Ne Güzel Gelişmeler Yaşıyorsun

Hocam ben çok korkmaya başladım, bugün ellerimde, bütün vücudumda titreme vardı, yatsıdan sonra daha çok oldu… Ve aşırı güçsüzlük, sonra uyumak için yatağıma geçtiğimde kalp çarpıntım fazlalaştı, aşırı şekilde bir kulak çınlamasıyla beraber ruhumun uçtuğunu hissettim. O kadar hızlıydı ki anlatamam.

Gözümün önü rengârenkti. Yeşil, mor, turuncu dolu renler içindeydim. Sanki hızlı bir trene binmiş gibiydim. Ayet el kürsi okuduğumu ve salâvat getirdiğimi hatırlıyorum. Hem gözümü açmak istiyordum hem de açmamak. Her yer yemyeşildi. Bir ara yaşlı bir gözü kör adamın, bir tek gözünü gördüm. Hatta ilk gözümü yumduğum anlardaydı, yine ilk gözümü yumduğum anlarda siyah başörtülü bir bayanın bir kişiyi kabire doğru çektiğini de gördüm. Şu anda da gözümü yummaya korkuyorum. Hatta uykusuzluktan basım ağrıyor hocam, inanır mısınız zikiri bırakmayı bile düşünüyorum, o derece korkuyorum şu anda. İnşaAllah tez vakitte cevap verirsiniz. Ülkü

Selam es selame Ülkü kızım… Sağ elini kalp üzerine koy ve ”E la inne evliyaullahü la havfün aleyhüm vela hüm yehzenün ” ayetini 19 kere oku… Sonra elini kaldırmadan sol göğsünü geçinceye kadar yavaş yavaş çek. Sona varınca iki kere daha oku. Bunu her namazdan sonra yap. Üç veya yedi günde o korkular senden uzaklaşır.(bu tanımlama her mümin için geçerlidir. Özellikler namazında niyazında olup ta süfliler tarafından namazdan uzaklaştırılmak gayesi ile yapılan evham halinde hemen bu tarif edilen usul ile bu ayet okunur. İlk okunduğu anda bile etkisi görülmekle beraber tam emniyet hasıl oluncaya kadar okunmasından fayda vardır…

KURAN ŞİFADIR…

”Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” ayeti bizi kuranı öğrenip hayatımıza geçirmeye çağırmaktadır. Yüz yıl elimizden alınarak hasret bırakıldığımız kitabımıza kavuşmanın zamanı gelmedi mi…Bizi yaratanımızdan ayrı düşüren şeytana ; kafilere karşı ne zaman harekete geçeceğiz…Ne zaman birbirimizi uyandırmaya başlayacağız sevgili okur…Suriye gibi Irak gibi yıkıma uğradıktan sonra mı Allah’ı hatırlayacağız..

Bir daha seyri sefer yaparsan yani kendini göğe veya başka bir yere gider görürsen gidiş sırasında ya rabbi ya rabbi ya rabbi zikrini çekmeye başla. Rabbimiz her halimizle bizimledir. İnşaallah tayy mekân, tayy zaman yapmaya alıştırılıyorsun. Ne güzel gelişmeler yaşıyorsun. Zikrine sıkı sarıl, sayıyı artır. Rabbim yar ve yardımcın olsun. Selam es selame

KARA DELİKLER / Geçmişten geleceğe

Mısır Piramitlerinden, iki bin beş yüz yıllık bir yazı:

“Ey İnsanoğlu;
Bu parşömeni iyi oku.
Oku;
Çünkü burada,
Var olmadığın günleri de bulacaksın,

Eğer Tanrısal bilgeliğe sahipsen…
Oku çocuğum;
Çok uzaklardan sana ulaşan bu,
Geçmiş ve geleceğin sırlarını oku…
İnsanoğlu ezelden bugüne
sadece burada yaşamış değil.

