Yarabbi! kazancımı bereketlendir

Hocam selam es selam eder ellerinizden öperim. Bir kaç gündür güzel haberler var hocam. Bir kaç gecedir yatsı namazımdan sonra Rabbimden bazı dileklerim oldu. İlk dileğim nurlandırılması, hafızamın açması idi. Ki kelamını ezberleyeyim sana hakkıyla ibadet edeyim yarabb diye niyaz ettim. 

*Can hocam, ikincisi; şeytanın şerrinden, fitneci, fasık, fesat insanlardan, hatırıma, kalbime düşen vesveselerden sığındım. Koruma talep ettim, yardım istedim.  Üçüncüsü; ‘’yarabbi kazancımı bereketlendir’’ diye niyaz ettim. Dördüncüsünü de yazıyordum k Rabbim izin vermedi, pas geçiyorum.

Abdestli yattım, sağıma can hocam, zikrimle. Sol kulağıma ‘’kalk’’ dedi. Önce şeytan vesvese veriyor zannettim, lahavle çektim. Gözlerimi kapattım keşfim açıldı. İki zatı namaz kılarken gördüm. Tekrar ‘’kalk namaz kıl’’ buyuruldu. Kalktım, iki rekât tövbe, iki rekât şükür namazı kıldım.

*Abdestli tekrar yattım hocam… Bu sefer aynı ses hocam; ‘’Korunmanız için nas suresini virt edinin’’ buyurdu.
Hatırınızdakiler ve kalbinizdekiler için se ‘’subhanallahu ve bi hadimi, subhanallahül azim estağfirullah’’. Virt edinin buyruldu.

*Sonra hocam; sol gözüme bir çaydanlık gösterildi… Sağ gözüme de kuşburnu çayı gösterildi; ‘’bunu bırak, bunu iç’’ buyruldu. Gösterilen şu sallama şok markette satılan çaydı ‘’zira (siyah) çay akılları bulandırıyor’’ denildi.

*Hocam sonra bana bereket için; ‘’4 adet tuzun üzerine, Hz İbrahim peygamberimizin bereket duasını okuyun, sağ cebinizde taşıyın’’, buyruldu. Bu işlemi yapan kardeşlerim, kaya tuzuyla yapmalı bunu.

*En bomba haber dörtte ‘idi ama Rabbimin izni yok hocam. Selam es selam eder ellerinizden öper. Size ve tüm Zülfikar kardeşlerime Dua ederim.

–Selam, es selame. Azizim. Maşaallah barikallah. Verilen bilgilerden hakkıyla yararlanmayı da nasip eder mevlamız, inşaallah. Ayrıca umulur ki umuma açık olmasa bile âlemlerin rabbi erhamerrahimiyn olan mevlam o bomba bilgiyi garibine ikram eder diye umut ve talep ederim.

*Hocam, can hocam, biraz riyaya açık bilgi, zannımca rabbim bu yüzden izin vermiyor.

-Bu bilgilerin Ümmeti Muhammed’e lütfedildiğine inanan kalbim, temizleyip yayınlamayı emrediyor.
Lütfen sadece Zülfikarlara has ise bilgilendir.
Rabbim lütfetsin bu millete ve ümmete ki ilmin her türüne gerçekten açlığımız vardır.
Rabbimizin her hükmüne boynumuz kıldan incedir. Maksudumuz rızasıdır.
Yakınlığının kemal derecede olmasıdır.

*Hayır, hocam benim şahsımla daha çok ilgili ama kardeşlerime de ihlas, iman duyguları için güzel olurdu. Ancak iki defa yazmaya yeltendim, sildirdi güzel Allah’ım.

-Umuma hizmet aşkımız ferdi dualarımızın önüne geçti, rabbim biliyor. Resulü Kibriya, iki cihan nuru efendimin dilediği her güzelliği rabbimden umarım,
lütfeder ümidiyle dilerim.
Niyaz ederim.
^^verdiğin kadarı almak istidadım, sensin Allah’ım, yalnız sensin imdadım^^

–Hocam sizinle paylaşmakta sakınca olacağını düşünmüyorum, sizi aydınlatmak isterim. 
Rabbim benim<… …..> ile görüştürdü. 
Bunu paylaşmak doğru olmazdı değil mi?

