Dört günde gelen huzur

Hayırlı sabahlar hocam.
Müsait olduğum her an yazma ihtiyacı duyuyorum. Sizi fazla meşgul edersem lütfen söyleyin. Maksadımı aşmayayım, sizi yormayayım.

Hocam bu gün sabah namazında fark ettim; ben özellikle sabah namazlarında korkardım. sanki arkamda biri varmış gibi veya kapıdan biri bana bakıyormuş hissine kapılır, özellikle secdeye gideceğim zaman çok tedirgin olur, secdeden bir çırpıda kalkardım; etrafı görebilmek için.

Bu gün içim huzur doluydu. Ve korku namına bir şey yoktu. Namazımı kılıp zikrimi yaptım. sağ devrimi yaptım ve o zaman farkettim, aaaa ben bugün hiç korkmadım, aklıma hiç kötü bir şey gelmedi diye. Çok mutlu oldum. Bu kadar kısa zamanda (dördüncü günümdeyim) bu gelişme beni çok mutlu etti. Paylaşmak istedim. Allah’a emanetsiniz. Ellerinizden öperim.

Selam es selame; işte bunları yaz kızım;
Adım adım gelişmeleri kayda geçirmiş olalım. Sen ileride faydalanırsın, zikire başlamaktan korkanlar ile zikir çektiği halde huzura eremeyenlere yol göstermiş ol. İşe başlar başlamaz insanlığa hizmet etmeye de başlamış ol.

Öğrendiğimizi, öğretmek insanlığın gereğidir. ‘’ hepiniz çobansınız ve güttüğünüzden sorumlusunuz’’ hadisi günümüze adapte edilseydi şöyle olurdu sanırım; hepiniz öğretmensiniz ve öğrettiklerinizden sorumlusunuz…

Kazanımlarımızı paylaşmak islam’ın emridir. İlmin zekâtı öğretmektir.
Zikre başlamadan önce seni sürekli tedirgin eden süfliler, çevrende dolaşıp duruyorlardı. Günlük iki kere sağ devri yapmak ve düzenli namaz kılmakla onları çevrenden uzak tutmaya başladın. Namaz niyaz bunun için gerekiyor. Allah’ın bizim namazımıza da zekâtımıza da kurbanımıza ve haccımıza da ihtiyacı yoktur.
O ihtiyaçlardan münezzehtir.

Okuduğun esmanın huddam(hizmet melekleri) ları süflileri etrafından kovarak çevreni emniyete aldılar: Nur geldi karanlık gitti, sen de huzura kavuştun. Mahallenin serserilerine karşı ağabeyinden, babasından ve polisten yardım alan genç kız gibi korkusuzca hayatını sürdürür oldun.
İşte başkalarına tek tek söylediğim gibi sana da bir kere daha söyleyerek perçinleyelim ki, doğru zikir yaparsan anında emniyete alınırsın.

Ateşle oynarsan yanarsın.
Celal esmaları ile zikir yapmak ateşle oynamanın ta kendisidir. Allah ismi celalı tek başına asla zikredilmez. Hatta belli bir mertebeye gelinceye kadar hiç zikr edinilmez. Celaldır. Zakir o esmanın tesirlerine/ tecellisine dayanamaz.
Bebeğin anne sütü ve mama ile beslenmesi gibi, talip önce cemal esmaları ile sonra kemal esmalarla terbiye edilmelidir. Rüştünü ispatlayıncaya kadar yedilir, yetişince okyanuslara salıverilir. selame es selam e

Yayınlanma tarihi: 22 Eki 2016, 17:20