İhsan, İyiliği Umumileştirmektir – Bir Ayet Bir Hadis
İhsan, İyiliği Umumileştirmektir
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir?” (Rahmân, 60)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“İyilik, nefsin uygun gördüğü ve yapılmasını kalbin onayladığı şeydir. Günah ise içini tırmalayan ve başkaları sana yap diye fetvâ verse bile içinde yine de şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir.”(Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 227-228; Dârimî, Büyû’2)
Anlatıldığına göre Zünnûn Mısrî (ks) inkârcı yaşlı bir kadının kış günlerinde kuşları darı ile beslediğini gördü. Zünnûn, “imana yabancı olandan sadaka makbûl değildir” dedi. Kadın, “kabul olsa da olmasa da ben bu iyiliği yapacağım” dedi. Bir müddet sonra Zünnûn o kadını Kâ’be’nin hareminde gördü. Kadın, “Ey Zünnûn bir avuç darı kadar bir iyilik karşılığında Allah bana İslam nimetini ihsân etti” dedi.
Hasan dedi ki; ihsan, iyiliği umûmîleştirmektir, husûsîleştirmek değildir. Yağmur, rüzgâr, güneş ve ay gibi herkes faydalanmalıdır.
Ebu Zer (ra)’den rivâyet edildiğine göre, “Yâ Rasûlallah, beni cennete götürecek, cehennemden uzaklaştıracak amel göster” dedi. Rasûl-i Ekrem (sav), “Bir günah işlediğinde hemen peşinden bir iyilik işle ki, onun karşılığı on mislidir” buyurdu. (Terğib, V, 72. (Suyûti, el-Câmiu’l-kebir, c.1 s.2727: Hindî, Kenzu’l-ummâl, c.15, s. 784) el Mektbetü’ş-Şâmile)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
er-Reşîd: Her varlığı, var ediş gayesine uygun bir biçimde hedefine ulaştıran, hiç kimseyle istişare etmeden işlerini yürüten, delil ve irşada ihtiyacı olmayan, işlerini nizam ve hikmetle yürüten ve hiçbir işi boş ve abes olmayan, kullarını doğru yola ileten demektir.
Kısa Günün Kârı
Amelde iyiliğin mükâfâtı iyilikten başka bir şey değildir. Her an iyilik içinde olup, ihsân ve iyilik yapmalıyız. Şüphesiz ki, Allah iyilik ve ihsân sâhiplerinin emeğini boşa çıkarmaz.
Lügatçe
ihsan: Allah’ı görür gibi ibadet etmek. Güzel bilmek. Güzel eylemek.
makbul: Kabul edilen.
umûmî: 1. Genel. 2. Herkesi ilgilendiren.
husûsî: Özel.