-Maşaallah barikallah. Bu özel bilgiyi anlatmanın bir faydası olmaz sanırım. Rabbimize hamdolsun. Umum ile paylaşmaya ihtiyaç yok. Ferdi nimettir. Kişiye özeldir.

*Evet, faydası olmaz ve de riyaya da girer, ama sizin engin bilginize bilgidir, bu hocam.

-Sende ve bende kalır bu sır.

*Peki, hocam ellerinizden öperim, hayır duanızı beklerim.

-Rabbimize hamdolsun… Belki de tarihte sadece bize mahsus olmak üzere yüzlerce öğrencim ile aydınlatılıyorum.
Ve ilginç tarafı birbirimizi fiziki ortamda tanımıyoruz. Görüşmedik, herhangi bir şekilde nefisler işe giremez, riyadan ariyiz şükür. Hak sözler olarak verilen her ilim ayaklarından(yazı ile) bağlanmakta, geleceğe hediye edilmek üzere dosyalanmaktadır.
Yedibin sayfayı geçti, edit edilmiş şifreli bilgi kayıt altına alındı, elhamdülillah. Temizlenmesi, editlenip dosyalanması gerekenlerin sayfa hesabı bile tutulamaz. Gelecekte ehil olanlardan oluşan bir çalışma ekibi ile belki başarılabilir. Saklanır, faydaya hazır hale gelebilir.
Akıbeti belli olmayan bir hazine.

*Çok güzel iyi ki de paylaştım sizinle hocam. Gönüllerimiz her daim bir hocam. Çok güzel gönül köprülerimiz var, maşallah.

-Yine pek çok mesaj birikti. Görüşmek üzere. Selam es selame

*Valla hocam, bu konuda Tevazu gösteremem. Rabbimden icazetle şahsen ben varım, eğer bu bilgiler birine miras kalacaksa. Allah’ın izni, sizin rızanızla ben talibim. İkidir beni Mahmut Efendi babamız çağırıyor. Hocam gidemedim bir türlü. Bana miras kalırsa sağlam, güvenilir ellerde olacak, buna emin olun ????

-Azizim. Bize gelmeden önce rehberiniz Mahmut Efendi miydi?

*Yok, hocam son 15 gündür beni çağırıyor. Hocam bu beka makamına çıktığımda beni karşıladı. ‘’hoş geldin evladım, hayırlı olsun’’ dedi. Size anlatmıştım, hatırlarsanız. 
O günden beri beni rüyalarımda çağırıyor hocam. 
Hiç bir meclislerine girmiş değilim, siz ne dersiniz, ne yapayım hocam.
Rabbim bana o meclisi gösteriyor, daktilo gösteriyor, daktilonun yanında bir mürekkep içinde tüy, tüyle yazılmış kağıtta ise ÇALIŞ yazıyor. Benim ilmim biraz zayıf hocam. 
Bu konuda ilmimi geliştirmek için sanki beni o meclise yönlendiriyor, rabbim. Ne yapmalıyım?

-Azizim, bu fakir, manadan bir haber almadan nefsimle karar verip öneride bulunmaktan rabbimize sığınırım. Sen bu kararı rabbimize sor.
Bizden önce rehberin var mıydı?

*Hayır, ilk siz. Sadece TV’de cübbelinin sohbetlerini dinlerdim, o kadar.

–Öyleyse bize göre bu celalın bir oyunudur… 
Hazır yetişmiş bir cemali dostunu celal çalmak istiyor, şimdilik bizimle devam ediyorsun, biiznillah. 
İblisin taktiğidir, cemalden celale bin bir hile ile dost kazanmak. Rabbim bizi affetsin. 
Çünkü biliriz ki celal de kendi zatının bir sıfatıdır. 
Mürekkep ve kuş tüyü kalemden de alacağın hisse dergâhın yayınlarından, geçmişten gelen  kaynakları okuyup öğrenmeli, kendini geliştirmelisin. 
O haberden İslam’ın kadim kaynaklarını anlamalı, okumalı, kendini geliştirmelisin.

*Peki, hocam emrin başüstüne. Anladım, çok doğru, bu açıdan hiç düşünmedim hocam. Şimdi şoktayım. Nasıl düşünemedim ben bunu.

