İbret için okunur

22.04.2022
2.998
İbret için okunur

İbret için okunur

Selam es selame pirim. Adım Mehmet Ali. 34 yaşındayım. İki yıllık üniversite okudum. Ardında dört yıllık açıktan kamu yönetimi okudum. Bekarım. Şu an bir işte çalışmıyorum. Balıkesir’in Bandırma ilçesinde yaşıyorum. 10 yaşımdan beri ismi azam duasını öğrenmeye çalışıyorum. İsmi azam duasına ulaşmaya çalışırken hayat boyu yaşadıklarımı size anlatmak istiyorum. Çok değişik bir hayatım oldu. Beni sadece sizin anlayabileceğinizi düşünüyorum. Bir aydan fazladır yazılarınızı okuyorum. Hayatınızı ve çektiğiniz zikirleri anlatın diyordunuz. Vaktinizin az olduğunu bildiğimden özetleyerek hızlıca anlatmak istiyorum. Sizinle konuşmayı nasip ettiği için Allah’ımıza sonsuz şükürler olsun.

Hocam daha beş yaşındayken hayatım karardı. Babamın arkadaşının maymunu beni ısırdı ve bu yüzden çok ağır kekeme oldum. Bu yüzden insanlarla iletişim kuramıyorum içime kapanık biriydim. Zamanın da müdahale edilseymiş düzelebilirdim ama babam zanda bulunarak kendiliğinden düzelir diye 5 yıl boyunca müdahale etmediler. 10 yaşımda annemin ısrarıyla psikoloğa götürdüler ama bir faydası olmadı. Çok sonraları araştırdım zaten bir faydası da olmuyormuş. Sonra muskacı hocalara filanda götürdüler onlarda okudu üfledi muska yazdılar filan bir faydası olmadı.

Bu halime çok üzülüyordum. Bu halimden kurtulmak için sürekli çabalıyordum. Çünkü sürekli eziliyordum. Haklıyken bile haksız durama düşüyordum. Kendimi savunamıyordum. Zaten ailemde beni çok ezdi. Haklıyken bile haksız çıkartmayı resmen kendilerine görev edinmişlerdi. Annem zaten sinir hastası. Canlı-cansız neredeyse kızmadığı bir şey yok. Babam ise evin maddi ihtiyaçlarını ve bizim maddi ihtiyaçlarımızı karşılamak dışında pek yaptığı bir şey yok. Nereyse tek yaptığı şey kahvede kumar oynamak.

Babam ramazanda oruç tutar, Kurban Bayramı’nda kurban keser bunun dışında din ile pek alakası yok. Annem ise çok dindardır ama taklidi bir dini var, dinin özünü anlamaktan çok uzak. Annem akrabaları ile olsun veya arkadaşları ile olsun evliyaların hayatlarından bahsederlerdi. Bir gün yine dinden anlatırlarken duanın öneminden ve dua ile değişen hayatlardan bahsettiler. Daha o zamanlar 10 yaşındaydım iyileşmem için bende dua etmeliyim dedim. Dedemin evinde dua kitabı vardı, o kitabı aldım ve okumaya başladım. Kitapta “ismi azam” duası adlı bir dua buldum, duanın altında <bu dua ile Allah’tan ne isterseniz isteyin Allah mutlaka gerçekleştirir> yazıyordu. Kitabı aldım ve duayı anneme gösterdim ve “bu dua ile Allah her şeyi veriyormuş ben dua etsem düzelir miyim” dedim. Annem ise “gerçekten ismi azam duasının olduğunu ama gerçeğinin kimsenin bilmediğini söyledi.”

O günden beri 24 yıldır “ismi azam” duasını araştırdım. Mutlaka bu duayı bulacağım ve istediğim her şeyi elde edeceğim diye karar verdim. Çocukken araştırmayı pek bilmiyordum. Çocuktum sonuçta en fazla yapabileceğim evine gittiğim kişilerin kitaplarını incelemek oluyordu. 13 yaşımdayken dedemin evinde GİZLİ İLİMLER HAZİNESİ adlı bir kitap buldum. Allah’ın isimlerini şu saatte şu kadar zikredersen kalp gözün açılır, melekler ile görüşürsün, duaların kabul edilir gibi şeyler yazıyordu. Annem o kitaptan uzak durmamı söylediği halde dinlemedim, o kitaptan çok esmalar zikrettim. Allah’ın her ismi güzeldir diyordu her ismini zikrettiğinizde ayrı güzellikler yaşarsınız diyordu. Pirim daha yeni öğrendim sizden bunun çok yanlış olduğunu. Ben hayatıma nimetler gelecek diye beklerken türlü türlü belalar geldi. İçim sürekli huzursuzdu. Her şeyden korkar olmuştum. Ailem durumumu fark edip hocalara götürdüler. Sonra tamamen olmasa da baya bir iyileştim.

18 yaşıma geldiğimde bilgisayarım olmuştu. İnterneti yeni yeni öğreniyordum ve bir gün aklıma internetten ismi azam duasını araştırmak geldi. İsmi azam duasını araştırırken daha başka birçok duada bulmuştum. Şu namazı kılar dua edersen Allah istediğini mutlaka verir. 313 Fatiha okursan her isteğin olur. 313 ayetel kürsi okursan her isteğin olur. 1479 kez selamün kavlem mirrabbirrahim duasını okursan her isteğin olur. Şu gecede şu duayı okursan her isteğin olur. Şu saatte şu duayı okursan her isteğin olur. Cuma günü imam minberdeyken şu duayı okursan her isteğin mutlaka olur. Şu duayı yedi gün okursan her isteğin mutlaka olur. Gümüş levha üzerine şu duayı yazarsan her isteğin mutlaka olur. Safran mürekkebi ile şu duayı yazarsan her isteğin mutlaka olur. Pirim daha bunun gibi birçok duayı ve bulduğum değişik ismi azam dualarını yıllarca bıkmadan usanmadan defalarca okudum. Sağlık için okudum olmadı. Para için okudum olmadı ne için okuduysam okuyayım olmadı.

Cuma günü duaların kabul edildiği kısacık bir saat varmış bu saatte “Ya Zel Celali Vel İkram” denilerek Allah’a dua edilirse Allah her istenileni veriyormuş diye okumuştum. Askerde cuma günü nöbet tutarken bütün gün bu duayı okuyarak Allah’tan istekte bulunmuştum yine olmamıştı. Askerden döndüğümde kuzenimin eşi beni KADİRİ TARİKATINA girmem için ikna etti. Her gün sabah ve akşam 113 besmele, 100 salavat ve en az 100 kelime-i tevhit çekmemiz isteniyordu. Gün boyunca yürürken, gezerken, okurken, iş yaparken çekebildiğimiz kadar kelime-i tevhit çekmemiz isteniyordu. Ben hem zikirlerimi yapıyordum hem de yine devamlı Allah’a dua etmeye devam ediyordum. Cübbeli Ahmet hocayı da her hafta izlerdim ve anlattığı duaları yapmaya çalışırdım. Allah’tan çok zenginlikte isterdim. Bir gün Allah’a secdede bana tonlarca altın vermesi için dua ettim.

Birkaç gün sonra beni kadiri tarikatına girmeme sebep olan kuzenimin eşi olan Mehmet ile buluştum. Mehmet bana define işine girdiğinden ama çok zor durumda olduğunu anlattı. Mehmet’in köyde oturan kadiri tarikatından Muharrem adlı arkadaşı büyük bir tarihi mezar bulmuş ama bu mezarı kazmak için kepçelere ihtiyaç varmış. Muharrem’de zengin bir iş adamına fotoğrafları göstermiş ve anlaşmışlar. İş adamı muharreme altınları çıkardıktan birkaç ay sonra dört milyon TL vermeyi kabul etmiş ama kazı masrafları içinde seksin bin TL istemiş. Muharrem kırk bin TL bulabilmiş. Durumu Mehmet’e anlatmış. Kendisine kırk bin TL vermesi karşılığında iki milyon vermeyi teklif etmiş. Mehmet’te bankadan kırk bin TL çekmiş vermiş. Mehmet’in eşi durumu öğrenmiş ve Mehmet’in babasına anlatmış. Mehmet’in babası böyle şeylere hiç inanmaz onun için kırk bin TL’yi hemen bulup getirmezse evlatlıktan reddedeceğini ve ailesinin dağılacağını söylemiş. Mehmet bu işe sen gir bana kırk bin TL’yi ver. Milyonlarda senin olsun dedi.

Ben ise sevinçle Allah’ın dualarımı kabul ettiği düşündüm. Şükür namazları kıldım. Benim hiç param yoktu, o yüzden annemi ve babamı ikna etmek için, çok güzel bir işin olduğunu ve bu işin hayırlı mı hayırsız mı olduğunu anlamaları için istihare rüyasına yatmalarını istedim. Ben, Annem ve altı akrabam istihare rüyasına yattık. Hepimiz çok güzel rüyalar gördük. Yemyeşil çimenler, koyunlar, cami, rengarenk havai fişekler, rahmetli dedemin dirilmesi gibi birçok güzel rüyalar gördük. Rüyalardan sonra ben işin ne olduğunu anneme babama anlattım. Babamda Muharremi araştırdı, herkese sordu nasıl biridir diye herkes dört dörtlük biri diye anlattı. Gittik Muharremle de görüştük. Muharrem bize elli bin TL’lik senet bile verdi, sizin içiniz rahat olsun yeter dedi. Sonra gittik tarihi mezarın yerinde baktık. Kocaman bir höyük vardı ve taşa kazınmış yılan işaretleri de vardı. Mezarın olduğuna da ikna olduk. En son kadiri şeyhimize de olayı anlattım, istihare rüyalarını da anlattım. Şeyhim bu iş mutlaka olacak dedi.

İki milyon TL 2013 yılında çok büyük paraydı. Muharrem 8 Mayıs’ta para hesabımıza geçecek dedi. Parayı almamıza kırk gün vardı. Bu kırk gün içinde annemin ve babamın bana davranışları ömrümde hiç görmediğim kadar güzeldi. Annem oğlum bana tatlı tatlı konuşmaya başladı. Bir yandan da bir ev alıver düzenli gelirim olsun diyordu. Babam ise oğlum araba kapının önünde ne zaman istersen al kullan gibi güzel şeyler söylüyordu. Bazı akrabalarım çok sessizken bazıları da çok yalakaydı. Pirim, ben ise o zamanlar çok saftım. Kimseye hayır diyemeyen, insanlar ile ilişkisi çok zayıf olan, paranın büyük bölümünü dağıtmayı düşünen biriydim.

İple çektiğim 8 Mayıs nihayet gelmişti. Muharrem iş adamıyla görüşmek için İstanbul’a gitti. Ben ise heyecanla bekliyordum. Akşam olmuştu muharrem hala dönmemişti. Nihayet muharrem beni aradı ve yarın geleceğini söyledi. Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. Ertesi gün geldi ve paranın haftaya yatacağını söyledi. Bir hafta geçti para yatmadı. Muharrem parayı yatırmadıklarını ve telefonlarını da açmadıklarını söyledi. Perişan olmuştum. Allah’a istihareye yatıp sormuştum. Allah bana olacağına dair işaretler vermişti. Şeyhim olacak demişti, nasıl bu iş olmazdı aklım almıyordu. Sonra hemen şeyhime gittim durumu anlattım, mutlaka olacak demiştiniz, niye olmadı dedim. Şeyhim ise olacaktı da senin iş tertemiz su gibi akıyordu sonra kirli su bulaştı olmadı dedi. Mutlaka olacak derken kirli suyun bulaşacağını bilmiyor muydun, dedim. Öfkeyle kalkıp gittim yanından. Nasıl olabilirdi ben bu işe Allah’a güvenip te girmiştim nasıl olmazdı.