Birçok yerde;
Zamanda;
Ve dünyada yaşadı.
Ancak;
Aralarında karanlığın (Âmâ)perdesi var.

Gün gelip gök kapıları açılacak
Ezelden beridir var olan
(karanlıklar) görünür olacak
İnançlarımız, yaşamın sonsuzluğunu
ebediyeti ;
Başlangıcın ve sonun olmadığını öğretti.
Öğrendik, bildik ki;
Hakikat sonsuz bir daire…
Biliyoruz ki;
Çember yasasına göre,
Bir şey doğruysa,
Her şey doğrudur..

Yaratıcı;
Çoklu gösterse de kutlu yüzünü
Aslında birdir..
O
Diledi ki,
Bir olarak bilinsin
Ortağı var sanılmasın.

Bütün zamanların kudreti,
ruhların cümlesini toplayacak
Sona gelinip,
Dünya öldüğünde…
Ayrık bilinen bütün geçmişler
gelecekler
İnsan gözüne açılarak görünecek.

‘’Yıldızların bile kararıp düştükleri dev kuyular gördüm’’

Mısır tanrısı Horus:
M.Ö. 500 / MISIR

Ademle başlayan birleme, Allah’ın insana vahiy yoluyla bilmediğini bildirmesi rahmetinden dolayıdır. Her çağda tevhidi Ademoğluna apaçık duyurdu da cenneti insan misafirlerinden mahrum bırakmadı. Pek tabii olarak cehennemini de öksüz koymamak üzere sapıklarını yaşattı ki imtihan sürüp gitsin..

Akıl konusuna gelince, nasıl ki gönüller hakkın elinde yoğrulup durmada, akıllarda hakkın kesin iknacı meleki güçlerinin yed kudretindedir. Bütün nimetler ki en derini var olmaktır, özde kendisinden kendisinedir.. Yarattığı hiç bir şeyden ayrıklığı düşünülemez olan rabbimiz, bizde yaşar olmasa biz, biz olmazdık.

Besmele ben’in besi ile başlar…Allah ismiyle devam ederken, rahman ismini( ki inananı inkar edeni ayırmadan koruyup kollayan, kemalde tecelli sahibi demektir,) zikrederiz ki gaflete düştüğümüzde de ,küfre saptığımızda da bize baba şefkatiyle muamele et demiş oluruz. Ardından da inanmışlığımızı öne çıkararak, anne rahmetiyle ölçüsüz derecede mağfiret dilemiş oluruz.

Demek oluyor ki o muhteşem mısır medeniyeti Allah’ı birlediği zaman diliminde teşekkül etmiş, şirke sapılıp insanlardan bir kısmının ötekinin insanlığına tecavüz etmeye başlayınca hz. Musa nebinin beddualarıyla viraneye döndürülmüştür.

Bu mucizevi ,tarihin derinliklerinden bize seslenen mesajın yazıldığı dönemde tevhit dini yaşanıyormuş .Bu mesajdan günümüze düşen bir pay olduğu çok açık. Teknolojiyi elinde bulunduranlara, özellikle her türlü gücü emaneten elde etmişlere uyarıdır. Musaya tevdi edilen asa her zaman bir Allah dostunun elindedir. Günü geldiğinde kullanılmak üzere hazır tutulduğunu unutmadan yaşamalıyız. İşte ukala batının düştüğü durum ve Çağdaş firavun Mübarek, Kaddafi ve diğerleri

Sondaki mısır tanrısı tabiri sanırım çevirinin cilvesidir.. Belki de Mısır’ca tek ilah anlamındadır.. Nasıl ki Allah ismi Arapça el ilahın özel okunuşudur.. El ilah, tek ilah demektir.

Sizi bu mübarek gecede özel olarak selamlıyorum.. Rabbimizin rahmetine havale ediyorum.. İlginize teşekkürler.

(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Yayınlanma tarihi: 10 Ara 2016, 18:24