-Cemalde yol almaya devam inşaallah. Yeterince ilim yüklendiğin zaman celal ile de hizmet edebilirsin ancak kemalin tamam olmadan celali mücadeleye asla. Hiç donanımsız savaşılır mı. Eğitim ve teçhizat olmadan cepheye çıkanlar cenneti erken boylarlar. Yazık olur. Maksat şehit olmak değil, şehidin kanından üstün olan ilim mürekkebi yalamak olmalı. Ki savaşın kazanıldığı mevki ehil ve yetkili zatın seccadesidir.

Yerler değişmeden gökler değişmez, 
gökler değişmeden de yerler değişmez. 

Dua ordusundan, aksakallılardan yoksun bir milletin savaşmaya mecali olmaz. ”Kaderi ancak dua ve sadaka değiştirir.”
Fatih olabilmek için bir Akşemseddin’ in desteği gerekir. Yahut her Osman’a bir ulu Edebali yol vermelidir.… 
İblis katıksız her kulu eceline kadar yoklar. Kandırmak ister. Hatta son nefeste bile, bana gel der. Çünkü cemalullaha hem âşıktır, hem düşmandır. Tıpkı beşeri aşk gibi. Kadın ve erkek hem zıddırlar, hem de birbirlerini çeken, muhtaç iki kutupturlar.
Dertleri, kaabiliyetleri, san-i kudretin eseri olarak karşı cinsi fethetmek, murat alıp fiziki bedenleri yer ile yeksan, iki piri faniye dönüştürmektir.
Senle de sensiz de olamam ki…diye diye…

*Hocam size bir şey diyeceğim, sizden çekindim söyleyemedim

-Buyur, azizim. Bak biz herşeyi nasıl açık konuşur, yazar yayınlarız. Celal nasıl da hileli, gizli işlerin peşindedir. İlmi kıskanır. Çünkü o karanlıkların prensidir. Rabbimiz ise âlemlerin nurudur; dürüst samimi olmayı farz olarak emreder.

*Hocam ben bu yolda bana Cemal esmaları ve Cemal ayetleri zikrederken iki defa bana celalden rütbe verdiler.. Kilisede iki defa madalyon taktılar. Bu nasıl oldu. kendimden utandım. Size de açamadım ama aynı zamanda bekaya çıkardı Rabbim.  Bu normal mi?

-Normaldir.

*Ahaaa çok utandım kendimden, hocam.

–O rütbelerinle inşaallah ümmeti Muhammed’e ve Allah’ın rızasına hizmetler edeceksin, rütbeler cepte kalsın. 
Nasıl ki her celali huyumuzu ve affedersin atıklarımızı içimizde saklarız. Her kötülüğe yeteneğimiz olduğu halde Allah için cemali davranır, cennet cemali tercih ederiz. 
O celalden aldığın rütbeler cemale gelmeden önceki zikirlerinin, Allah ismi celalını okumanın karşılığıdır.

*Bunun benim nefsim için dezavantaj değil, olması gereken bir hal öyle mi hocam. Biraz da celalden bir şeyler olmalı mı nefsimizde, doğrusunu anladım… Hıımmm şimdi daha iyi anlıyorum.

-Celal olmadan cemal olmaz azizim… Sol yanı olmayan bir âdem olur mu?

*Ahh hocam, kendimi günlerce nasıl hayıflandım, kahroldum, sindirdim. Yüreğime su serptiniz.

–Kuran bize celalı en aza indirgemeyi, cennet cemali kül derecede tutmayı öğretir. Cemalullah’a ulaşmanın müfredatıdır kuran ve hadisler. Her reşit âdem evladı, öncelikle nefsin, bedenindeki gelişmelerin esiridir ki nefsi celalidir. Henüz kendini tanımakla meşgul emare nefistir, hemen her bakımdan cahildir, tam celalın oyuncağı, piyon askeridir.

*O yüzden iki. hıııımmm… Allah razı olsun hocam sizden. Bu beni yeyip bitiriyordu. Nasıl oldu böyle bir şey diye kahrediyordum. Hımm.