O günden sonra bütün inancım sarsıldı. İslam dinine olan inancım sarsıldı. Tarikatı ve namazı bıraktım. Çok öfkeliydim beni ömür boyu hep kandırdılar mı ben olmayan bir şeyi mi aradım hep diyordum. Bir yandan da annem ve babam bana düşman olmuştu senin yüzünden bunlar başımıza geldi de paramız gitti de diye bir sürü laf söylüyorlardı. Yalakalık yapan ve sesini çıkartmayan akrabalarım ise biz zaten bu işin olmayacağını biliyorduk gibi laflar söylüyorlardı. Hatta bu iş olmadı diye karşımda sevinenler dahi vardı. Pirim işte o zaman ne kadar saf biri olduğumu anladım. Ben onlara para dağıtmayı düşünürken onlar benim halime seviniyorlardı. Çok sonra anladım ki Allah bana tek dostumun kendisinin olduğunu göstermek istemiş. Bir yıl sonra da babam muharremden parasını zorda olsa aldı.

Aradan aylar geçmişti, İnternette gezinirken yine pozitif enerji, çekim yasası, kuantum fiziği gibi yazılara rastladım. Eskiden bu yazıları görürdüm ama günah diye okumazdım. Başladım bu yazıları okumaya her şeyi oluşturan bir enerjinin varlığından bahsediyordu ve ne hissedersek onu elde edebileceğimizi anlatıyorlardı. Araştırmaya başladım karşıma birkaç yerde birden şöyle bir yazı çıktı “gözlerini kapat ve düşüncelerinin durmasını bekle düşüncelerin durduktan sonra beş duyu organını kullanarak yani görerek, elleyerek, duyarak, tadarak, koklayarak tüm benliğinizle hissederek bir şeyi hayal edersen mutlaka gerçekleşir hem de istediğin sürede” diye yazıyordu. Bende inandım. Gerçek olmasa bu kadar yerde yazmazdı diye düşündüm. Bana ilk önce küçük isteklerle başlamamı, isteklerimi büyüterek devam etmemi tavsiye ediyorlardı. Bende gözlerimi yumdum düşünce akışı durduktan sonra arkadaşımın beni akşam aradığını hayal ettim, aynı gerçekmiş gibi. O akşam aynen hayal ettiğim gibi arkadaşım beni aradı. Çok hoşuma gitti bu iş gerçekmiş dedim. Sonraki gün annemin akşam yemeğinde köfte ve patates kızartması yaptığını hayal ettim. Annem akşam yemeğinde köfte ve patates kızartması yapmıştı. Kardeşim beni öfkelendirmişti, kardeşimin karnının ağrıdığını hayal ettim ve kardeşim birkaç saat sonra karnım ağrıyor demeye başlamıştı. Babam da beni öfkelendirmişti, babamın üç gece içinde uykusunda kâbus görmesini ve bağırarak uyanmasını hayal ettim. Babam daha ikinci gece uykusundan bağırarak uyandı ve hepimizi de uyandırdı. Bu iş çok hoşuma gitmişti. Bir kuzenim de şu özelliklere sahip birisini bulup evlenmek istiyorum demişti. Onu da istediği özelliklere sahip bir erkeği bulduğunu hayal ettim. Bir ay sonra filan burcuna kadar istediği özelliklere sahip erkeği bulduğunu söyledi. Bundan sonra çok büyük bir şey yapmalıyım diye düşündüm ve Bandırma’ya çok şiddetli bir yağmurun yağmasını hayal ettim. Ve pirim on gün sonra filan aynı hayal ettiğim gibi oldu hatta bazı sokaklardan sel gibi aktı yağmur suyu. Çok sonra Mevlana’nın “Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin” sözü ile HZ. Osman’ın “Allah, nasip etmeyeceği bir şeyi hayal ettirmez.” Sözünü öğrendim.

Sonra internetten benim gibi başkaları da var mı diye araştırmaya karar verdim. Aynen benim gibi yapanlarda isteklerini elde edenlerde varmış ama bazıları isteklerini elde edememiş. Bazıları isteklerini elde edemediklerini anlatınca benim içime şüphe düştü acaba olmayan isteklerde var mı diye. Bundan sonra hayal ettiklerim acaba olmaz mı diye şüphelenmeye başladım. Sonrada zaten hiç birisi olmadı. Araştırdıkça çok sonra doğrusunu öğrendiğim bir söz okumuştum “hayal ettiğiniz şey aklınıza gelirse isteğiniz olmaz” yazıyordu. Aslında tamamen saçmalıktı. İnsanları istekleri olmasın diye söylenmiş yapılması imkânsız bir şeydi. Bu yalan söz beni o kadar çok uğraştırdı ki yıllarca istediğim şeyin aklıma gelmesini durdurmaya çalıştım. Bu yüzden o kadar yorgun düştüm ki anlatamam.

Araştırdıkça Hristiyanların, Yahudilerin, Budistlerin ve evrenden isteyen ateistlerin bile isteklerinin gerçekleştiğini öğrendim. Bu nasıl olabilirdi ki. Bu dinler yanlış ise, isteklerini gerçekleştiren kimdi? Bu yüzden İslamiyet dini hakkında çok büyük şüphe duymaya başladım. Acaba hangi din gerçek dindir? Acaba gerçek dini nasıl anlayabilirim diye araştırmaya başladım. Bize İslam dininin dogmatik bir din olduğu öğretilmişti. Araştırdıkça öğrendim ki, aslında İslamiyet nas’mış. Akıl göz, vahiy ışıkmış. İslamiyet dini onlarca kesin ispat üzerine kurulu akıl diniymiş. Başta annem olmak üzere etrafımdakiler dine asla aklın karıştırılmayacağını söylüyorlardı. Oysa Allah onlarca ayetinde aklınızı kullanın, düşünün, araştırın diyor. Anladım ki çocukluğumdan beri bana çok eksik ve yanlış bilgiler öğretmişler. Allah’ın var olduğuna dair. Hz. Muhammet’in peygamber olduğuna dair. Kur’an’ı Allah’ın gönderdiğine ve Kur’an’ın tamamen doğru olduğuna dair onlarca ispat buldum okudum, düşündüm ve tüm kalbimle inandım Elhamdülillah. Ama bunlardan önce Akıl nedir? Nasıl kullanılır? İspat nedir? Üzerine çok yazılar okudum ve öğrendim. Peygamberimizin akıl hakkında “Kişiyi ayakta tutan aklıdır. Aklı olmayanın dini de yoktur.” Ve “Allah akıldan daha değerli bir şey yaratmamıştır.” Sözlerini öğrendim.

Pirim, bizleri sorgulama, araştırma, düşünme diyerek aptallaştırmaya çalışmışlar. İmanımı taklidi imandan, onlarca ispatı öğrenerek tahkiki imana çevirdim. Allah’ıma sonsuz şükürler olsun. Taklidi iman en ufak bir rüzgârda bile yıkılırken. Kesin ispat üzerine kurulu Tahkiki imanı Allah’ın izniyle fırtınalar bile yıkamaz. Matematiği bilen bir kişi 2+2=4 olduğuna yüzde yüz emin oluyorsa, İslam dininin ispatları bilen bir kişide İslam dininin doğru olduğuna dair yüzde yüz emin olur. Zaten araştırınca İslamiyet’in hak din olduğunu, Hristiyanlığın ve Yahudiliğin nasıl bozulduğunu ve diğer dinlerin birer saçmalık olduğunu öğrendim. Hocam etrafımda ki insanlara tahkiki imanı anlatmaya çalıştım. Allah onlarca ayetinde akıldan ve ispattan bahsediyor dedim. Anlatmaya çalıştım, kimse beni dinlemedi bile, öyle saçmalık mı olurmuş, dinin ispatımı olurmuş dediler. Güya çoğu dindar, abdestinde namazındalar ama sadece taklit ediyorlar. Anneden, babadan, etraftan ne gördülerse onları taklit ediyorlar. Kimseye bir şey anlatamadım. Zaten hayal ederek bazı şeyleri gerçekleştirdiğimi az bir şey anlatmıştım, bana deli gözüyle baktılar. Anladım ki bu yolda yalnızım. Bir aydır sizin yazılarınızda okuyorum anladım ki, daha fazla anlatsaymışım beni tımarhaneye kapatmalarına sebep olacakmışım.  Onlara söylediğim tek şey siz beni anlayamazsınız beni sadece Allah anlar. Ne güzel demiş Merhum Şeyh Edebali şu üç kişiye acırım diye • Cahiller arasında âlime. • Zenginken fakir düşene. • Hayırlı iken itibarını kaybedene.

Bundan sonra artık önümde engel kalmadığını düşünüyordum. Aklımı kullanmayı öğrenmiştim. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu araştırarak ismi azamı çok kolay bulabilirdim. Ama ne yazık ki daha önümde çok yol varmış. Bana daha farkında olmadığım öğrettikleri çok yanlış varmış. Pirim bana yine Kur’an’ı asla Türkçe okuma anlamazsın diye öğretmişlerdi.

O yüzden araştırmalarımı hadisler üzerinden yapıyordum ama bir sorun vardı. Hadisler arasında çok fazla çelişki vardı. Bir sürü ismi azam duası vardı ve bunlar birbirinden farklıydı. Bir hadiste Allah duanızı sizin için hayırlı değilse değiştirerek kabul eder derken, başka bir hadiste mutlaka kabul eder sakın beddua etmeyin diyordu. Bir hadiste cuma günü mutlaka kabul olan dua zamanı öğlen vakti derken, başka bir hadiste ikindi vakti diyordu. Daha birçok konu hakkında da hadisler arasında çelişkiler vardı. Bir hadisin doğru dediği şeye diğer hadis yanlış diyordu. Hadisleri araştırmaya karar verdim. Hadislerin içine çok fazla yalan hadis karıştığını gördüm. Diyanetin 400 bin hadisten, 380 bini yalan diye yaptığı açıklamayı görünce zaten vazgeçtim. Hadislerin doğrularını ayırmaya benim gücüm yetmezdi.

Sonra yine araştırırken ailemin bana öğrettiği bir yanlışı daha fark ettim. Kuran asla Türkçe okunmaz derlerdi oysa Allah tam tersini söylüyordu.

“Biz her peygamberi, kendilerine iyice açıklasın diye yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik…” (İbrahim, 14/4).

