Efendimiz sa. kalbimi avuçlarında tutuyordu

08.10.2022
308
Efendimiz sa. kalbimi avuçlarında tutuyordu

Efendimiz sa. kalbimi avuçlarında tutuyordu

Selam es selame can hocam
Nasılsınız? Rabbim yar ve yardımcınız olsun. Şifalardan şifa versin. Kolaylıklar versin. Gönlünüze hafiflikler inşirah versin İnşaALLAH. Ellerinizden öpüyorum. Müsait miydiniz can hocam. Biraz bir şeyler yazdım. Gönderebilir miyim size
-Yaz Gönder lütfen.
*Bir buçuk ay önce sanki rahatlamıştım, size yazdıktan sonra. Gayret sarf edip herşey bir düzende devam etsin istiyordum. Bir yandan da boş şeylere kapılıp gitmemek için çok dikkat halindeydim. İzine çıkmama bir hafta vardı sanırım. İki gün boyunca kürek kemiklerimin ortasında yoğun baskı vardı.
Sonra namazda,
sırtıma nurdan yuvarlak bir mühür vurulmuş olduğu gösterildi.
İç içe halkalar ve Arapça yazılar vardı, fakat okuyamadım.
Efendimizin kabri ziyaret ettirildi, rüyamda.
Yeşil örtüsünü görür görmez Esselatü vesselamü aleyke yâ Rasûlallâh, Essalâtü vesselamü aleyke yâ Hizbullah, Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Nebiyyallah diye selamlıyordum.
Sonra yıllık izne çıktım. Oğlumla memlekete ailemin yanına gittik; 1 haftalığına. Onu gezdirdim. Yine namazlarımı ve zikirlerimi ihmal etmedim. Fakat oraya gitmemle bir haller olmaya başladı bana. Rüyalarım karardı, engel olamadığım şekilde zihni haller yaşamaya başladım. Yoğun bir baskı oluşmaya başladı. Daha öncede böyle bir hale maruz kalmıştım ama bu kadar yoğun ve uzun sürmemişti. Mekan değişikliği ile beraber, insanların halleri, ister istemez konuşma, yoğun ortamlarda bulunmam beni olumsuz etkiledi.
Döndük iki hafta kadar da evde kaldım. İznim devam ediyordu. Rüyalar görüyordum. Rüyamda rahmetli annanemi gördüm. Beyaz başörtüsü, elinde tespih. Sarıldım, kokladım. Kokusunu içime çekmek için. Annanem güzel kokardı, ama hiç kokmuyordu. Annanem benim ruhumdu hocam . İsmi Hatice’ydi. Anladım ki zarar görmüşüm, ruhumun kokusunu alamadım.
Sonra bayram dolayısıyla eşimin ailesini ziyarete gittik. 5 gün kadar orada kaldım, yoldu vs. Namazlarımı ve zikirlerimi aksatmadım yine, devirlerimi de yaptım. Ama bir şeyler bozuldu.
Zihnime müdahale ediliyordu. Rüyalarım karanlıktı. Dua ettim yalvardım Rabbime neden bu halden kurtulamıyorum. Sonra ara ara rüyalar gösterdi Rabbim. Farkettim ki üzerimde tecelli eden Rahman esması zarar görmüş.
Rüyamda babamdan çok hastaymış haberleri geliyordu. Annem Rahim, babam Rahman esmalarını temsil ediyordu. Rabbim bunları keşfettirdi. Elhamdülillah. Kendimi farkına varamadığım bir mücadelenin içinde buldum. Hastalandım nihayetinde. Zihnen ve ruhen bir baskı yapılıyor, ben zihnime mukayyet olamıyordum. Bu sefer bir rüya daha gösterdi Rabbim, iş yerindeydim. Bir sağlık görevlisi gelmişti .Bir şeyler olmuştu ve mesai arkadaşım Dilek ablayı gördüm. Kanserden iki göğsü alınan bir bayan kendisi. Pijamaları giymiş açık yeşil. Diyordu ki Fatihin de göğsünde bir baskı var. Onu da kontrol etsinler. Sağlıkçı bir odaya girdi, Fatihi muayene etmiş, dışarıya çıktı. Korana olmuş dedi. 21 gün herkes eve gönderilecek dedi.
Dün gece teheccüd’ü kıldıktan sonra zikir yapıyordum; ”Ravza-i Mutahhara” dendi. İnşaALLAH Rabbim dualarımızı Orada yapılan dualarmış gibi kabul eder.