–Eğitime başlayınca, eğer okul ehli, gerçekten ehil ise kişiyi nefsin ileri mertebelerine hızla yükseltir. Ehil olmayan şeyhler/rehberler ise kişiyi iyice karanlığa, yerin dibine sevk eder. Dibi bul ki zirveyi hak edesin derler adeta. Hamsın piş. Öyle piş ki yanarak kül ol da küllerinden zümrüdü Anka olarak doğarak önce doruklara sonra zirveye çık demiş olurlar. Yani beşeri akla göre dünyada cehennemi yaşatırlar. Bu yolun yolcuları amaçları uğruna bir ömür sebil ederler. Cennet yada cehennemden geçmiş olmak umurlarında değildir. Yeter ki hedefe ulaşma umutları zarar görmesin. Sevgiliye in samimi şekilde seslenirler narın da hak nurunda hak ey sevgili lebbeyk. 
Nadir kullar zirveye ulaşır, başarının tadını çıkarırlar. Talihleri yüzlerine gülenler, ömrün sonbaharından da geç çağlarda kurtuluşa ererler. Geride hedefin yolunda büyü, büyük kalabalıklar yanmaktan haz alan, ahirette eğitimlerini tamamlayacak olanlardır.Meğer ki rabbimiz onları samimiyetleri nedeniyle bağışlayıp doğrudan cennetine almış olsun…O allah sonsuz merhamet sahibidir. Aşıklarına kıymaz, kıyamaz. Bir anne bebeği ne kadar yaramaz işler yapsa da her zaman affetmeye hazırdır. Bir af edersin anne ben nefsime zulmedenlerden oldum, ver elini öpeyim desin yeter. Merhameti de yaratan rabbimiz nasıl olur da secde halinde ‘’la ilahe illa ente subhaneke, inni küntü minezzalimin’ ’diyen bir kulunu affetmeden o secdeden kaldırır. Mutlak kabul edilecek dua olarak bu ayetin okunuşu müjdelenmiştir.
O nadir veliler bile kalan ömürlerinde celale hizmet ederler… Müritlere tavsiye ettikleri ancak kendi geçtikleri yoldur. 
Gül bahçesini tanımayan, nasıl bülbül olmaya heveslensin. Aklından bile geçemez.
Olmaz, yanmadan kutsanmaz bu nefis, der. Hâlbuki cemalde ilerleyenler sayfamızda da sayısız örneğine rastlayacağın şekilde, birkaç kırk zikir geçer geçmez, meleki âlemi seyre başlarlar ve artık celale razı olmazlar.
Kazara düşseler hemen cemali zikirlerle aydınlanır, iblisin elinden kaçar kurtulurlar.

*Hocam, Rabbim bana çok yardım etti, Rabbimizin himmetiyle cahil iken bana rütbe ile şereflendim, günlerce sevineceğim yere, Allah’tan af dilendim. Tövbe üzerine tövbe ettim. Size de açamadım halimi, kızarsınız diye. Celali Esma çekmişsin diye benim için hayıflanırsınız sandım.

-Önemli olan şu andaki konumun Aziz kardeşim.

*Ama bu yolda şartmış zannımca bir iki rütbe. Bu yolda fazlası zarar müminler için değil mi hocam.

–Nasibin böyle idi diyelim de aklın yatışsın. Durmak yok yola devam. Ateşin azı candır nimettir çoğu felakettir, mahviyettir. Seni de beni de rabbimiz evirip çeviriyor merak etme. Hepimiz rabbimiz kontrolündeyiz.

<SİZİ DE FİİLLERİNİZi DE YARATAN ALLAHTIR.>ayet meali..

*Sizi seviyorum hocaammmm.. Allah başımızdan eksik etmesin…

–ŞİMDİLİK YETER EDELİM mi. Bunları hazmedince yenisine yer açılır gönüllerde…Çok bekleyen mesaj var, haksızlık olmasın kardeşlerine, inşaallah.

*Peki, hocam selam es selam ellerinizden öperim
Mustafa… Tarafından 21:24 itibariyle görüldü

BİR TAKİPÇİ YORUMU VE CEVAP

*Es selamünaleyküm ve Rahmetullah.

Üstadım merhaba. Müsaadeniz ile bir kaç kelam edeceğim.

Neden bu sayfalardayım. Seğirmelerden dolayı elbet, birçok kardeşimiz gibi. Seneler önce Marifetname ’de seğirme bölümünü okuyup, bu zat böyle  neden bahsediyor derken, şahadet parmağım seğiriyip sanki işte bundan denildi. Hayata gün bugün diye bakıp, geleceğe dair birçok rüya lütfedildiği halde artık yeter, nasıl olsa bela gelecekse gelecek, haberim olsa ne olmasa ne, derken… Rüya da göstermeyin diye örtülü olarak hikmetullah’a çatarken, internet vasıtası ile sizin seğirime yazılarınız ile karşılaştım, istifade ettim.