Evet, Kur’an’ın Arapça indiriliş hikmetini kavrayamayan, bu yüzden de onun evrenselliğine itiraz eden cahiller şunu bilsinler ki: Eğer Biz Kur’an’ı yabancı bir dilde göndermiş olsaydık, o zaman onun ilk muhatabı olan Araplar haklı olarak, İman etmemizi istediğin bu kitabın ayetleri, bize anladığımız dilden açık ve anlaşılır biçimde beyan edilmeli değil miydi? Arapça konuşan bir toplum ve onları hidayete çağıran yabancı bir kitap; ne tuhaf şey bu!” diyeceklerdi. O hâlde, tüm insanlığa seslenerek de ki: “Bu Kur’an gerek Araplardan gerekse diğer toplumlardan olsun, bütün inananlar için bir yol göstericidir ve insanlığı tehdit eden her türlü manevi, kültürel, siyasi ve toplumsal dertlere, yaralara kesin bir şifadır. Bu mükemmel kitaba inanmayanlara gelince, onların kulaklarında, hakikati işitmelerine engel bir sağırlık var; işte bu yüzden Kur’an, onlara göre anlaşılmaz, karanlık bir kitaptır. Öyle ki, apaçık hakîkate dâvet edilirken onlar, sanki çok uzak bir yerden çağrılan ve çağrıyı işitmekte zorluk çeken kimselere benziyorlar. Zaten tarih boyunca, Allah’tan gelen bütün kitaplara aynı tepkiler gösterilmedi mi? Fussilet Suresi 44. Ayet

Ey Muhammed! Bu tebliğin ulaştığı hiç kimse, ilâhî çağrıdan habersiz olduğunu öne süremez. Çünkü Biz bu Kur’an’ı, senin dilinde kolayca anlaşılır bir hâle getirdik ki, önce onun ilk muhatabı olan Araplar, sonra da kıyâmete kadar gelecek tüm insanlar onu düşünüp öğüt alabilsinler. Duhân Suresi 58. Ayet

O hâlde, Rabb’inden sana gönderilen sözleri adım adım izle! Hiç kuşkusuz Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır. Ahzâb Suresi 2. Ayet

Neyiniz var sizin ey zalimler, nasıl bir mantıkla muhakeme yürütüyor, ne kadar ahmakça hüküm veriyorsunuz? Yoksa elinizde, okuyup ders yaptığınız Kuran’a alternatif bir ilâhî Kitap mı var? Kalem Suresi 36. 37. Ayet

İşte bu mesaj, kıyamet gelip çatmadan önce insanlığa ulaştırılan bir uyarı, bir hatırlatmadır; o hâlde, her kim dünya ve ahrette kurtuluş ve esenliğe ulaşmak istiyorsa, Rabb’ine giden bir yol tutsun. Müzzemmil Suresi 19. Ayet

Tapındığınız bu sözde ilâhlar, kulluk ve itaate lâyık olduklarına dair haklarında Allah’ın hiçbir delil göndermediği ve yetki alanlarını, kudret sınırlarını, verdikleri ve verecekleri hükümleri, kısaca sahip oldukları bütün özellikleri sizin ve sizden önceki atalarınızın belirlemiş olduğu birtakım hayal ürünü isimlerden başka bir şey değildir! Onlar, bu iddialarında herhangi bir delile dayanmıyor, yalnızca boş kuruntu ve zanların bir de nefislerinin arzularına hoşlarına giden şeytani dürtülerin peşinden gidiyorlar. İşte bu yüzden bir tek Allah’a kulluk etmekten kaçınıyor, kendilerine hiçbir ahlâkî sorumluluk yüklemeyen âciz tanrılar icat ederek onlara tapmayı tercih ediyorlar. Oysa şimdi onlara, Rab’leri tarafından bir yol gösterici gelmiş bulunuyor. Artık hiç kimse, gerçeği bilmeme bahanesiyle kendisini kurtaramayacak, hiç kimse Kur’an’a göre hayatını düzenlemeden dünya ve ahirette kurtuluşa eremeyecektir. Necm Suresi 23. Ayet

Onlara, “Sizi yaratan ve size bunca nimetler bahşeden Rabb’inize kulluk ederek, rükû ve secdelerle O’nun önünde saygıyla eğilin!” denildiğinde, küstahça kibre kapılır, eğilmeyi gururlarına yediremezler.

Vay hâline o Gün, emirlerimi yalanlamış olanların!

Eğer inkârcılar, hakikati tüm açıklığıyla ortaya koyan bu ayetlere de inanmayacaklarsa, ondan başka hangi söze inanacaklar! Mürselât Suresi 48. 49. 50. Ayet

Bu kılavuz, sana rahmet ve merhametle katımızdan indirdiğimiz mutluluk ve bereket kaynağı kutlu bir Kitaptır ki, insanlar onun ayetleri üzerinde iyice düşünsünler ve sağduyu sahipleri onu okuyup öğüt alsınlar. Sâd Suresi 29. Ayet

Doğrusu biz onlara, inanan bir toplum için hidâyet rehberi ve rahmet kaynağı olmak üzere, tam bir hikmet ve bilgiyle hakîkati tüm yönleriyle açıkladığımız mükemmel bir kitap gönderdik. A’râf Suresi 52. Ayet

Ey insanoğlu! İşte böylece Biz bu kitabı, Arapça yani, hiç bilmediğiniz bir dilde değil, okunup anlaşılabilen ve hayatın her cephesini kuşatan; insanın bulunduğu her yerde sürekli okunup gündeme getirilmesi gereken bir Kur’an olarak gönderdik ve içerisinde, her türden uyarıyı tekrar tekrar ele alıp açıkladık ki, önce Kur’an’ın ilk muhatabı olan Araplar, daha sonra da tüm insanlar iyiliklere, güzelliklere yönelip kötülüklerden sakınsınlar yahut bu ibret verici ayetler, onların en azından gaflet uykusundan uyanmalarını ve öğüt alıp düşünmelerini sağlasın. Tâ-Hâ Suresi 113. Ayet

Derken, kendilerine şefaat edeceğini umdukları Peygamber veya onun yolunu izleyerek toplumunu hak dine çağıran İslâm dâvetçisi, “Ey Rabb’im!” diyecek, “Benim halkımdan Müslüman olduğunu iddia eden bazı kimseler, bu Kur’an’ı tozlu raflar içine hapsederek terk ettiler. Kimileri onu anlamak ve uygulamak niyeti taşımaksızın okudu; ölülerin ruhlarına üfledi, kimileri onun yerine, başka eserleri başucu kitabı hâline getirdi; kimileri onu, üzerinde çalışmalar yapmaya yarayan bir malzemeden ibaret gördü; kimileri de onun bu çağda geçerliliğini yitirmiş bir kitap olduğunu ileri sürerek hayatın dışına itti; bunların yaptıklarından şikâyetçiyim yâ Rab!” diyecek. Furkân Suresi 30. Ayet

****

Kuranı defalarca okudum. En güzel şekilde anlamaya çalıştım. Kuran’ı anlamaya çalışırken bile çok zorlandım. Meallere baktım. Bazı ayetlere farklı anlamlar vermişler. Acaba hangi meal doğrudur dediğin an şüpheye düşmüş oluyorsun. Kırktan fazla meale bakarak, yeri geldiğinde Arapça Türkçe çeviri yaparak. Yeri geldiğinde Arapça kelimelerinin anlamlarına bakarak. Yeri geldiğinde tefsirlerden faydalanarak Kuran’ı zorda olsa anladım. Rabbimi tanıdım. İsimlerini öğrendim. Kullarına olan vaatlerini öğrendim. “Dua edin kabul edeyim” diyen ayetleri zor öğrendim. Çoğu kişi dua edin cevap vereyim diye çevirmiş. Bide yanına not düşenler olmuş “Allah dileğinizi kesin kabul edecek diye bir şey yok uygun görürse kabul eder” diye. Allah’ı tanıdım. Her şeye gücünün yettiğini, ol dediği an her şeyi oldurabileceğini, herkesi ve her şeyi duyduğunu, herkesi ve her şeyi gördüğünü, her şeyin izni ile olduğunu, kendisinden izinsiz bir yaprağın bile düşemeyeceği, sonsuz cömert olduğunu, karşılık çok nimetler verdiğini, çok affedici olduğunu, bütün günahları affettiğini, şükredenlere çok fazla nimetler verdiğini, koruduğuna bütün insanlar ve cinler zarar vermek için bir araya gelseler zerre kadar zarar veremeyeceklerini, her sözünün doğru olduğunu, vaatlerini mutlaka gerçekleştireceğini, en güzel rehber olduğunu, müminlerin en çok Allah’ı sevmeleri gerektiğini vb. yine de ne yaparsam yapayım duamı istediğim şekilde edemiyordum. Tam dua edecekken zihnim karışıyordu. Odaklanamıyordum. Dua ettikten sonra asla olmayacak diye vesvese geldiğinde vesveseye inanmıyordum ama gerçekten inanmış olsaydın vesvese gelmezdi vesvesesine inanıyordum.

Bundan sonra vesveseleri araştırmaya başladım. Vesvesenin amacının korku, şüphe ve üzüntü vermek olduğunu öğrendim. Sonra temel altı duygunun olduğunu mutluluk, üzüntü, korku, öfke, nefret ve şaşkınlık olduğunu öğrendim. Şeytanın amacının bizi üzmek, korkutmak, öfkelendirmek, nefret ettirmek ve ispatsız sözleriyle (yalanlarıyla) kandırmak olduğunu öğrendim. Şeytanı tanıdıkça neler yapmam gerektiğinde öğreniyordum. Bu arada üveys zikrinden de etkilenmiştim ve bu zikrini üç ay kadar yaptım. Ama hayatımda bir değişiklik olmadı.

Araştırmalarıma devam ederken internette GÖKYÜZÜNÜ ÖPMEK MÜMKÜN adlı bir kitap buldum esmaları nasıl zikretmemiz gerektiğini anlatıyordu. Allah’ın her isminin zikredilebileceğini, hepsinin ayrı güzel etkilerinin olacağını anlatıyordu. Pirim Kitaptan birkaç tane örnek veriyorum:

YA LATİF C.C

Lütuf sahibi, her işin inceliklerini bilen, bütün arzuları yerine getiren, her şeye vakıf, inayet ve ihsan sahibi olan…

GÜNDE 129 KERE

Havva’sı en kuvvetli isimlerden olan Ya Latif esması zikredeni başarıya, huzura ve mutluluğa kavuşturur.

-Sıkıntı ve bunalım halini kendinde sürekli barındıran kimseler için vazgeçilmez Esmalardandır.

-Özellikle arzu ve isteklere çok hızlı bir şekilde cevap veren bu Esma tüm hastalıkları ve olumsuzlukları iyileştirme frekansına sahiptir.

-Bela ve musibetlerden her anlamda ve her anında korunursunuz.

-Kararsız kaldığınız her anda rehber olarak size mucizevi etkiler yaratır.

-Bütün kapıları ardına kadar açan bir enerjiye sahip olan Ya Latif esması maddi, manevi, aşk, iş ve diğer benzeri durumlarda mucizeler yaratır.

-Bu esmayı virt edinen kişi (sürekli okuyan) bu ismin hadimi (melek) ile görüşme şerefine nail olur. Bu görüşme; insanların birbirleri ile yaptığı görüşmeler gibi değildir. Ağırlıklı olarak size işaret, baskılanmış his, oluş-biliş ve rüyalarla olur.

