Her Tarafa Seriyyeler Gönderilmesi

25.03.2021
193
Her Tarafa Seriyyeler Gönderilmesi

Her Tarafa Seriyyeler Gönderilmesi

Mekkeli müşrikler her şeye rağmen, Peygamberimiz (s.a.v.) ve Müslümanların peşini bırakmış değillerdi. Medine’deki Yahudî ve münafıklarla el altından gizli gizli işbirliklerini sürdürerek İslâm nûrunu söndürmeye, Resûl-i Kibriyanın vücudunu ortadan kaldırmaya matuf faaliyetlerine aralıksız devam ediyorlardı.

Medine’yi teşkilatlandıran Resûl-i Ekrem Efendimiz bunlara karşı tedbirler almaya başladı. Düşman her türlü hile ve desiseye başvururken elbette tedbirsiz kalınamazdı.

Peygamber Efendimiz, her şeyden önce iktisadî harp usûlünü tatbik etmek istiyordu. Bu maksadla da Kureyşin Suriye’ye giden ticâret yolunu kontrol altında tutmayı uygun buldu.

Düşündükleri bir diğer tedbir de civarda yaşayan kabilelerle sulh anlaşmaları yapmaktı. Böylece onları Mekkeli müşriklerin sinsî emellerine âlet olmaktan kurtarmış ve Kureyşi tek başına bırakmış olurdu.

Bu maksat ve gayelerle henüz Hicretin ilk yılında etrafa seriyyeleri göndermeye başladı. Bu seriyyeler herhangi bir yere hücum etmek ve kan akıtmak maksadıyla yola çıkarılmıyordu. Nitekim görüleceği gibi ilk seriyyeler, biri istisna edilirse bir damla kan dökmemişler ve hiçbir kabileyi yağmalamamışlardır.

Yola çıkarılan bu seriyyelerin belli başlı vasfı Kureyşli müşrikleri iktisadî baskı altında tutmak, onlara bu yolda bir nevi ihtarda bulunmaktı. “Eğer siz şiddet siyasetinize devam ederseniz, biz de yapacağımızı biliriz. Can damarınız demek olan ticaret yolunuz elimizdedir, aklınızı başınıza alın!” demekti.

Bu seriyyelerin gördüğü bir başka mühim vazife de, Medine’nin etrafını kontrol etmekti. Herhangi bir tehlikenin söz konusu olup olmadığını, düşmanın ne gibi hazırlıklar içinde bulunduğunu araştırıp haber almaktı.

İlk Seriyye

Medine’ye hicretlerinden yedi ay sonra, Ramazan ayında Resûl-i Ekrem Efendimiz, amcası Hz. Hamza‘yı Mekkeli muhacirlerden otuz kişilik bir süvarî grubunun başında, Kureyş müşriklerinden üç yüz kişilik bir birliğin muhafazasında Şam’dan Mekke’ye gitmekte olan ticaret kervanını gözetlemek için gönderdi.

Süvari birliğinin içinde Ensardan bir tek Müslüman yoktu. Çünkü onlar, sadece Medine içinde korumak üzere Peygamber Efendimize söz vermişlerdi. Bu sebepledir ki, Resûl-i Ekrem, Bedir Muharebesine kadar Ensardan hiç kimseyi askerî seferlere göndermemiştir.

Medine’den yola çıkan Hz. Hamza, İys nahiyelerinden biri olan Seyfü’l-Bahre’de, içinde Ebû Cehil’in de bulunduğu Kureyş kervanı ile karşılaştı. Taraflar çarpışmaya hazırlanırken, iki tarafın da dostu ve müttefiki bulunan Cühenîlerin reisi Mecdiy bin Amr aralarına girip çarpışmalarına mani oldu. Kureyş, kervanı ile Mekke’ye doğru yol alırken, Hz. Hamza da beraberindeki Müslümanlarla Medine’ye geri döndü.

Peygamber Efendimiz çarpışma çıkmamış olmasından memnunluk duydu.

Ubeyde bin Haris Seriyyesi

Hz. Hamza’nın Medine’ye dönüşünden sonra, Peygamber Efendimiz Şevval ayında Ubeyde bin Hâris’i Nabiğ Vadisine gönderdi. Mâiyetinde, muhacirlerden altmış süvari vardı.1 Nabiğ Vadisine giden Hz. Ubeyde, orada Kureyş müşriklerinden 200 kişi ile karşılaştı. Birbirlerine hafif ok atışlarında bulundular. Müslümanların safında ilk ok, Sa’d bin Ebî Vakkas Hazretleri tarafından atıldı. Allah yolunda atılan ilk ok bu oldu.

Bunun dışında herhangi bir çatışma olmadan iki taraf birbirlerinden uzaklaştı.

Bu arada Müslüman olan, fakat bir türlü fırsatını bulup Müslümanlar arasına katılamayan Mikdad bin Amr ile Utbe bin Gazvan da bu durumu fırsat bilerek, müşrikler arasından ayrılarak mücahidlere katıldılar.

“Seriyye”, Peygamberimiz (s.a.v.)’in bizzat bulunmayıp, sahabîlerden herhangi birisinin kumandası altında gönderdikleri askerî birliklere denilir. En azı beş kişilik, en çoğu da 300-400 kişilik olur.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.