Teşekkürler emeği olan herkese. Bugünlerde cemaat mi tarikat mı belli olmayan ehil olmayanın da seçemeyeceği bazı kişiler, gruplar, ruhsal bir takım öğreti verdiğini iddia edenler piyasada.

Mesela Üveys denen bir akım başladı. Giren de kaçan da çok. Kesinlikle uzak durulmasını tavsiye ederim.  Altı aydır bir şekilde sizi takip ediyorum. Şunu açıkça belirteyim ki bize göre yolunuz, Allahu teâlâ tarafından kullarına lütfedilmiş, kişiyi Rabbine vasıl eden bir TARİKATTIR yani yoldur.

Size silsile soruyorlar.

Eğer Hafız Hüseyin hazretlerinden öncesi yoksa da varsa da kendisi bu yolun piridir. Size tabi olmuş kardeşlerimiz ne ararlar. Kişi maneviyat yolunda yürürken, Ehlullah’ın rabbimizin izniyle nasiplisine  şefaatçi (makam geçerken yardımcı ) olması kadar doğal ne olabilir. Kardeşlerimiz birçok geçmiş veya hayatta olan Ehlullah’ın yardımına nail olabilirler. İlim ehli değilim ama bilgi ve tecrübe sahibiyim az çok.

Mahmut Efendi bizce gerçek bir mürşiddir. Ama dergâh olarak en karışık ve gruplaşmanın en fazla olduğu bir yerdir. Bildiğim kadarı ile Mahmut Efendi senelerdir hasta ve hatta konuşamıyor da ( tam bilmiyorum) ve yanına da herkes giremiyor diye biliyorum. Velev ki bu kardeşimiz oraya gitti. Kolunu budunu kırar, geldiği memlekete (H. Ali Bayrama) geri yollarlar. Mahmut efendinin çağırma Hikmetini iyi tefekkür edin.

Seneler önce Rüyamda; eski oturduğum mahallede kül filan dökülen bir yere doğru gidiyorum. Mürşidim uyardı, gitme diye. Gittim bir kapıdan içeri girdim. Mahmut efendiye bağlı bir akrabam ile karşılıklı bir topla paslaştık ve uzaklaşmak istedim.

Allah bilir ama Mahmut Efendinin vefatından sonra çok karışacak o dergâh. Rüya ve keşifler iyi tefekkür edilip, ehline müracaatı gerekir ki güzel bir istifade olsun. Bundan 6-7 ay kadar önce Mahmut Efendinin vefat ettiğini, tabutta olduğunu, müritlerinin üzüntü içinde olduğunu, kendimi de tabutlarının yanında olduğumu  göstermişti Rabbimiz, Rüyamda. Rüyalarım genelde 1 – 1,5 sene içinde zuhur ediyor. Allah bilir başka bir hikmeti yoksa hep beraber tecrübe edelim. İsim vermeyeyim, kaç dergâh biliyorum ki mürşidi vefat etsin de yerine birer ikişer gizli Kahraman çıkmasın. Eserlerinden istifade ettiğim bazı ateist ve Rabbini tanımak isteyen müslüman kardeşlerimi eserlerine yönlendirdiğim bir Nakşi mürşidi var. Birçok kez rüyamda görmeme rağmen şahsen görüşmedim. Yine bu sitenin sayfalarında ismi geçen bir Uşşaki mürşidi var. Rüyamda lüks ve konforlu oldukça rahat arabası ile yolculuk ettiğimizi, mübarek bir kandili beraber geçirip yemek ikramlarına da nail olduğumu gördüm. Vesaire rüya uzun. Şahsen zahirde görüşmediğim gibi fitne olur diye yazmadım bile. Emaneti ehline vermek ve kabul etmek zor geliyor insanlara. Bilmiyorum demek de zor.

Geçenlerde bir kardeşimiz yüksek perdeden konuşan bir profesöre bir soru sormuş youtube da; soru havada asılı kalmış haftalardır. Cevap yok. Size yönlendirdim. Bilmem müracaat etti mi. Havada dönen ve titreyen ışıklar görüyorum. Bilmiyorum bu nedir diye soruyor. Her neyse.