-Motivasyon ve ruhsal anlamda tatminsizlik yaşayan kimseler için, bu güzel Esma; çözümden öte süreklilik arz eden bir sonuç gösterir. Kişi her manada mutlu, zengin, sağlıklı ve güçlü olur.

-Giriştiği her işte mağlup ve başarısızlık yaşayan kimseler bu esmayı çoğu kez zikretmelidir.

-Korkularınızı yenmenizde size yardım edecek ender Esmalardandır.

-Ruhani boyutlara ve melek bağlantılarına ulaşmak isteyen insanlar için, her gün okunması gereken bir esmadır.

-Sevgi, aşk ve beğeni elde etmek isteyen kimseler için çok iyi enerji alanları oluşturur.

-Burun hastalıkları yaşayan insanlar için iyileştirici bir güce sahiptir. Özellikle nefes performansını iyiye çıkarır ve sizin daha iyi düşüncelere sahip olmanıza vesile olur.

-Pozitif enerji denilen ve insanın o halde kalması en zor durum olan olumlu düşünmeye yakınlaştırarak, ruh ve fiziksel yaşantısını en üst seviyede düzeltecek bir esmadır.

-Havvası çok olan bu esmayı dilinden düşürmeyen kişilerin, bütün mucizelere muvaffak olacağı kesindir…

 

YA CEBBAR C.C.

Azamet ve kudret sahibi, dilediğini yapan ve yaptıran, hükmüne karşı gelinemeyen, yaratılmışların halini iyileştiren…

GÜNDE 206 KERE

Bu güzel ismi zikreden kişi düşmanlarının illetinden kurtulurlar. Günümüzde düşman; sizden sürekli kötü bahseden, enerjinizi düşüren, sürekli kötü olmanızı dileyen ve başarılarınızdan kıskançlık duyan kişilerdir. Bu kişiler şu an bu kitabı bulduğunuza göre sizin en yakınlarınızda bulunan kişilerdir. Yakınlığı her ne olursa olsun ya uzak durmanız gerekecektir ya da eğer uzaklık mümkün değilse az sohbet veya sohbeti kesmeniz gerekecektir. Ki zaten konu yakınlıksa eğer Allah’a yakın ve yakin olmak her şeye değer ve de bu yakınlık her şeyin üzerindedir. Eğer tekraren açıklamak gerekirse ve bu yakınlık ailenizden biriyse o sizi değil, siz onu değiştirmelisiniz. Bu Ya Cebbar ile mümkündür.

-Ama yalnız bununla sınırlı değildir. Bunun yanı sıra çok yakınınız olup olumsuz düşünen kişilerin kötü enerjisinden de sizi korur ve kurtarır. Tabi ki bu kişiler düşmanınız değildir. Sizin attığınız adımlardan rahatsızlık duymayan yani iyi niyetli olan fakat kendisi adım atma başarısı gösteremeyen ve kendisinin yapamayacağını düşündüğü için herkesin başarısız olacağını düşünen ve sürekli başarısız olacağınızı söyleyip size olumsuz telkinler veren insanları da hayatınızdan çıkarır. Zaten doğrusu da budur. Onlara yapabileceğiniz en büyük iyilik olumsuz düşünme biçiminden kurtarmak adına esmalarla tanıştırmanızdır.

-Çevresindeki herkes zikredene itaat eder. Yani ismin enerjisini toplayan kişiler büyük bir enerji yumağı oluşturacağı için herkesin hayranlıkla peşine takıldığı ve dinlediği bireyler haline gelecektir. İtaatten kasıt budur. Sevilen ve sözü geçen birisi olmasıdır. Bunun dışında ismin anlamından da anlaşıldığı üzere heybet veren bir frekansı olduğundan çevresindekilere korku verir.

-Kişiye kimse kötülük etme cesaretinde bulunamaz. Kötülük yapmak isteyenler bu ismin sert enerjisine maruz kalır. Yani kişi onlara heybetli görüleceğinden kötülük yapmak isteyenlere korku verecektir.

-İsmin diğer farklı bir enerjisi ise düşman olduğu herkesten dostluk görmesine vesile olur. Bu şu demek; yani fiziksel, sağlık ve maddi etmenler gibi extra kötülüğünüzü isteyen kişileri de o kötü isteklerinden vazgeçirip hayatınızdan çıkarır. Yani o kişilerin gündeminden düşmüş olursunuz.

-Omurgalarında sorun yaşayanların okuması gereken bir zikirdir. Skolyoz, bel ağrısı, kemik eğriliği vb gibi profil hastalıklarına derman verir.

-Korkak bir yapıya sahip olan insanlara cesaret verir. Bu anlamda sizi özgüven dolu bir yapıya büründürür. Daha önce cesaret edemediğiniz her şeyi bu isimle hayatınıza çekersiniz.

-Ya Cebbar esmasını çokça okuyanlar farkında olarak veya olmayarak bütün eksik kalmışlığını ve yarım bıraktığını giderir. Bu aslında size basit gelebilir fakat yaşam sevincinizi alıp ve sizi aslında umutsuzluğa iten yarım ve eksik kalmışlıktır.

-İç ve dış dünyasına mutlak güç sahibi Allah’ın vesilesiyle manevi ve maddi güçler verilir.

-Kişiye saygınlık, özgürlük, maddi ve manevi terfi getirir. Enerjiniz çevrenizdeki herkesi sizin lehinize olarak etkileyecektir.

-İnsan bedeninin önemli parçalarından biri olan atardamarları düzenler. Tıkanma ve buna benzer bütün hastalıkları iyileştirir. Bu nasıl mı olur; Önce atardamarınızda sorun yaratan asıl sebebi bulur. Sebep; sizin stres yapıp psikolojik olarak çöktüğünüz zamanlar olur. Bu psikolojik durum ve içinizden atamadığınız sıkıntılar bir şekilde bedenden çıkmak isteği duyar ve bu sizi vücudunuzun önemli bir noktasında hastalık yaşamanıza sebep olur. Fizyolojik rahatsızlığınızın iyileşmesi için önce içinizin yani psikolojik rahatsızlığınızın iyileşmesi gerekir. Ya Cebbar esması atardamarlarda yaşanan hastalıklar bakımından iyileştiricidir. Önce ana sebebini sonra bedeninizi iyileştirir.

-İkna kabiliyetini arttırır ve iftiradan korur. İkna kabiliyeti iş, aşk ve benzeri konularda hayati önem taşır. Toplum ve insan ilişkilerini yöneten en büyük güç iknadan geçer.

-Son derece heybet veren bu güzel isim kişiye birçok konuda yaptırım gücü enerjisi verir ve kişiyi nazarlardan korur.

-Bu ismi vird edinenler ve çokça zikredenler tüm mahlukatı yani canlıları endişeye düşürecek kadar heybetli olurlar ve düşmanlarına korku verirler. Mahlukattan kasıt; cinler, hasetçiler, kötü enerjiler, düğümlere üfleyenler, para karşılığında büyü yapan ve yaptıran pislikler, büyüler, nazarlar, tılsımlar ve yırtıcılardır.

-Herkese güzel ve şirin görünmenizi sağlar.

-Guatr denilen ve sonrasında insanlarda büyük sıkıntı yaratan hastalığı iyileştiren bir etkisi de vardır.

-Başarılı olmak isteyenler bu isimle sürekli dua edip zikretmelidirler.

-Haksızlığa uğradığınız durumlarda bu isim o durumdan sizi kurtaracak bir anahtardır.

-Tutuklu halde bulunanlar bu ism-i esmayı dillerinden düşürmemelidirler.

-Bu güzel esmayı sürekli okuyanlar bütün kalpleri kendilerine bağlarlar.

 

YA KAHHAR C.C.

Yegâne galip ve hâkim, her istediğini yapacak güçte olan…

GÜNDE 306 KERE

-Ya Kahhar esmasını okurken mutlaka ne için okuduğunuza niyet etmelisiniz.

-Kalbinde ve zihninde dünya sevgisini bitirmek isteyenler için okunması gereken bir isimdir.

-Sürekli yenik düşülen nefsi köreltir ve onu yenip olgun bir yapıya bürünmenizi sağlar.

-Sırtınızın her anlamda yere gelmesini istemiyorsanız bu esmayı okumalısınız.

-En önemli faziletlerinden birisi düşman gördüğünüz veya daha doğrusu size düşmanlık besleyenleri helak edecek bir boyuta sahip olmasıdır. Yani bu boyut size sürekli haksız yere zulmeden ve hasetçilik yapan insanları Allah’ın gazabına bırakmaktır. En güzeli onları Yüce Allah’a havale etmektir.

-Yine düşman adı altında hasetçilik yapan veya size haksız yere kötülük etmek isteyenleri hezimete uğratacak bir enerji alanı oluşturur.

-Bu hezimet; size kazılan bir kuyuya kendilerinin çok kötü bir şekilde düşmeleridir. Sizin vereceğiniz fiziki zarar, asla ama asla Yüce Rabbin vereceği beşerî zarardan üstün olamaz. Bunun için kötülüğün her türlüsünü onurunuzu kırmadığı sürece Allah’a havale etmek gerekir.

-Eğer haklı olup olmadığınızdan tam emin değilseniz yine bu ismin hezimet veya helakı faziletleri değil de koruma tecellisine sığınabilirsiniz. Sizi haksızsanız bile sizi o insanların gündemlerinden düşürür. Tabi ki eğer siz haksızsanız ve bununla ilgili bir pişmanlık yaşamadığınız sürece bedel ödemek Yüce Allah’ın bir yasasıdır. Tabi ki bu bedel durumu esmayı okuduğunuz için değil, Allah’ın kurduğu bir yasanın neticesidir.

-Tabi ki sizin esmayı okumadığınız durumlarda bile yasa gereği o insanlar bazı şeylerin bedelini öder. Ya Kahhar esması bu süreci hızlandırır.

-Yine düşman veya kötü niyetli insanlara karşı güçlenmek ve onlara güçlü ve kudretli görünmek için de okunan bir zikirdir.

-Sizi kendiniz için yaptığınız olumsuz davranışlardan koruyan bir enerjisi vardır. Kontrol edemediğiniz hislerden sizi korur.

-Ya Kahhar esması sizi şehvet ve kötü hırstan koruyan bir frekansa sahiptir.

-Size zor gelen beşerî işlerin zahmetinin ve ağırlığının azalmasını sağlayan bir güce sahiptir.

-Kaybettiğiniz şeylerin tekrar ortaya çıkmasını sağlar. Buna emanet verip alamadığınız şeylerde dahildir. Emanetinizi size tekrar getirir.

-Şeytani enerjilerin ve cinlerin defi için okunan Ya Kahhar esması size yapılmış büyüyü ve sihri iptal edebilme frekansına sahiptir.

-İstemediğiniz her şeyi sizden uzaklaştırma gücü olan Ya Kahhar esmasını bu anlamda da zikredilebilirsiniz. Bu istemediğiniz şeylere kötü alışkanlık, musibet veya hastalık gibi etmenleri dahil edebilirsiniz. Enerji yoğunluğu kötü olmayan ve fiziksel olarak yararınıza olan durumlarda da okuyabilirsiniz.