Can hocam Fatih ismi Fetih suresini mi işaret ediyor?
Şimdi üzerimdeki baskı biraz zayıflamaya başladı ama bana yapılmak istenen zihin kontrolü, bunu net hissediyorum. Bu esnada kendimi çok tutmaya, korumaya çalıştım. Perdeler iniyordu sanki. Benim birşeyler görmem, öğrenmem, bilmem istenmiyor sanki.
Rabbim merhamet ettiklerine karşı bana merhamet, sevdiklerine karşı sevgi versin. Beni sevdiklerine sevdirsin can hocam.
Aldığım ihtilaçları savunuyorum. Üçlerde 4 el efalini yapmaya gayret ediyorum. Salavatı arttırdım. Tövbe, Şükür, salavat. Rabbim bir gece dedi ki ‘’çektiğin zikirler sana şeref olarak yeter, namazını dosdoğru kıl.’’
Ben de inşaALLAH öyle yapmaya son derece gayret ediyorum.
Kalbinizden gönlünüzden benim için geçen okumamı istediğiniz ne var can hocam?
Can hocam hani size bir keresinde yazmıştım. Peygamber efendimiz benim kalbimi avuçlarında tutuyordu ve iki mübarek ayağının arasından akan suda kalbimi yıkıyordu. Kanlarını temizliyordu da sonra bir mühür vurulmuştu kalbime.
Günlerdir haftalardır aylardır soruyorum kendime acaba bana vurulan mühürlerden sonra Rabbimin olacaklara karşı bir koruması mı bu sakinlik dinginlik.
Çünkü aşkın yakıcılığı yerini başka bir hale bıraktı.
Yoksa bunca olandan nasıl çıkılırdı değil mi?
Ne çok seviniyorum ne çok üzülüyorum ne çok tepki veriyorum. Şu baskılar olmasa genel halim hep bu. Ama ya bu yapılan şeyler beni sevmekten hissetmekten soğutursa. En çok korktuğum şey bu. Gönül yorgunluğu. ALLAH muhafaza. O yüzden hep sevmek istiyorum. Her işimde sevgi olsun istiyorum. Siz bir Azizem yazıyorsunuz, kalpler bırakıyorsunuz, ne mutlu bana.
Herşey çok mu sessiz, bana mı öyle geliyor can hocam? Bu kadar sessizlik iyi mi?
Diğer kardeşlerim de benim gibi haller yaşıyorlar mı acaba?
Kokulara karşı da hassasiyetim çok arttı. Parfüm olsun başka kötü kokular taşıdıkları enerjileri frekansları beni çok etkiliyor. Olumlu yada olumsuz enerji yüklerini hemen alıyorum. Havada sanki kelimeler uçuşuyor. Özellikle yakınlarımın ağzından çıkan kelimeler, küfürler bildiriliyor hissettiriliyor. Hiç birisi yok olmuyor ve hep dolaşımda. Ellerinizden öperim can hocam
Selam es selame canım hocam. Ellerinizden öperim.
Size bir durumu anlatmak istiyorum. Müsait olduğunuzda yanıtlarsanız sevinirim.
Dün eşimin teyzesini ziyarete gittik, uzun aradan sonra. Orada da namazları ezan okunur okunmaz fazla geciktirmeden vaktinde kıldım. Az da olsa zikirlerimi yaptım. Gündüz ilk sağ devrim Zühre vaktine gelmişti. Dört el Efallerini üçlerde yapabildim.
Hatam kusurum olduysa Rabbim affetsin.
Çok dikkat etmeye çalışıyorum bu konudaki vakitlere.
Sizin vakitler konusunda ki uyarılarınıza takılıp duruyorum, bu aralar.
Evkatlar ile ibadet etmek çok zordur diye hep uyarmışsınız. Yapa bildiklerim, vakit konusunda takip edebildiklerim, sağ devri ve dört el efaliyle sınırlı. Namazlarımı vakit geçirmeden tam zamanında kılmaya çok gayret ediyorum.
Dün bir ara cebrail efali ile ilgili Nurullah kardeşim ile olan yazınızı tekrar gözden geçiriyordum. Bazı kısımları hızlı hızlı okudum. Akşam eve geldik. Devir yapacaktım ve geç döndüğümüz için bir cemal vaktin girmesini bekliyordum. Baktığım gördüğüm şeye emin olmakla birlikte kesinlikle kontrol ederek çizelgemi sağ devrini yaptım. Tekrar telefonu elime aldım bir baktım ki Zühal saati. İçime acı oturdu. Halbuki iki cemal saatte yaparım muhakkak. Bu nasıl oldu hiç anlamadım. Gece çok üzülerek yattım.
