Yeni Yılda Yeni Zikir

01.01.2022
282
Yeni Yılda Yeni Zikir

Yeni Yılda Yeni Zikir

zikirimiz değişti HUCURAT SURESİ
*Selam es selame hocam,
hayırlı geceler, mutlu yıllar diliyorum …
Yeryüzünün ortasında büyük bir kafile birbirine beyaz ışık saçan iplerle bağlanmıştı ….önlerinde siz elinizde kuranı kerimi açmış, Hucurat Suresini işaret ediyordunuz .
Zülfikarlar ! Zikrimiz bu sure diyordunuz.
-Selam es selame Alperenbacım. Hayırlı geceler mutlu yıllar. Şükür elhamdülillah zikrimiz değişti. Yeni yıla yeni bir zikirle başlıyoruz ki anlamını dikkatle tahlil edip üzerinden düşünenler görecekler ki bir müjdedir. İçe dönük hallerimizle ilgilenme zamanıdır. Dış mücadele yeterlidir. Gökler bizden yanadır. Üçyüz yıllık tersine dönen feleğin çarkı düzene girmiş olması gerektiği gibi hakk geldi batıl zail oldu diyerek dönmektedir. Her zülfikar günde en az bir kere bu sureyi ya Arapça aslından yahut mealen okumalıdır. Gücü yeten her vakitte bile okuyabilir. İki okuyan bir okuyana üstünlük sağlar. Rabbim yar ve yardımcımız osun. Mealini buraya alıyorum ki hemen bir kere okumuş anlamı hakkında kanaat sahibi olasınız. Selam es selame.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
1. Ey iman edenler! Allah’ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
2. Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider.
3. Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın, gönüllerini takvâ (Allah’a karşı gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
4. (Ey Muhammed!) Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir.(1)
(1) Uyeyne İbn Husâyn ve Akra’ İbn Hâbis, Temimoğulları’ndan yetmiş kişilik bir heyetle birlikte Hz. Peygamber’in istirahatta bulunduğu bir öğle vaktinde odaların arkasına gelerek, “Ey Muhammed! Yanımıza gel” diye seslenmişlerdi. Âyette onların bu kaba davranışı kınanmaktadır.
5. Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
6. Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.
7. Bilin ki, aranızda Allah’ın elçisi bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı ve (İslâm’ın emirlerine) karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir.
8. Allah, kendi katından bir lütuf ve nimet olarak böyle yaptı. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
9. Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever.
10. Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.
11. Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.
12. Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.
13. Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.
14. Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.) “Fakat boyun eğdik” deyin.(2) Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
(2) Bu cümle, “Fakat İslâm’a girdik, deyin” şeklinde de tercüme edilebilir.
15. İman edenler ancak, Allah’a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.
16. (Ey Muhammed!) De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.”
17. Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar. De ki: “Müslüman olmanızı bir lütuf gibi bana hatırlatıp durmayın. Tam tersine eğer doğru kimselerseniz sizi imana erdirmesinden dolayı Allah size lütufta bulunmuş oluyor.”
18. Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

  1. admin dedi ki:

    Sûre Hakkında
    Bu sûrede müminlere bazı görgü kuralları, Peygamber’e ve birbirlerine karşı nasıl davranacakları öğretilmektedir. Medine’de inmiştir. 18 (onsekiz) âyettir. Adını, dördüncü âyetteki “odalar” anlamına gelen “hucurât” kelimesinden alır.