 

YA AFÜVV C.C.

Affı pek çok olan ve merhamet duygusunu veren…

GÜNDE 156 KERE

-Ya Afüvv ismini sürekli zikredenler şirk koşma dışında kalan tüm günahlarından muaf olur.

-Düzeltemediğiniz ve kontrol etmekte zorlandığınız ahlaki davranışlarınızda nefsi susturan bir güçte olan esmadır.

-Ya Afüvv esması geçmişi şifalandırmakta da en çok etki gösteren esmalardandır. Geçmişi şifalandırmak size gelecekte alacağınız kararlar ve yaşayacağınız anlar adına olumlu ve tertemiz bir referanstır.

-Bu güzel esma sizi sürekli rahatsız ettiğini düşündüğünüz toplum veya belli bir kitlenin baskılarını yok eden harika bir esmadır. Yani kişi toplum baskısı görmez. Ayrıca eşinden, abisinden veya bağlı olduğu herhangi birinden baskı görmesini engelleyen bir isimdir.

-Sakinlik ve huzur getiren bir yönü de olan Ya Afüvv esması sinirlendiğiniz anlarda okumanız gereken bir esmadır.

-Bir yaratılmışın duası ancak ve ancak arınınca ve de temizlenince çok çabuk şekilde kabul olur. Ya Afüvv esması insanlara af ve bağışlama duygusunu yükleyip arınma yolunu açan ince ve güzel bir esmadır.

-Ya Afüvv esması düşmanlarınız ve sizi sevmeyen insanlar da dahil hepsinden hürmet görmenizi sağlar.

-Korktuğunuz her şeyde size esenlik verip rahatlatacak ve korkularınızı yenebilecek bir güzellikte esmadır…

İHÇ
GAYBNAME
(Gökyüzünü öpmek mümkün)

 

Pirim bunun gibi daha onlarca isim var. Hepsini anlatıyor insanları özendiriyordu. Kırk gün boyunca bu isimlerin çekilmesi gerektiğini anlatıyordu. Allah’ın kuran da esmaül hüsna ile dua yapmamız gerektiğini. Sabah akşam onu zikretmemiz gerektiğinden bahsediyordu. Bende 30’dan fazla isim seçtim. Tabi o zamanlar celaliymiş, kemaliymiş, cemaliymiş bilmiyordum. Hepsini sabah akşam en az yüz kere çektim. Sonra ne mi oldu? Hayatım cehenneme döndü. Ne olduğunu bile anlayamayacak hale geldim. Hafızam bitti, aptallaştım, içimi muazzam bir öfke kapladı, bütün yapılan haksızlıklar sürekli aklıma gelmeye başladı, bana zulmedenleri paramparça yapmak istiyordum. Etrafımda ki herkes bana düşman oldu. Ben herkese düşman oldum.

Bu zikri yaptığımda yıl 2018’di. Ailem halime bakıp beni İzmir’e ruh ve sinir hastalıklarına götürdüler. Hap filan verdiler. Baktım depresyon haplarıymış. Bu hapları içince az bir şey sakinleştim. Sanki kendimde değildim. Yıl oldu 2019. Kitap okurken bize yakın bir yerde çok meşhur bir medyumun olduğunu öğrendim. Sonra o medyuma gittim. Medyum okunmuş su verdi ve sirkeli su ile banyo yapmamı istedi. Banyodan sonra da gül suyu ile tamamen durulanmamı istedi bunları yaptım. Ama tam bir düzelme olmadı. Bana muskada yazdı. Bu muskayı tak dedi. Konuşmamın da düzeleceğini söyledi. Aradan geçti bir ay konuşmam düzelmedi. Aradım telefonlarıma çıkmadı.

Sonra internette bir yazıya rastladım. Muskanın şirk olduğunu, İslamiyet ile bir ilgisinin olmadığını anlatıyordu. Bu yazıyı okuyunca iyice sinirlendim zaten muskanın da bir faydasını görmemiştim. Muskayı gittim denize fırlattım. O zikirleri yaptıktan sonra aynı zamanda başımda çok korkunç ağrılar vardı. Bir yandan zonkluyor. Bir yandan elektrik veriliyordu sanki. Hap içiyorum azıcık faydası oluyordu. Geceleyin uyanıyordum bir anlığına kim olduğumu unutuyordum. Bazen en basit kelimeyi bile kavrayamıyordum. Birkaç hafta sonra hastanelik oldum. Nefes alamıyordum. Midem cayır cayır yanıyordu. Ambulans ile hastaneye götürdüler. Midem aşırı gaz yapmış ve ciğerlerime baskı yapmış, reflü olmuşsun dediler. Midem çok yanıyordu bir şey yiyemiyordum. Sonra ne yapabilirim diye araştırdım. Kırk gün hayvansal gıdalardan uzak, baharatlardan uzak, yağlı yiyeceklerden uzak kalınarak bol bol su içilerek iyileşebilir mişim. Hem dedim manayla iyileşirim hem epifiz bezimde açılır hem de nefis terbiyesi yapmış olurum. Kırk gün dayandım yaptım çok zor oldu ama. Herkes karşımda etleri, güzel yemekleri yerken ben zeytin ekmek, meyve, çorba gibi yiyecekler yiyiyordum. Yumurta, süt ve yoğurtta yasaktı. Bunu yapmıştım ama ne epifiz bezim açıldı nede iyileştim. Artık yapacağım bir şeyde kalmamıştı karnımın çok ağrıdığı bir an rabbime odaklandım ya rabbi bana yardım et mideme şifa ver dedim. Karnım o anda iyileşmişti. Çok hoşuma gitmişti içime bir umut doğmuştu yine. Sonra aradan birkaç ay geçti. Evde otururken aşırı bir şekilde kalbim çarpmaya başladı bir türlü dinmedi, yine ambulans ile hastaneye gittim. Test yaptılar b12 vitaminim çok düşmüş. B12 hapları aldım içtim kırk gün hayvansal gıdalardan uzak durduğum için olmuş.

Sonra Ho’oponopono Yöntemini öğrendim. Bu yöntem; Tüm bilinen ya da bilinmeyen negatif enerjileri, pozitif olanla değiştirerek arındırır. Bunun içinde sevgiyi kullanır. 4 temel kalıp vardır. Seni seviyorum. Özür dilerim. Lütfen beni affet teşekkür ederim. Bu kelimeleri sürekli tekrar ederek kendini arındırıyordun. Sadece, dış koşulları yaratan içimdeki parçamı iyileştirmesi için, sevginin ruhunu yardıma çağırdım. Bunu birkaç gün yapmıştım biraz rahatlamıştım. Sonra bunun İslamiyet’te ki yeri nedir diye araştırdım. Bunu yaparak Allah’a saygısızlık yaptığımı düşündüm ve vazgeçtim. Bu aralarda zorda olsa başarıp 13 kişiye beddua etmiştim. Tam oh başardım derken. Üzerimde öyle bir baskı oluştu ki, öyle bir sıkıntı oluştu ki, beddualarımı iptal etmek zorunda kalmıştım. Konuşmama laf yapan, ya da dalga geçen 13 kişinin de en beter şekilde konuşmalarının bozulmasını istemiştim. Oysa o bedduaları etmek hakkım olduğunu düşünüyordum.

2021’in mayıs ayında bir temizlik şirketinde şoförlük yapmaya başladım işime zor odaklanıyordum. Orda da çok haksızlığa uğradım, mesai ücretlerini vermediler. 4 ay durdum çıktım. Dört ay çalışınca biraz paramda olmuştu. Hastaneye gittim durumumu anlattım her türlü test yaptılar. En son emar çektiler sende görünen bir şey yok dediler. Sonra bir gece rüya gördüm rüyamda her yer harap haldeydi. Ben estağfirullah zikri çektikçe her yer düzelmeye başlıyordu. Sonra tövbeyi araştırdım. Tövbeyi ve tövbenin önemini öğrendim.

Hâlbuki sen onların içindeyken, Allah onları (senin kavmini) cezalandıracak değildir. Onlar dua ederek bağışlanma dileğinde bulunurlarken de Allah onları cezalandıracak değildir.

Enfâl Suresi 33. Ayet

Onlara dedim ki: “Ey halkım, gelin zulüm ve haksızlıktan vazgeçin ve Rabb’inizden bağışlanma dileyin; gerçekten O, çok ama çok bağışlayıcıdır!

Rabb’inize kulluk edin ki, göğün bütün maddî ve mânevî nîmetlerini üzerinize yağdırsın!

Ve servetinize servet katsın, size sağlıklı ve hayırlı bir nesil bahşetsin, sizin için verimli bağlar, bahçeler ve hayat bahşeden ırmaklar yaratsın!

Nûh Suresi 10. 11. 12. Ayet

“Ey kavmim! Rabbinizden af isteyin, sonra O’na tevbe edin ki, göğün bütün nîmetlerini üzerinize sağanak sağanak yağdırsın ve gücünüze güç katsın! Yeter ki, zulüm ve haksızlık ederek Rabb’inizin rahmetinden yüz çevirmeyin!”

Hûd Suresi 52. Ayet

Sonra peygamberimizin de dertlerinden şikâyet edenlere tövbe etmeyi tavsiye ettiğini okudum. Günahlar bize gelecek olan nimetlerin önünde engelmiş. Birkaç hafta estağfirullah zikri çektim ve baya bir rahatladım. Sonra estağfirullah zikrine suphanallah, elhamdülillah, la ilahe illallah, alla hu ekber zikirlerini de ekledim. Bir hafta filanda böyle zikrettim. Bir günde sabahtan akşama kadar la ilahe illallah zikrini çektim. Allah karşıma hacamatı çıkarttı. Hacamat oldum, sırtımda çok atık birikmiş baya bir rahatladım. Eskisinden iyiydim kafam çalışmaya başlamıştı. Bu yıl başında kalben dua etmeyi öğrendim. Aklımız tatmin olduktan, ruhumuzunda tatmin olması gerekiyormuş. Aklı ispat ile ruhumuz ise 41 gün sabah akşam tekrar ile tatmin oluyormuş. Türkçe telkinler ile yapmamız gerekiyormuş. Sabah akşam üç kez tekrar etsek yetiyormuş. Tamam o zaman dedim 40 gün boyunca Allah’ın isimlerini sabah akşam Türkçe olarak üç kez tekrar edersem bu iş olacak dedim.

Tekrar ettiğim isimler:

Allah’ın İsimleri

Ya Ehad: Kendisinden başka ilah olmayan. Dengi ve benzeri de olmayan.

Ya Vahid: İsimlerinde, sıfatlarında, eylemlerinde eşi, benzeri ve ortağı olmayan.

Ya Samed: Hiçbir şeye ve hiç kimseye muhtaç olmayan. Her şey ve herkes kendisine muhtaç olan.

Ya Evvel: Varlığının başlangıcı olmayan.

Ya Ahir: Varlığının sonu olmayan.

Ya Azim: Kullarının aklı kavrayamayacak kadar büyük olan.

Ya Hayy: Canlı olan.

Ya Basir: Her şeyi gören.

Ya Semi: Her şeyi işiten.

Ya Alim: Her şeyi bilen.