Biraz daha sizin yazınızı paylaşımlarınızı okudum.
Bir an bilincim gitti.
Bazen böyle oluyor.
Bir şehirde görüyorum kendim.
Evler var.
Her yer ev.
Çok yüksek bir binanın en üst katındayım.
Etrafta ev yüksek bina o.
Ve bulunduğum binanın sağında ve biraz geride solunda bir bina daha var.
Onlar da çok yüksek.
Pencereden bakıyorum.
Birden bizim iş yerine temizliğe gelen firma personeli gibi bir temizlikçi çatıda belirdi. Üzerinde gri siyahlı kıyafeti vardı. Sonra başka bir adam belirdi. O ise simsiyahtı, siyah saçları vardı. İkisi de çatının üstünde duruyordu.
Sonra o temizlik personeli olan görevli adam, siyahlı adamın ayaklarına vurarak onu çatıdan aşağıya itti. Adam kütük gibi o yüksek binanın tepesinden aşağı düşmeye başladı. Hiç el kol hareketi yapmıyordu, çığlık atmıyordu. Eyvah dedim aşağı bu yüksekten düşen paramparça olur.
Aşağı düşmesini seyrettim, dehşet içinde. Adam yere ayakların üzerine düştü, bir müddet öyle kaldı ve sonra kütük gibi yana yattı. Adamın kanlar içerisinde kalmasını beklerken birden adamın bedeni patladı tamamen toz halini aldı.
Sonra aynı olay dejavu gibi tekrar seyrettirildi bana. Yine temizlik personeli adam çatıda, yine siyah giyinmiş adam çatıda, adamı tekrar çatıdan aynı şekilde itti, sonra bekledi, başka birisi geldi tekrar çatıya. Bu sefer gelen kadındı. O da bir temizlik personeliydi, saçları soluk renkli ve kıvırcıktı. O temizlik personeli adam dizlerini kırıp bir sıçrama hareketiyle o çatıdan zıplayıp süper kahraman gibi uçtu sol taraftaki binanın çatısına kondu ve gitti.
Ben her şeyi dehşet içinde seyrediyordum. Onun üzerine sıçradım, ayıldım, kendime gelmeye çalışırken göğsümde bir baskı hissettim. O arada birden sizin yazınız yayınlandı. O yazıyı da okudum kendime gelmem uzun bir zaman aldı. Tekrar kalktım teheccüd namazlarımı kıldım, kendime gelmeye çalıştım, zikirleri mi yaptım. Bugün size yazmak istedim.
Hocam kafamda bazı soru işaretleri var. Doğru mu yapıyorum bilmiyorum. Namaz vakitleri tam zamanında kılmaya gayret ediyorum, arkadan hemen zikrimi yapıyorum. Eğer işten dolayı ara açılıyorsa cemal vakti bekleyip zikirleri mi o zaman yapmaya gayret ediyorum. Ama tabi bazı karışıklıklar oluyor. Ben sizin alperen anneyle olan yazışmalarınızda namazlarını tam vaktinde kılanların iki namaz arasında istediği şekilde zikirle ibadetle meşgul olabileceğine dair bir not hatırlıyorum. Buna göre kendimi teşvik etmeye çalışıyorum. Doğru mu yapıyorum. Bu şekilde çok dikkat etmeye gayret ediyorum. Şimdi böyle bir rüya görünce içim sıkıldı gerçekten ve size yazmak istedim. Hatam kusurum takip ettiğim bir şeylerde bir kusurum varsa bana söyler misiniz hocam, ellerinizden öperim.
Bir yandan da acaba bir zülfikar hakkında bilgi mi verildi dedim. Rabbim muhafaza etsin. Ayaklarımızı sabit kılsın. Ellerinizden öperim. Selam es selame.
Yoruyorum sizi affedin.
Kurana başlayıp iki sayfa iki sayfa da olsa hatim etmek istiyorum. Ne şekilde okumalıyım hocam.
Salavatı şerifeyi başında Allahümme kısmı olmadan okuyorum.
Tövbe istiğfarı söylediğiniz gibi yapıyorum hep.
