Nuru tevhit üzerine

Selam es selame; Hasan bey gönderdiğiniz dosya açılmıyor. Bu içeriğe ulaşılamıyor diyor. Özetlerseniz bir fikir elde edilebilir ve belki söyleyecek sözümüz olabilir. Selam ve dua ile.

Selam es selam hocam
Kişinin ferdiyet vahdet ve Muhammedi oluşuna dair bilgiler veriyor.
Önce gördüklerimizin daha doğrusu var zannettiklerimizin yokluğunun idraki,
Sonra ölmeden önce ölmek , HAKK ile olmak diye devan ediyor.
Sonra 2. Şahadet vs

Yazılarımızda parça bölük olarak bu konuyu defalarca açıklamaya çalıştık. Mümin Allah’a yakınlaşmak için yola çıktığında kuranı kerimin dikte ettiği farz ve sünnetlerle birlikte nafilelerle de ilerlemek için gayret gösterir. Bunu yetkin bir rehberin yardımıyla yapmazsa neredeyse imkânsız bir çabaya dönüşür. Yola çıkarken duyuma dayalı İMAN SAHİBİYİZDİR.

Evet, hocam, Bu konuları en detaylı hali ile bilmek istiyorum.

Yolda tahkiki iman başlar. Görerek ve yaşayarak kuranın gerçekliğine şahit oluruz.

Sizleri takip ediyorum çok arastiriyorum. Allah cc. nasip etsin

Çabalarımız sürdükçe inanarak kabullendiklerimizi, bilerek özümsemeye başlarız.
Bunun yolunu biz ZİKRE İLK ADIM adlı yazımızda tarif ettik. Beş vakit namazla ve bilinen yaygın usullerle bunu sağlamak neredeyse imkânsız gibidir.

http://www.hacialibayram.com/makaleler/zikir-ve-adabi-sag-devri.html

Evet, Daha fazla çaba ve istek gerekir. Nasip, murada.

O nedenle duanın kabul şartlarından olan evkat-vakit şartını yerine getirebilmenin yolu, en az yedi vakit namaz kılmak, aralıksız olarak, en uygun esma ve ayetlerle başlamak kaydıyla zikir yapmak… Böylece kişisel ilim olarak da tarif edilebilen İLM-İ LEDÜN sırlarına vakıf olmak gerekir. Bu marifetullahtan ilk gelişen İHTİLAÇ İlmidir. Ardından Salih rüyalar başlar. Kişi gayretine ve yeteneklerine göre nur görmeye başlar. Kalp gözü açılır, uyanık rüya yahut keşif ve / veya durugörü dedikleri seyrü sefer ile net müşahedeler başlar. Allah’a giden yoluk uzun ve meşakkatli bir yolculuktur. Halk tabanında talipli çoktur. Zorlukla karşılaştıkça seyrek elekten geçenler çok olur. Hem dünyayı hem ahireti birlikte mamur etmek her yiğidin karı değildir.

Bilindiği gibi Allah telalanın cemali celali ile perdelidir. Yetmiş iki bin perde ile perdelidir denilir. Bu perdeler açılırken birer ikişer, beşer onar açılırken kişi sürekli testlere tabi tutulur. Verilecek olan sırlara, kudret ile kuvvete denk düşecek, yetkili olacağı makama uygun kişiliğe ulaştırılır. Bu testlerden geçemeyenler elenirler. Bu yolda rehbersiz, belli bir seviyeden öteye varılamaz…

İlerleyenler öncelikle rehberlerinde yok olurlar. ‘’Fenafişşeyh’’ önderde mahviyet’’ denilen bu makamda, rehberine tam güven / teslimiyet vardır. Tıpkı doktora öğrencisinin hocasına güvenmesi gibi…
Şeyhin (Rehberin) öğreniciye tarif ettiği yol, verdiği ödevler her zaman beşeri akla uygun görünmeyebilir. Tehlikeleri veya yöntemleri bilinenin dışındadır. Bilirsin insan bilmediğinden korkar. Ve mürit irade ettiği makamı elbette önceden bilemez, o yüzden korkar… Korkuyu izale eden şeyhe güvendir. Talip bilir ki hocası gelinen noktaya kadar yetkindir, öyleyse sonrası için de uyulacak emin bir rehberdir. Kuranı kerimin hilafına bir şey emretmedikçe gözü kapalı verilen görevi yapar… Esasen Allah aşkı öyle bir cazibe oluşturmuştur ki, kelebeklerin ışığa uçuşmalarından hızlı ve hırslı ile ilme – nura tereddütsüz koşulur.
Musa as ile Hızır as. Arasındaki olaylarda olduğu gibi bilinenin dışında işler de olabilir. O ana kadar tam güven sağlandıysa sorun yoktur.
Beraberliğin devamı ancak rehbere akıl ötesi teslim olmakla olur. Allah’a ulaşma isteğinin karşısında, değişik mertebeleri aşmış olan nefsin sonunda Allah için ölümü göze almasıyla çetin meselelere vakıf olunur…
Bunu her nefis beceremez.Nefis  ‘’Ölmeden önce ölüme’’ razı olamaz. O yüzden Taptuğun tapısında, kul olduk kapısında diyen Yunus, yunus olur da, diğer sayısız mürit Yunusun dedikodusunu yapmaktan öteye geçemezler.
Kişi aşk sarhoşluğu ile sevdiği uğruna ölüme razı olur, yoluna devam ederse ki o sevgili efendimizdir; ULAŞILIR. Kişi resulullah sav. yok olur. Buna fenafirresul adı verilir.
Muhammedi nur ile tanışılır. Efendimizin ruhaniyetinden güç alan salik yoluna sıkı bir gayretle yoluna devam eder. Muhammed âlemlere rahmet olarak yaratılmış olsa da bir kuldur… Fenefirresul olur olmaz efendimize olan aşk/meftunluk son bulur, muhabbete dönüşür… Aşk ateşi biraz daha harlanarak doğrudan Allah’a odaklanır. Allah aşkı sonunda resul aşkını da gölgede bırakır. Nasıl ki resul aşkı başlayınca şeyh gerilere düştü, sadece kendisinden yararlanılan, rehberliğine güven duyulan bir Allah dostu mesabesinde kaldı; şimdi de resulullaha olan aşk küllenir, Allah aşkı körüklenir. Sonunda nasipli olanlara ilahi çekim devam eder, Nur-u Tevhit (miraç) gerçekleşir. Yani kişisel miraç vaki olur. O hale ‘’fenafillâh’’ adı verilir. Anlamı Allahta yok olmaktır. Yani(nefis) kişilik ölmüştür. Kendi arzularına göre yaşamaz olur.
Sadece Allah için yaşar ve ümmetin velilerinden olarak, efendimizin sünnetleri ve kuranın emirleri doğrultusunda hizmet ederek, ömrer hayat eder…
Tevhide ulaşıncaya kadar olan hayata ‘’Allaha yolculuk’’ adı verilir. Sonrasına ise ‘’Allahta yolculuk’’ denir.
Umarın sorunuza özetle cevap verebilmişizdir. Mesele özet olarak budur. Kuranın derin anlamında her müslüman bu yolculuğu yapmaya davet edilir. Elbette herkesin yapabileceği bir iş olmamakla beraber, her mümine, Resulullahın dilinden Allah yolunda ölmeden önce ölmek tavsiye edilmiştir. Selam es selame

