünyadan din silinmek üzere idi. Nihayetinde 2000 yılında gördüğüm bir keşifte camide iblisten başka tek kişi yoktu. Caminin kapısı dışarıdan kilitli başında iki adet dev gibi nöbetçi melek duruyordu. Bu keşfimi geçmişteki yazılarımdan birinde geniş geniş yazdım. Din dünyayı yeniden şereflendirmek üzere 2001 den usul usul sonra parlamaya başladı. Günümüzde her şeyi fazlası ile hazır bulanlar öğrenmekte ve öğrendiklerini uygulamakta lakayt davranıyorlar. İşin ciddiyetine vakıf olanlar çok nadir. Yazmak için rabbimin kalbine koyduklarını yaz ki aydınlansın insanlar. Hata sevap yaz lütfen. Neyi saklayacağını nasıl tayin edeceksin ki. Her dereceden istifade edeneler ve edemeyenler olacak. Keşiflerin sadece seni ilgilendirmiyor, biliyorsun değil mi. Yazman için ısrar ediliyor ki bu yol bir öğrenme yoludur. Rabbimizin lütfundan başka değil. Sakın özel olarak yazma denmedikçe gördüklerini saklama, söylenilenleri azaltıp çoğaltma. Olduğu gibi aktar lütfen. Vesselam.
*Emriniz basım üstünedir, hocam. Demin ellerimle basımı tuttum. Ya rabbi nerenin imamıyım ben dedim. “Pakistan” dendi hocam. Sürekli gelenler de Afganistan dan oraya göçen insanlarmış. Ayan beyan ses ile iletildi. Gözlerimi açtım. Gece birşey yaşarsam direk bildireceğim hocam. Aynen dediğiniz gibi, Hiç bir kelimesini saklamadan…hepsi size ulaşacak.
-Tamamdır azizim. Bu sefer söz uzadı…. Selam es selame
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.