Selam es selame azizem, yazdıklarının öncesini ve sonrasını okuyorum, şu an için cevap yazmaya vakit yetmez başka bir zaman, geniş yazarım diyorum, sonra yetişemiyorum. Sen yeni bir mesaj yazdığında ancak dönüyor aynı şekilde tekrar okuyorum ve yine yazacak kadar vakit kalmamış oluyor.
Şu anda yine geciktim ancak bu kadar olsun yazayım dedim. Cevaplanması gereken mesajlar var acil ve vakit yine yetmedi. İnşaallah durmak yok yola devam diyelim. Gördüklerine maşaallah barikallah.. Allah yar ve yardımcımız olsun. Selam es selame
*Canım hocam ALLAH razı olsun ben sizi çok seviyorum. Ellerinizden öperim. Beni çok mutlu ettiniz. Devam İnşaALLAH. Selam es selame 
Euzü Billahimineşşeytanirraciym. Bismillahirrahmanirrahim.
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulühü.
Salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed. Selamun kavlemmirrabbirrahiym.
Euzü bi kelimatillahit-tammati min şerri ma halak. Rabbim yanılmaktan ve yanıltmaktan sana sığınırım. Kalpler ALLAH’ı anmakla huzur bulur.
Bismillahirrahmanirrahim.
Rabbim size şifa versin, inşirah versin. Her daim yardımıyla desteklesin, yücelttikçe yüceltsin. Güzel adınızı parlatsın. Ellerinizden öperim canım hocam. Nasılsınız iyisinizdir inşaAllah?
*Ancak yazıyorum canım hocam. Paylaştığınız yazılardan cesaretle yazabiliyorum. Yazacak çok şey var ama bu kadar yazabiliyorum .
ALLAH ‘a sığınırım. Bundan belki bir hafta 10 gün önce sanırım, devir yapıyordum. Daha yeni başlamıştım ki uyku hali geldi, içim geçmek üzereydi ki zifir karanlıkta yine gece kadar siyah kocaman bir jip geldi, durdu önümde. Işığından gözlerim kamaştı. Benden biraz ileride durdu. O jipin de tam önünde siyah takım kıyafetli, siyah kravat, beyaz gömleği ile uzun boylu birisi duruyordu. Meğer hep oradaymış bekliyormuş.
İçim sıkıştı devri bitirdim. ‘’Pes etmedi, yine beni almaya çalışacak’’ dedim. Kafamda dolandı durdu bu görüntü.
Aradan günler geçti bir baktım ki gruptan toplu bir ayrılış olmuş. O zaman anladım ki siyah jip yükünü yolcularını almış. Aklıma Rabbimin gösterdiği bir keşif geldi sonrasında.
Peygamber efendimiz sa. yemyeşil bir çayırda bir ağacın dibinde bağdaş kurmuş oturuyordu. Eline tespih tanelerinden irice parlak kürecikler, ipe dizmiş onlarla uğraşıyordu.
Hesap yapmaya başladım. ‘’Bir tespih ise elindeki, durakları ile birlikte imamesi dahil 102 yapıyor’’ dedim kendi kendime. Acaba bir tesbih adedince mi olacak sayımız diye düşündüm.
O gece grup sayfası gösterildi. Şimdi 101 olan sayımız, 95 olarak gösterildi.
Sıkıntıyla fırladım.
Ya Rabbim fena sıkıldım hep kendimden korkuyorum ya. Geçen gün bu sefer iş yerindeyim, namazı kıldım, masama oturdum, zikir yapıyorum, içim yine geçti geçecek… Nemrut Dağı gösterildi. Bu kez yukarıdan baktırılıyorum. Hani o kafası koparılmış heykeller var ya 6 tanesi yanyana dizilmiş halleriyle o kafalar bana gösteriliyor. Daha önce de bu dağ gösterildi ve o zaman da biliyorsunuz diğerleri gitmişti, şubatta mıydı? Hatırlayamadım. İsim zikretmek istemedim şimdi. Nemrut da kendini tanrı ilan etmemiş miydi? Onların inancında tanrılarıyla aynı seviyedeydi. ALLAH ‘ım sen koru, bize acı ne olur. Kalbime bir ara grubun içine sızmış birisi olabilir gibilerinden birşeyler gelmişti.
Tam da Ahmet’in bir keşif yazısıydı. Orada geçen bir ifade üzerine gelmişti bu hissiyat.
Ama kendi kendimi baskıladım, yanlış bir hissiyattır dedim.
Böyle bir düşünceye kapılmamak istedim, kendimi yapmam gerekenlere odaklamam gerekiyordu, yoldan ayrılmamalıydım.