Ya Kadir: Gücü her an her şeye çok kolay yeten. Bir şeyin olmasını istediğinde sadece ol diyerek olduran.

Ya Halık: Olmayan bir şeyi var eden.

Ya Mübeddil: istediğini istediği şekilde değiştiren.

Ya mukaddim: İstediğini öne alan.

Ya Melik: Her şeyin sahibi ve hükümdarı olan.

Ya Vali: Bütün işleri yöneten.

Ya Zahir: Varlığı kesin kanıtlarla bilinen.

Ya Sadık: Her sözü doğru olan.

Ya Reşid: Kullarına doğru yolu gösteren.

Ya Hadi: Kullarını doğru yola ulaştıran.

Ya Gani: Her türlü zenginliğin sahibi olan.

Ya Kerim: Kullarına karşılıksız her türlü nimetini veren.

Ya Vehhab: Kullarına karşılıksız çok fazla nimetler veren.

Ya Fettah: Maddi-manevi bütün kapıları açan.

Ya Karib: Her şeye her şeyden daha yakın olan.

Ya Kâfi: Kullarına her şeyde yeten.

Ya Veli: Kuranına İnananların dostu ve yardımcısı olan.

Ya Mucib: Kendisinden istekte bulunanların İsteklerini olduran.

Ya Kuddüs: Hiçbir eksikliği ve acizliği olmayan. Yarattıklarını maddi ve manevi kirlerden temizleyen.

Ya Hamid: Her türlü övgüye layık olan.

Ya Mecid: Şanı ve şerefi en yüksek olan.

Ya Vedud: En çok sevilmeye layık olan ve Salih amel işleyen kullarını seven.

Ya Berr: Kullarına iyilik yapan. Kullarına kolaylık sağlayan.

Ya Şekür: Şükredilen. Şükrün karşılığınında çok ödül veren.

Ya Rauf: En şefkatli ve en merhametli olan.

Ya Halim: Günahkâr kullarına ceza vermekte acele etmeyen.

Ya Afüvv: Bütün günahları tamamen affeden.

Ya Gaffar: Kulları her af istediğinde affeden. Kullarının günahlarını gizleyen.

Ya Selam: Kullarına sağlık ve huzur veren.

Ya Aziz: En yüce olan. Her zaman galip gelen.

Ya Hafız: En iyi koruyucu olan. Koruduğuna hiçbir şey zerre kadar zarar veremeyen.

Kırk gün boyunca sabah akşam bu isimleri üç kez okudum. Sonuç yine sıfırdı. Yine tam dua edecekken sanki birisi bana engel oluyordu. Edemiyordum. Sinir krizleri geçirdim. Ey rabbim dedim Yahudi kullarına nimetlerini yağdırırsın. Hristiyan kullarına nimetler yağdırırsın. Kafirlerin bile dualarını kabul edersin. Hatta şeytanın bile dualarını kabul ettin. Bana gelince mi her şeyi çok gördün. Ben sana ne yaptım ya rabbim, ben sana güvenmekten başka ne yaptım. Senin kitabını kimse okumazken ben okudum, öğrendim, bir tek seni yardımcı bildim, bir tek senden yardım istedim. Sen ise beni herkese rezil ettin, küçük düşürdün, üç kuruşa muhtaç bıraktın, beni cahil insanların arasında dünyaya gönderdin, bana türlü türlü hastalıklar verdin, sana güvenenlere bunu mu yapıyorsun ey rabbim dedim. Ağlamaktan sinir krizleri geçiriyordum. İçimde herkese ve her şeye karşı muazzam bir öfke vardı eğer o an ismi azamı okuyabilseydim. Bana zulmeden herkesi paramparça ederdim. Hatta Allah’tan cinler alemine geçiş yapabilmeyi isteyip bana zulmeden bütün cinlere savaş açardım. Sonuçta Allah’ı tanıyordum. Beni koruduğu an hiçbir şeyin bana zarar veremeyeceğini ve ben ise ismi azam ile her istediğimi yapabileceğimi biliyordum. Çünkü ismi azamı bilenlerin neler yaptığını okumuştum. Bütün peygamberlerin ve evliyaların hayatlarını okumuştum. Duaları ile neler yaptıklarını biliyordum. Birkaç gün ne yapacağımı bilemedim son kez daha araştırayım dedim. Bilinçaltını değiştirmek için ayetlerden oluşan telkinler hazırladım. Ve bu sefer kırk gün boyunca düşüncelerimi durdurup dua ederek her istediğimi de hayal edecektim ve bilinçaltım (ruhum) kesin olarak değecekti. Uzun uzun düşüncelerimi gözlemledim ve beni engelleyen yanlış çekirdek inançların neler olduğunu tespit etmeye çalıştım. Ve buldum da:

Çekirdek İnançlarımın tersini yazdım değiştirmek için.

  • Dünyadaki en büyük görevimiz Allah’ı tanımamızdır. Allah’ı tanıyan her şeyi elde eder. Allah’ı tanıyan Allah’tan her istekte bulunduğunda Allah’ın isteği şeyi istediği anda mutlaka gerçekleştireceğini bilir.
  • Allah her şeyi yapmama izin verdi. Allah hür irade verdi ne istersem yapabilirim. Allah bütün nimetlerini bana vermek istiyor. Allah’tan bir şeye engel olmasını istediğimde engel de olur.
  • Allah Kuran’da müminler en çok Allah’ı sever diyor. En çok Allah’ı sevmem görevimdir. Allah’ı seversem nimetler verir.
  • Allah insanlara cömertliğini göstermek istiyor. Benden nimetler İsteyin vereyim diyor. Başıma gelen her iyilik Allah’tandır. Başıma gelen her sıkıntı işlediğim günahlardandır. İşlediğim günahlara tövbe ettiğim için Allah nimetler veriyor. Allah her şeyi bizler için yarattı.
  • Bir günde ardı ardına dilediğim kadar çeşitli telkin dinleyebilirim. Allah ömür boyu her gün telkin yapmamızı istiyor.
  • Allah kullarının İsteklerini her an verebilir. Allah için her şey her an mümkündür. Şu an her şeyim tam. Allah’a güvenim tam. Allah’tan her istekte bulunduğumda isteğim şeyi istediğim anda mutlaka gerçekleştireceğini biliyorum.
  • Allah’tan belli bir süre sonra gerçekleştirmesini istediğim mucizeleri beklemesi çok güzel oluyor. Allah’ın anında gerçekleştirmesini istediğim mucizeleri gerçekleştirirken izlemesi çok güzel oluyor.
  • Allah İçimden geçen her iyi şeyi gerçekleştirir. Allaha isimleri ile her istekte bulunduğumda istediğim şeyi istediğim anda mutlaka gerçekleştirir.
  • Zenginlik çok güzeldir. Allah Kuran’da zenginliği övmüştür. Zenginim. Allah’tan ne kadar para istersem verir. İstersem en zengin insan bile olabilirim.
  • En şanslı insan benim. Allah’tan istekte bulunmayı öğrendim. Allah’tan her istekte bulunduğumda isteğim şeyi istediğim anda mutlaka gerçekleştiriyor. Allah her isteğimi gerçekleştirdiği için Allah’tan istekte bulunurken çok dikkatli istiyorum.
  • Mücadeleciyim. Çözüme odaklanırım. Tek çözümüm Allah’tır. Allah’tan yardım istediğim anda bana yardım ederek beni sevindireceğini biliyorum.
  • Allah her konuda yanlışlarımı devamlı gösteriyor ve düzeltiyor.
  • Aklıma gelen düşünceler ile diğer bir deyişle içimden konuşan cahiller ile uğraşma saçmalığından kurtuldum. İçimden konuşan cahillerin konuşup konuşmaması benim elimde değil. Umurumda da değil. Dışımdan konuşan cahiller ile uğraşma saçmalığından da kurtuldum. Dışımdan konuşan cahillerin de konuşup konuşmaması benim elimde değil. Umurumda da değil. Ben sadece inandıklarımdan ve ruhuma inandırdıklarımdan sorumluyum.
  • İstediğim her şeyi düşünebilirim. İstediğim her şeyi konuşabilirim. Aklıma her türlü hafızamda kayıtlı bilgi de gelebilir. Olumsuz kelimelerin bana zararı dokunması için 21 gün sabah akşam tekrar etmem lazım.
  • Ben sadece Allah’ın Kuran adlı kitabına inanmakla ve Allah’ın Kuran adlı kitabını ruhuma da inandırmakla sorumluyum. Allah’ın kitabının ispatlarını gördüm ve inandım. 40 gün sabah akşam en az üç kez hissederek bilinçli olarak tekrar edersem ruhum da otomatikman inanır.
  • Başımın ağrısı iyileşiyor.

Bunların haricinde ömür boyu her gün tekrar edeceğim ayetlerden yaptığım telkinlerimi de oluşturdum.