Bu yoldan istifade eden kardeşlerimiz yoluna sahip çıksın.                                                                                                                            81’i görmeden vefat etmeyecek 84’ü göremeyecek; belki bu ikisi arasında zahiren artık size hizmet edemeyecek Ali Bayram hocadan istifade edip bu yolu muhafaza etsinler.

Rabbinizin Varlık hakikatini iyi öğrenin, aziz kardeşlerim.

Ehlinin; Bilmek bulmak değil imiş, Bulmak bilmek değil imiş… dediği gibi.  Allah’a emanet olun. Hürmetler…

-Selam es selame azizim, maşaallah barikallah. Yazdıklarınızdan istifade edenler olur, bu kargaşa ortamında yürüdüğü yolu özenle sorgulayıp iyi niyetle kendini koruyanlar, ihlasını çek edenler olur inşaallah. Ne güzel bir hakikat. İlk defa sizin vasıtanızla veciz ifadeyi aldık, biiznillah kullanacağız. Üveysi zikir diye yaygınlaşan furya gerçek anlamda tehdit ve tehlikelerle dolu, adını koyamadığımız bir akım. Bize gelip anlatanlardan bildiğim kadariyle takipçileri serian süfliyatı ile tanışıyor. Kaçmak için geç kalanlar hasar alıyorlar. Bize onlarcası geldi. Temizlenmeleri uzun sürüyor. Biz de sakındırmak isteriz de böyle şeylerin gürültüsü çok oluyor. Daha çok bizden yardım isteyenleri dolaylı olarak sakındırıyoruz. Biz; yeterince cemali zikir çekerek, düzenli ibadete alışmamış kişilerin, kelime i tevhit veya Allah zikrine yönlendirilmesinin yanlış olduğunu sayısız kereler yazdık.

Allah cc. ismi celalidir. Kuran ise inananlarını Allah’ın cemaline davet eder… Ne hikmetse tarikatlar ise ısrarla celal okuturlar. Akıllara durgunluk veren bir kusur, üç yüz yıldan buyana yoğun biçimde yapılır. Kuranı kerimde rabbimiz Esma-i Hüsna’mı zikredin derken… Hüsna(anlamı) güzel  cemali isimleri kastederken. ’’Allah’ın kötü ismi mi olur’’ diyorlar. Anlamı kötü isimler diğer ilahın mıdır? Haşa başka Allah mı var. Hüsna’nın zıddı çirkin ise bu kelimeler uygun düşmüyor… Biz celalı var cemalı var, bir de ikisini bir eden kemali var, diyoruz… Her isim Allah’ındır. Anlamak lazım. Şu anda yazmak için hiç uygun değilim. Şartlar ve ruhsal durum açısından. Yine de birkaç kelam etmeden duramadım. Rabbimiz hakkımızda hayırlısını versin.

Hafız Hüseyin kemal 1957 yılında sanırım 89 yaşında hakka yürümüş, 20. yüzyılın imam-ı zamanı olduğundan şüphe etmediğimiz, icatlar çağını başlatan, Osmanlının parçalanıp dağılmasına ve ardından cumhuriyetin kurulmasına manevi vesile olan, dünya haritasını sil baştan yeniden çizen iki büyük cihan savaşını ve kurtuluş savaşını manen çağında başlatıp sonlandıran, yaşayan yaşatan, hakkın en büyük velilerindendir. Atatürk’ün manevi (fatihlerin gerisindeki aslı-Akşemseddin) yüzüdür. İçinde yaşadığımız çağın da zahire zuhurunun müsebbibidir. Manen çok üstün yetkilerle yaşayıp hakka yürümüştür. Ancak dört öğrencisi ve bir elin parmaklarını geçmeyen takipçilerinden başka kimse tarafından bilinmeyen bir hizmet eridir. İlk defa biz adından bahsettik, yazılarımızda. Bıraktığı eserden bir kuple olsun yayınladık. Selam gelmiş geçmiş bütün yetkililerin üzerine olsun, en önde efendimiz olmak üzere.

Bize yazmayı sürdürürseniz seviniriz. Daha yakından da tanışmayı murat ederiz. Selam es selame

Yayınlanma tarihi: 24 Eki 2018, 03:14