Rabbim de oluşan kavgalara odaklanmamam için beni uyarmıştı.
Hani İlhan size bağırır gibi yazmıştı bir keresinde. Öğrencine anlat, öğret bunu diye.
O zaman da çok içerlemiştim.
Ama şu Nemrut’u gördüğümden beri aklıma 95 rakamı geliyor.
Dün gece yazmışsınız ya size hitap konusunda bazı ifadelere gıcık olanlar varmış. Kırıldım kendi kendime sizin adınıza.
Sizin hükmünüz doğruyu bulur canım hocam. Zerre şüphem yok ve yeminimi hatırlatırım kendime her daim, Rabbim unutturmasın.
Keşke sözler unutulmasa
onlar da unutmasalardı.
Aklımda bu düşüncelerle yattım.
Tam sızacaktım önümde kainat vardı.
Tam ortada, beyaz bir inci misali, nurdan bir küre.
Bekledim ki etrafında dönen yıldızları göreyim.
Hocam hayretle gördüm ki o nurdan kürenin etrafında tüm kainat döndürülüyor.
Yıldızlar ne ki!
Ne kadar muhteşemdi.
Siz o nurdan küresiniz canım hocam.
Ve kainat sizin etrafınızda döndürülüyor.
Canım hocam Pınarın yazısından sonra bir ara düşünceye daldım sonra
“ K. kafir dendi” ismini yazmak istemiyorum.
Sonra evrenle ilgili paylaşımınızı okudum.
Tüm bunlar olurken iki gün önce K. nın ruhaniyetini çok yakınımda hissettim, bu beni çok rahatsız etti.
Ve tam da okuduğum bir kitapta geldiğim başlık şuydu ”Onları Korkut!”
Yani canım hocam, içime doğan o kişinin K. olduğudur.
Kısacık bir rüyamı yazayım bir de.
Bembeyaz bir oda çalışıyorum herşey beyaz yanımda bir kişi daha var.
Kadın mı erkek mi bilemiyorum.
Bir melek olduğu doğdu içime şu an.
Elimde kağıtlar.
Birden printerdan bir ses geliyor.
‘’Ah diyorum, hocam gönderdi ama yazıcıda kağıt yok, tüh yazdıklarını göremicem.’’
Yazıcının olduğu yöne gidiyorum.
Beyaz bir komodinin çekmecesini açmamla bir sürü para kitap sayfası gibi açılıyor. 100-200TL hepsi büyük para. Bir tanesi ayrılıyor içlerinden dikkatimi çekti aldım elime.
Baktım hocam sizin el yazınız, lacivert mürekkeple yazılmış.
Önce okuyamadım sonra yaklaştırdım kendime.
Tek satır vardı ve o satırdan seçebildiğim şu idi:
‘’Ali ol’’ diyordunuz bana.
Ey ALLAH ‘ım kağıt olmasa bile bana bir şekilde ulaştırdı diyorum.
<Ali olmak > ne demek canım hocam.?
Sizi seviyorum canım hocam. Kandiliniz mübarek olsun. Ellerinizden öperim 
-Selam es selame azizem. Maşaallah barikallah kaleminden dökülenlere ,keşiflerine ve rüyalarına ….
Ali kelime anlamı ile alî- yüce- yüksek, âlâ olmak demek.
hz Ali kadar şanlı ol demek.
Allah Teâlâ’nın bir ismi Ali dir.
Rabbim yar ve yardımcın olsun.
Şu an çok yoruldum. Bugün birkaç yazı edit ettim.
Yoruldum.
Can sıkanlar oldu üzüldüm.
Celal çok saldırdı, yıprandım.
Müjdeler aldım, sevindim.
Çok hareketli geçti ve bu arada da çok fazla saldırı işareti aldığım için hikmet efalleri ile savunmalar yaptım.
Pestili çıktı derler ya.
Aynen öyle oldum.
Kandilini kutlayıp
yazını düzenleyip yorumlarımı yapmayı yarına bırakayım, izninle.
Selam es selame 
*ALLAH razı olsun canım hocam. Dinlenin.
ALLAH rahatlıklar versin sizi seviyorum 
Rabbim sizi korusun kollasın.
Selam es selame.
– Bu hali ile yeterince açık mesajlar verildiğine karar verdim. Her zülfikârın yetkinlik seviyesine göre bir sonuca varacağına kanaat getirdim. O nedenle Allah yar ve yardımcımız olsun dileğimle yeter ediyorum. Selam es selame.
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.