TELKİNLERİM

  1. Allah’ın insanları inanmakla sorumlu tuttuğu tek şey Kuran adlı kitabıdır. Kuran’da yazan her sözün doğru olduğunu gösteren onlarca ispat vardır. Aklını kullanan insanlar sadece ispatlı sözlere inanır. Kuran’ın tamamına inanan Müslüman olur. Ben Müslümanım. Kuran’ın tamamına tüm kalbimle inanııyorum.
  2. Din Allah’ındır. Din hakkında insanları sadece Allah bilgilendirebilir. Günümüzde tek doğru din İslam dinidir. Allah İslam dini hakkında insanları bilgilendirmek için sadece Kuran’ı göndermiştir. Kuran’da ki her sözü gönderen Allah’tır. Allah Kuran’da insanların İslam dini hakkında öğrenmeleri gereken her şeyi göndermiştir.
  3. Tek ilah Allah’tır. Mükemmel olan Allah’tır. Allah her işini kendi yapar. Herkesi ve her şeyi Allah yaratmıştır. Sadece Allah ve yarattıkları vardır. Herkesin ve her şeyin sahibi Allah’tır. Herkesi ve her şeyi yöneten Allah’tır. Herkesin her şeyde Allah’a ihtiyacı vardır. Herkes yapmak istediği her şeyi sadece Allah’ın izni ile yapabilir.
  4. Allah için her şey çok kolaydır. Allah’ın gücü̈ her şeye her an yeter. Allah bir şeyin olmasını istediğinde sadece ol der o şey de mutlaka olur. Allah yaratmak istediği şeyi istediği anda yaratabilir. Allah yarattıklarından değiştirmek istediğini istediği anda istediği şekilde değiştirebilir.
  5. Allah her şeyi görür. Allah her şeyi işitir. Allah her şeyi bilir. Allah her türlü nimete sahiptir. Allah devamlı nimetlerini vermeyi sever. Allah nimetlerinden çok fazla vermeyi sever. Allah kulları için her zaman kolaylık ister. Allah devamlı yardım etmeyi sever. Müslümanların tek yardımcısı Allah’tır. Ben Müslümanım. Benim tek yardımcım Allah’tır. Her şeyde Allah bana yeter.
  6. Allah Müslüman kulları kendisinden her istekte bulunduğunda isteklerini gerçekleştireceğine söz verdi. Allah verdiği sözü mutlaka gerçekleştirir. Ben Müslümanım bir tek Allah’a güvenirim bir tek Allah’tan yardım isterim. Allah’a güvenim tam. Allah’tan her istekte bulunduğumda istediğim şeyi istediğim anda mutlaka gerçekleştireceğini biliyorum.
  7. Bütün özelliklere sahip olan Allah’tır. Her türlü özelliği Mükemmel olan Allah’tır. Her türlü̈ övgüye layık olan Allah’tır. En çok sevilmeye layık olan Allah’tır. Allah’ım en çok seni seviyorum.
  8. Bütün nimetler Allah’ındır. Allah’a bana verdiği nimetler için teşekkür etmek görevimdir. Allah kendisine teşekkür edenlere verdiği nimetleri arttırır. Allah’ım verdiğin nimetler için teşekkür ederim.
  9. Allah günah işleyenlere af istemeleri için zaman verir. Allah dünyada bütün günahları affedecek kadar merhametlidir. Allah kendisinden her af istenildiğinde affeder. Allah kendisinden af isteyenlere nimetler verir. Allah ahirette şirk dışında bütün günahları affedebilir. Allah’ım işlediğim günahlar için özür dilerim lütfen beni affet.
  10. Allah en iyi koruyucudur. Allah bir kimseyi ya da bir şeyi bütün yarattıklarından tamamen koruyabilir. Tek koruyucum Allah’tır. Allah beni bütün yarattıklarından devamlı koruyor. Allah imanımı devamlı koruyor. Tamamen korunuyorum.
  11. Şeytanın ve cahillerin sözleri tamamen değersizdir. Tek yapmam gereken şeytanın ve cahillerin sözlerine aldırış etmemek. Şeytanın ve cahillerin sözlerine hiç aldırış etmiyorum. Her şeyi düşünebilirim. Her şeyi okuyabilirim. Benim tek yapmam gereken ispatlı bilgilere inanmaktır. Ben sadece İspatlı bilgilere inanırım.
  12. Allah imtihan etmek için arada din hakkında şeytanın içinden cahillerin dışından konuşmasına izin verir. Din hakkında Tek doğru Allah’ın Kuran adlı kitabıyla gönderdiği bilgilerdir.
  13. Allah’ın izniyle Şeytan içimden, cahiller dışımdan hayatımın sonuna kadar beni kandırmak için ara sıra İslam dini hakkında doğru olmayan sözler söyleyecekler. Şeytanın ve aklını kullanmayanların sözlerinin tek zararı zararlı zannetmektir. Şeytanın ve aklını kullanmayanların sözleri tamamen zararsızdır.
  14. Şeytan ve aklını kullanmayanlar hakiki imanıma zerre kadar zarar veremez. Şeytan ve cahiller ancak İslam dinini bilmeyenleri kandırırlar. Yalan sözlerin gerçek sözlerin yanında hiçbir değeri yoktur. Allah’ın gönderdiği bilgilere mi inanacağım yoksa Allah’ın yarattığı aciz şeytan ve cahillere mi inanacağım.
  15. Kendimi ve herkesi affettim. Huzurluyum. Mutluyum. Sağlıklıyım. Güçlüyüm. Hızlıyım. Başarılıyım. Zenginim. Çok değerliyim. Allah’ın yardımıyla her şeyi çok kolay ve çok hızlı elde ediyorum. Allah hayatımda maddi-manevi devamlı çok güzel mucizeler gerçekleştiriyor.
  16. Zamanımı verimli kullanıyorum. Her zaman olumlu düşünüyorum. İstediğim her şeyi kavrayabiliyorum. İstediğim her şeyi hatırlayabiliyorum. İstediğim her şeye odaklanabiliyorum. Bilgim en güzel şekilde devamlı artıyor. Her şeyin farkına varıyorum. Her geçen gün olgunlaşıyorum. Mükemmel konuşuyorum. Çok etkileyiciyim. Çok çekiciyim. Herkes bana saygı gösteriyor. Cesaretliyim.

Bunları da sabderek kırk gün boyunca yaptım. Ve kırk gün boyunca her gün hayalimde Allah’a dua ettiğimi ve Allah’ın da her isteğimi gerçekleştirdiğimi hayal ediyordum. Neler istenilebileceğini sınırların neler olduğunu bilmediğimden peygamberlerin ve evliyaların hayatlarını okurken öğrendiğim şeyleri istiyordum. Allah’tan taşları altına dönüştürmesini istiyordum ve Allah’ın isteğimi gerçekleştirirken aynı gerçekmiş gibi hayal ediyordum. Denizleri yarmasını, bana gökten sofra indirmesini, denizin üstünde yürümeyi, uçmayı, beni gençleştirmesini, farklı ağaçlardan bana meyveler yaratmasını, zamanda yolculuk yapmayı, ışınlanmayı, görünmez olmayı, yerleri yarmasını, deprem yapmasını, yağmur yağdırmasını, kar yağdırmasını, bana saç vermesini, bana yüzlerce dili öğretmesini, ölüyü diriltmesini, kediyi aslana dönüştürmesini ve bunun gibi ne kadar öğrendiğim şey varsa gerçekleştirmesini istiyordum. Ve Allah’ın gerçekleştirmesini hayal ediyordum.

Kırk gün dolduğunda Allah’ın bana yüz bin TL göndermesini isteyecektim. Ama zihnim sürekli engelleniyordu. Her şeyi bildiğim halde, Allah’ın mutlaka gerçekleştireceğine emin olduğum halde bir türlü yapamıyordum. Artık yapacağım bir şey de kalmamıştı. Ömür boyu tek amacım ismi azama ulaşmaktı ama olmamıştı. İsmi azamı öğrendiğimde her şeyin benim olacağını biliyordum. Allah’tan zenginlik, ilim, yakışıklılık ve buna benzer her şeyi isteyecektim. Bana zulmeden herkesten intikamımı da alacaktım, bana musallat olan cinlerden bile. Zamanında bir önemi yoktu, kaybettiğim bütün zamanı da Allah’tan isteyebilirdim. Araştırırken yıllar kaybetmemin de o yüzden bir önemi yoktu. İşin ilginç yanı da o kadar çok üzüldüm, o kadar çok sabrettim ki içimde pek dünyalık istek bile kalmamıştı.

En sonunda “Allah’ım ömür boyu uğraştım başaramadım. Madem ismi azamı vermiyecektin neden bunca yıl istememe izin verdin. Bundan sonra benim yapabileceğim bir şey kalmadı ya bana ismi azamı ver ya da benim canımı al” dedim.

Ama içim çok yanıyordu. Ömür boyu sadece tek hedefim buydu. Adeta hedefime kitlenmiştim. Ama sonuç beni perişan etmişti. Sonra ki sabah “yanan ben değilmişim” diyerek uyandım. Bu sözler ne demek diye internette araştırdım ve karşıma şu şiir çıktı:

Can kafeste uyur iken bir güzel geldi
Açtı tüm kapıları gönül anahtarıyla

Yandım durdum yıllar geçti serden geçtim düştüm
Eridikçe can cevherim ruhum öldü zannettim
Yandıkça gördüğüm ben sandığım ben ben değilmişem
Varlığın bu canın hüdadan başka yok imiş sahibi

Can kafeste uyur iken bir güzel geldi
Kaldırdı tüm perdeleri bir bakışıyla

Düştüm aşkın ateşine yandım yandım kül oldum
Savurdukça rüzgar külüm nice aleme garkoldum
Yandıkça gördüğüm ben sandığım ben ben değilmişem
Varlığın bu canın hüdadan başka yok imiş sahibi

Vahdeti vücut ile ilgili bir şiirdi. Ben vahdeti vücut konularını çok saçma buluyordum. Her şey nasıl Allah olabilirdi ki, sonuçta Allah kuran da her şeyi yarattım diyordu. Ben her şeyi ikiye ayırıyordum. Kur’an’dan öğrenmiştim. Allah ve yarattıkları. Allah’ın yarattıkları da isimlerden, sıfatlardan ve eylemlerden oluşuyordu. Eskiden vahdeti vücut konusunu araştırmıştım neredeyse beynim yanacaktı bir daha da araştırmamıştım. Şimdi yine karşıma bu konu çıkmıştı. Ama araştırmaya niyetimde yoktu çünkü araştırmaya korkuyordum ya kafayı yersem diye.

Yatağa uzanmış ben nerede hata yaptım niye olmadı diye düşünüyordum. Şeytan da bana engel olamazdı. Şeytandan korunmak içinde önlemimi alıyordum. İçimden bir ses benimle konuşmaya başladı. “Ey kulum sana engel olan bizzat bendim. Eğer sana ismi azamı verseydim neler yapacağını bir düşün” dedi. Düşündüm çok günah işleyecektim. Herkesten intikamımı alacaktım. Muazzam güzellikte bir hayat yaşayacaktım. İçimden kaybolan bütün dünyalık istekleri geri isteyecektim. Ülkede ki bütün zalimleri temizlemeye başlayacaktım. Mafyaları, vatan hainlerini ve bunun gibilerini hiç çekinmeden öldürecektim. Allah adına yalan atarak insanları şaşırtanları da. En öfkelendiğim şeylerden biri de zulümdür. Ömrüm boyunca çok zulme uğradım için iyi bilirim. Kısacası bütün zalimleri temizleyecektim.

Sonra yine içimden bir ses “ismi azamı bilen birçok kişi var, onlar niye yapmıyor hiç düşündün mü? Bunları yapmak sana mı kaldı? Hem yapılacak olsaydı Allah yapardı.” Sonra düşündüm ki Allah’ın düzenine ters işler yapmaya kalkışacakmışım.

Sonra yine uzun uzun düşündüm bütün bunları yapsam bile ne elde edecektim ki. Dünyada en çok intihar eden zenginler. Çünkü dünyalık her şeyden bıkmışlar. İstedikleri her şeyi elde etmişler ve elde ettikten kısa bir süre sonrada bıkmışlar. Nefislerini tatmin edecek bir şey kalmamış. Zaten çoğu da içki ve uyuşturucu bataklığında. Kendimi istediğim her şeyi elde ettiğimi de hayal ettim ve hayal ederken dahi bıktım. O kadar çok hayal ettim ki zaten yaşamış gibide oldum. Ne bileyim bu acıları çekmem şart mıydı bilmiyorum. Sitenizde okudum acı çekmeden de oluyormuş diye.

Pirim sitenizi daha önceden görmüştüm. Allah’a ulaşmak bana dine ters geldiğinden. Sitenizde fazla gezinmemiştim. Zikir verdiğinizi de görmüştüm. İçimden sizin sitenize bakmak geldi. Günlerce sitenizi araştırdım ve arınma zikrini yapmaya karar verdim. Arınma “ya latif…” zikrini zor ezberledim sanki bir şey engel oluyordu, kısacık bir zikirdi, kendimi çok zorladım ama Allah’a şükür başardım. Zikri yaparken de bir aydan fazladır gece-gündüz sitenizde ki yazıları okuyorum. Siteniz ilim deryasıymış ama kıymetini bilenlere. Ömrüm boyunca araştırdığım bilgilerin hepsi bu sitede vardı ve daha birçok güzel bilgiler de öğrendim. Sanki bu siteyi Allah bana özel hazırlamıştı. Vahdeti vücut konusunu da çok güzel anladım. Zikir nasıl yapılmalı onu da öğrendim. Sitenizde bütün yazıları okumak bir ay daha sürer diye düşünüyorum.