Allah celle celalühü razı olsun hocam. Çok güzel.

Allah Teâlâ yolunda ilerlerken ömrü vefa etmeyip ölenlere, Rabbimiz kavuşanlara verdiği makamlara yakın makamlar ihsan eder.

Allah celle celalühü nasip etsin İnşallah. Dua edin hocam. Kolay olmadığını biliyorum,
Rabbim kolaylaştırsın. Sizlerde dualarımızla destek olun inşaallah.

Karınca misali yola çıkarsın. Amaç allahın evinde haç yapmaktır. Ömür yeterse, nasip de varsa hacı olunur, yoksa yolunda ölünür. Şeytanın yolunda heder olmaktan iyidir.

İnşallah hayırlısıyla hocam.

Allah Teâlâ kendisini murat edenlere her adımları karşılığında en az on adım geleceğinin müjdesini vermiştir. İstemek ilk merhaledir. Devamı gayret ile sabır-sebattır.

Yapamamaktan korkuyorum. Sınavların bahsettiğiniz gibi akla her daim uygun olmadığını biliyorum.

Allah kabul etmeyeceği duayı asla yaptırmaz. Sevmediklerini divanına (seccadesine)kabul etmez. Onlar uzaklaştırılmışlardır. Müminler ise yakınlaştırılanlardır.
İslamın amaçladığı yol korku ile umut arasında ki sıratı mustakimdir. Bazılarının zannettikleri gibi sırat köprüsü sadece ahirette kurulmayacaktır. Dünyada halen kurulmuştur. Aslında sürekli sırattayızdır. Kıldan ince kılıçtan keskin bir orta yoldur sırat.
Sürekli korkarak ve umutlanarak o köprünün üzerinde yürümekteyizdir. Ara sıra ayaklarımız kayıp düşeriz, ancak yeniden kalkar devem ederiz. Rehberimiz bunun için vardır.
Önemli olan köprüden uzağa düşmemek, hatalarımızda ısrarcı olmamak, düştüğümüzde hemen tövbe istiğfar ile yeniden orta yola gelip kuranın ve sünnetin rehberliğinde yola devem etmektir.
Mümin müminin velisidir. Her namazda birbirlerine dua ederler, ancak esas dua edenimiz kendimizizdir. Ne kadar emek o kadar yemek… Ne kadar ekmek o kadar köfte.
Kişi kendisini kurtarmaya çalışmalıdır. Elden gelen öğün olmaz.

Allah celle celalühü affedicidir merhametlilerin en merhametlisidir. Yoksa bizim gibi günahkârı kim neyler. Allah teala cehennemin de yaratıcısıdır.

Eyvallah hocam.

Gazabından sakınmak, rahmetine sığınmak kâmil aklın gereğidir. Ateşin merhameti yoktur. Yasakları işleyenler ateşten merhamet bekleme haklarını kaybetmişler ki ateşe atılmışlardır. Hesapları kadar pişmeden o ateşten çıkarılmazlar. Esasen ateş de bir rahmettir.
O sayede ele avuca nefislerle, eğilip bükülmeyen örs ile çekice isyan eden madenler ateşe girmeden işe yarar ürünlere dönüşmezler. Ateşi gören maden suya dönüşür, akışkan ve itaatkâr hale gelir. Acı çeken nefis de kemale erer. Bu ağır konu, fakirin gücü kadar dile geldi. Daha ziyadesi yaşayarak öğrenmektir. Selam ve dua ile…

Yayınlanma tarihi: 20 Eki 2016, 14:04