Lütuf Senin, Hüküm Senin! – Bir Ayet Bir Hadis
Lütuf Senin, Hüküm Senin!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki o, gizliyi de gizlinin gizlisini de bilir.” (Tâhâ, 7)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Siz sağıra veya gâibe duâ etmiyorsunuz. Sizi işiten, size yakın ve beraberinizde olan (bir zâta) duâ ediyorsunuz.” (Buhârî, Cihad, 131, Meğazi, 38; Tirmizî, Vitr, 36; Müsned, IV, 394, 402, 418)
Mûsâ (as): “İlâhi! Hangi kul senin için daha değerlidir?” diye sordu.
Allah Teâlâ: “Lisanı zikrimle ıslak olan.” buyurdu.
Mûsâ (as) yine: “Hangi kulun daha bilgilidir?” dedi.
Allah Teâlâ: “Benim başkalarının ilmini de bildiğimi bilendir.”
Mûsâ (as): “Hangi kulun en adâletlidir?” diye sordu.
Allah Teâlâ: “İnsanlara verdiği gibi kendi aleyhine de hüküm verebilendir.”
Mûsâ (as): “Hangi kulunun günahı en büyüktür?” dedi.
Allah Teâlâ: “Hem benden isteyip hem de beni suçlayan, benim kazâma râzı olmayandır.” diye cevap verdi. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyan, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Afüvv: Kullarının günahlarını kendilerinde sorumluluk kalmayacak bir şekilde affeden, amel defterinden günahları silen, hatırlayıp da mahcup olmasınlar diye de kuluna o günahı unutturan demektir.
Kısa Günün Kârı
Ey İlâhımız! Biz seni suçlamayız. Biz senin her verdiğinin lütuf, her yapmadığının adâlet olduğunu biliyoruz. Bizi kötü amellerimiz yüzünden cezalandırma!
Lügatçe
gâib: Hazır olmayan, yok olan, kayıp.