Aslında ismi azam Allah’ı en güzel şekilde tanımak ve sözlerine kalben inanmak demek. İsmi azama şeriat penceresinden bakarsak Allah’ın her şeyi gördüğüne, her şeyi işittiğine, gücünün her şeye yettiğine, kullarının dualarını mutlaka kabul edeceğine söz verdiğine, her sözünün doğru olduğuna inanmak. Allah’ın Kur’an da yazdıklarını tamamen kabul edip, ilimde ikilik yapmadan Allah’tan istekte bulunmak. İsmi azama hakikat penceresinden bakarsak isteyen de Allah verende Allah. Aradan çekilip ikilik yapmamak lazım. Sen çekilirsen aradan tecelli eder yaradan.

Pirim bir iki hafta önce namaz kılarken dizim çok kötü oldu, ayağa kalkamıyordum. Allah’a dua ettim hemen Allah’ım beni işittiğini, gördüğünü, gücünün her şeye yettiğini, kullarının dualarını gerçekleştireceğine söz verdiğini, her sözünün doğru olduğunu biliyorum, benim dizime en acil şekilde şifa ver namazlarımı kılabileyim dedim. Bir saat için Allah dizimi iyileştirdi. Ya latif… zikrini yaptığım süre içinde ki gelişmeler içimdeki öfke söndü, herkesi affettim, küs olduklarımla barıştım, neredeyse on yıllık başımda ki engeli kaldırdı Allah. Artık en güzel şekilde dualarımı yapabiliyorum.

İçimdeki dünyalık istekler tamamen bitti desem yeridir. Yeme isteğim bitti. Cinsellik isteğim bitti. Eğlence isteğim bitti. Evlenme isteğim bitti. Dünyayı gezme isteğim bitti. İntikam isteği bitti. Sahip olduğum bütün eşyalar elimden çıksa umurumda olmaz. Böyle ne yapacağım, nasıl yaşayacağım bilmiyorum. Allah’tan ne isteyeceğimi de bilmiyorum. Allah bana bunları neden yaşattı bilmiyorum. Neden bana ismi azamı istettirdi bilmiyorum. Çocukken yerde ne zaman Allah yazan bir kâğıt görsem hemen alırdım. Şimdi de hemen alırım da artık görmüyorum. Sadece Allah’a ulaşmayı istiyorum. İlmen aslında Allah’a ulaştığımı düşüyorum. Ama birde görerek ve yaşayarak ulaşmak var.

Pirim yaşadıklarımı elimden geldiğince anlatmak istedim. Yaşadıklarımı yorumlarsanız sevinirim.

Bugün zikrimin 38. Günü bu sabah rüyamda askerdeydim teskeremi almışım. Bana bir beyaz A4 kâğıdı verdiler. Üzerinde doldurmam gereken yerler vardı oralara yazılması gerekenleri yazıyordum. Pirim acaba bu mu almam gereken beyaz kâğıt?

 

*Dosya halinde gönderdim, biraz uzun pirim, okursanız çok mutlu olurum.

-Selam es selame Mehmet Alican

*Selam es selame pirim.

-Maşaallah barikallah yazdıklarına, yaşadıklarına ve güzel Türkçe ile yazan kalemine.

*En güzel şekilde hazırladım sizi yormamak için pirim.

-Zamanımızda öyle dilsiz olduk ki gelecek zaman içinde dinsiz olacağız diye korkulur. Dil bilmeyen neyi bilir ki. İnsan dil ile anlar, anlatır değil mi. Çünkü en değerli ibadet olan tefekkürü dil ile yapar. Bir ömür anlatılmış gönderdiğin yazınla. Emeklerine sağlık diyelim .

*Bilgi dil ile öğrenilir. Akılda bilgi ile çalışır. Pirim. 10 yıldır gece gündüz okuya okuya Allah’a şükür bir şeyler öğrenebildim.

-İnşaallah iznin olursa o okuduğun sitedeki yazılarımıza, maceranızı kaydedelim de ibreti alem için geleceğe armağanınız olsun.

*Siz nasıl isterseniz hocam. İlk sizinle tanışmış olsaydım hiç üzülmezdim de yorulmazdım da

-Öncelikle Alican kardeşim, müjdeler olsun maşaallah barikallah beratınızı almışsınız. Kitabi sağdan önden verilenlerden olmuşsunuz. Kuranı kerimde bu ifadeleri içeren ayeti hatırla. Onlar kurtulmuşlardır. kim … kitabı sağ önünden verilenler.

*Allah’a şükürler olsun. Allah ne istiyorsanız dünya da ve Ahirette isteklerinizi versin pirim. Çok güzel ilimler öğrettiniz.

-İşte dünyada yaşarken kitabını sağ önünden alanlardan olmaktır, marifet ve ibadetin, taatın gayesi. Bunun yolunu yöntemini biz acizane <Zikre İlk Adım> adlı yazımızda insanlığın hizmetine sunduk.. Allah teâlâ bu günün insanından nasipli olanlara bizi bahane ederek bu imkanı tanıdı şükür. Ve binlerce kişi bu hizmetten faydalandı elhamdülillah…

*Günde 11 vakit namaz, her namazın ardından 101 kez zikir, 33 salavat, 70 tevbe çekmeyi nasip etti Allah’ım. çok kirliydi geçmişim. çok yanlış zikirler çektim. o yüzden çok temizlenmem lazım diye düşündüm.

-Siz de aramıza katıldınız. Üstelikte bizimle temas kurmadan bunu başardınız. Ne mutlu size. yazıda belirtmiştik bizden izin almanız gerekmez, Allah ile kul arasında ruhban sınıfı yoktur, en hakiki mürşit ilimdir demiştik, dileyenleri cesaretlendirmiştik. Şimdi senden dileğimiz bu zikiri kırk güne tamamlamanızdır. Ve yazılarımızı okumaya devam etmeniz, zikirlere devam ile nuru tevhide ulaşmanızdır.

*Siz hangi zikri uygun görürseniz onu yapmaya hazırım pirim. Yazılarınızı gece gündüz okuyorum ve hepsini kendime göre düzenleyip kaydediyorum.

-İnşaallah okuduğunuz yazıların altına o güzel Türkçenizle düşüncelerinizi ,tecrübe ve eleştirilerinizi özetle yazmanızdır. Gelecek daha güzel gelsin, daha çok mümin istifade etsin diye katkı sağlamanızdır

*Siz nasıl isterseniz pirim. Allah’ın izniyle yapmaya çalışacağım.

-Bu zikir kırk güne tamamlayın ve yaşadıklarınızı bize yazın. Çevrenizden hiç kimseye keşif ve rüyalarınızı anlatmayın. Biri size bir şey sormadan, hiçbir şey anlatmayın. Samimi olmayanlara nasihat etmeyin. İnsanlara fazla zaman ayırmayın. Kendinize ait olan ömrü ancak Allah için kullanın

*Aynen pirim. Allah Kur’an da çok güzel bir şekilde anlatıyor bu yazdıklarınızı.

-Yeniden görüşelim. Yazınızı okumak biraz yordu. Vakit gecikti. İbadet vaktimiz geldi. Hayırlı geceler. selam es selame.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

  1. Selam dedi ki:

    Tövbe YaRabbim tövbe , Rabbim bu kardeşimizi ve bizleri selamete çıkarsın.

  2. Selam dedi ki:

    Bu kardesimiz şimdi nasıl hocam, inşaAllah iyidir, bu kadar olaydan sonra belki yazmam sacma ama,
    Taha 25, 28 ayetler Rabbisrahli sadri ile baslayan , kekemelikden kerem onder hoca bu ayetle kurtuldugunu soyluyor
    Ruyasinda görmüş, siz izin verirseniz ceksin hocam, yazinin halen etkisindeyim kusur ettiysem affola

    1. admin dedi ki:

      Yazıya eklemeler yaptık. Beratını almış olan arkadaşımız inşaallah yeni zikirlere devam ile muradı olan nuru tevhide ulaşmaya çalışacak. selam es selame

  3. Garip Derviş dedi ki:

    İsmi azam okadar kolay ogrenilseydi…
    Ah insan…
    Hep kolaya kaciyor degilmi?bak internetten ogren…ah insan…
    Kimisi kendini imam sanir,kimisi nebi.
    Ne var sepetinde bellimiki?

    1. admin dedi ki:

      Hadisi şerif ; Hepiniz çobansınız ve güttüğünüzden sorumlusunuz. bu mübarek söz herkesin imam olduğuna delil değil mi. İmam var üç kişiye hitap eder imam var bir ulusa baştır imam var zamana hükmeder. değil mi

  4. Garip Derviş dedi ki:

    Zamane imamlarinda Nefse ve şeytana hizmet daha fazla görülür oldu.
    Ellerinden alındı tüm verilenler,kulaklar duymaz oldu.
    Veliler gönderildi düzeltilmesi için,
    Geldi gördülerki ayaklar baş oldu…
    Bu kardeşimiz ismi azam peşinde koşarken düştüğü hale bak?
    Kimin garantisi varki?
    Biri siyah cüppe giyer anlamını bilmez…
    Biri Allah’ın sıfatlarını üzerinde sanır kafayı yer…
    İşiniz zor Hacı Ali Bayram abim…
    Ben bir garip dervişim.kalplere dokunur giderim…
    Unutmayınki gün gelir sizi güden çobanda geri gelir…
    Ya Hu

    1. admin dedi ki:

      Teşekkür ederim. Öğretmenliğimizin verdiği saflığa yenik düştük hep

  5. Garip Derviş dedi ki:

    Ya Hu
    Aynı zamanda vuslatınızı hissediyorum.
    O’nu arıyorsunuz yıllardır.
    Sünbül efendiyi okudunuzmu?
    Sonrasında Merkez efendiyi?
    Herkeze her ilim verilmez.
    Vereceğiniz kişi gelecektir.
    O size gelecektir.
    Ozamana kadar tutunduğunuz dallara dikkat ediniz
    Ne şeytan ne nefs boş durmaz
    Alemlerin Rabbine emanetsiniz
    Ya Hu

  6. Elif dedi ki:

    Hayırlı akşamlar Ali bayram hocam, kesiflerinizi kimseye anlatmayin dediniz ya, ilgisi olan, arayişta olanlara da mı anlamayalim? Ben bir kaç kişiye anlatıp kendi deneyimlerinden ispat etmeye çalışıyorum ve onlara ya latif zikrini bir de sizin sitenizin linkini veriyorum. Herkese değil de ihtiyacı olduğunu ve arayista olan temiz enerjili kişilere kesiflerimizi anlatsak olur mu?

    1. admin dedi ki:

      talep edene keşifleri de anlatın andcak kendiniz yaşamış olarak değil de bir kul bir arkadaşım bir derviş üzerinden anlatın. nazar değmesin,nefis nemalanmasın

  7. Bir dost dedi ki:

    Ben imam Muhammede ne oldu onu çok merak ediyorum