Mısıra sultan olacak Yusuflar Aranıyor

Mısıra sultan olacak Yusuflar Aranıyor

-Aman hocam, ne halim varsa göreyim artık. Siz beni bulunduğunuz yerden benden daha iyi görür anlarsınız. Kolumda bir gül daha oluşursa yazarım inşallah. selamlar sevgiler Allah’a emanet olun  ??

-İyi niyetle çamura girsen, bir şey olmaz bence desen, kir sana bulaşmaz mı? İyi niyeti iyi iş ile iyi söz ile devam ettirmelidir. Kuran okumayı sürdür. Namazlarına devam et. Anlayışın değişecek, görmediğini görür, duymadığını duyar olacaksın. Değişip gelişeceksin. Selame selamda.

-Bulaşır tabii hocam. İyi ki yazmışım, erenler bile yutuyor yılanı. Bana ne kalmış çok teşekkürler ve aleykümselam.

-Her kim bir iyilik yapar kendisine yapar, her kim bir yanlış yapar kendisine yapar. Kuranın ifadesidir. Başkasının ne yuttuğuna değil kendin ne tuttuğuna bak. Değil yutmak yılanın yanına bile yaklaşma. Selam es selame.

-Tamaaaammmm anlaşılmıştıııırrr, teşekkür ederim ve aleykümselam. Allah’ım sana şükürler olsun.

-Bana kızmıyorsun değil mi? Sözlerim sert mi?

-Hocam Allah biliyor kızmaları filan astım. Sert olsa da ben anlarım sizi hep inşallah.

-Teknedeki hamur misalisin, maksadımız olması gereken kıvama getirmektir. Fırıncının derdi iyi Ekmek yapmaktır.

-Evet, Allah razı olsun.

-Sofraların tacıdır ekmek.

-Evet

-Maksat başlara taç edinmektir.

-Evet

-Tarladaki çayır çimenden, kuru başaktan, tane tane emek emek can edinmektir.

-Allah’ım! Çok güzel.

-İki taşın arasına alıp ezmek taneye zulmetmek değildir.

-Paylaşacağım bunu hocam, sizin midir?

– Elbette bizimdir, sana biiznillah hediyemizdir. Onu damar damar gezdirip can’a dönüştürmek, sevmenin sevilmenin hazzı yapmaktır.

-Her ikisini de paylaşayım izninizle. Sesli sesli gülümsedim. İstemsiz sarıldım bir de kendime sevinçten. Allah’ım sana şükürler olsun.

-Rabbimiz ”söyle bu güzel gönüllüye” dedi. Gönlünü güzel tutmakla yetinmesin güzel işlerde yapsın.

-Ama şimdi de ağlıyorum hocam. Müsaade edin lütfen.

-Bana yaklaşmanın yolu ibadettir. Bir ölçü koymam gerekiyordu, sevenle sevmeyeni ayırmak için. Ölçüm itaattir.                                                                     Yap dediğimizi yapsın, yapma dediğimi yapmasın. Ölçü kuranda verildi. Okusun, öğrensin de uygulayıp bana yaklaşsın. Ona aşk vereyim maşuk olayım, cennetime alıp kevserimden içireyim. Kendisini /nefsini teslim etsin bana. Köle olup satsın üç kuruşa… Bak onu nasıl Mısıra sultan yaparım, görsün.

Kuyulara attım diye gücenmesin, küsmesin. Çöllerden Nil kıyılarına nasıl taşırdım başka türlü.

Züleyha’yı musallat ettim diye yasaklarımı çiğnemesin. Ki onu iftira silahı ile vurup sincine koyayım. On iki sene beni tefekkür edip, zikredip yakınlaşsın. Konakta hizmetçi olacağına secdemde kul olsun bana ki onu sultanlığa hazırlayayım. Hem kendisini hem ailesini sevdiğimi göstereyim. Rüyasının yıllar yıllar sonra gerçeğe dönüştüğünü görsün de benim geçmişinde geleceğinde planlayıcısı, yaratıcısı olduğumu bilsin, bildirsin. Kader tartışmaları müminler için olsun, bitsin. İlmek ilmek dokunsun, satır satır okunsun da geleceğe selam olsun. Okunsun, okunsun… hikâyesi gönüllere ilaç olup şifa niyetine kalplere dokunsun. Dedi, söyle o kullarıma Yusuf olur zindanlara sabrederlerse onlara cennetlerimi sebil ederim. Sebil. Uğruma edilen sabrın ve verilen emeğin bedeli Firdevs cennetleridir, Naim cennetlerini onlara sebil ederim. Orada ebedi kalıcı misafirlerim olurlar. Selam es selame demekten başka söz demezler. Sedirlerde oturur,  sarhoş etmeyen şaraplar içer, keyif içinde birbirlerine, selam es selame derler.