İmam Ez Zaman Vasıfları- 1

15.10.2020
343
İmam Ez Zaman Vasıfları- 1

İmam Ez Zaman Vasıfları

*Selam es selame.

Dünya, alemler bir tarla olmuş, iki manda veya öküzü çifte vurmuşum, saban pulluk elimde çift sürüyorum. (Her kulun hayatı içinde yaptığı bundan ibaret azizim. Öküzler, mandalar yılları temsil eder, ömrümüzün yılları kadar tarla sürer, ekin ekeriz. Ve ne ekersek onu biçeriz.)

*Arkamda ise elinde heybe (torba) si Gonca Zülfikar, benim sürdüğüm topraklara kuran ayetleri ve Resulullah efendimizin sünnetini, hadislerini ve Ehlibeyt sevgisi tohumlarını ekiyor. (Bu işlemleri yaparken eşlerimiz, evlatlarımız, yakın çevremiz bize yardımcıdır. Eğer kendimiz iyi yetişmiş isek ve çocuklarımızı da islam üzere yetiştirmişsek ayet ekeriz, hadis ekeriz, ehlibeyt aşkı ekeriz de huzur içinde mahsul biçerek ömürlerimizi tamamlarız. Ancak bir sebeple kendimiz dinimizi şu yaştan sonra öğrendiysek, çocuklarımıza da yeterli din ve ahlak bilgisi vermediysek, senin benim sürdüğümüz tarlaya öyle tohumlar ekerler ki geri dönüp baktığımızda vahhh bana vahhlar bana, bu nasıl iş deriz. Vah benim emeklerim. Merhamet ya rabbi! ben ne ektim de neler bitti .. derken secdelerde ağlarız. Bilindiği gibi Ayet der ki ” bilirseniz eğer sizin için (o çok sevdiğiniz) mallarınız ve evlatlarınız birer fitne sebebidir.” *Çift sürerken arkama bakıyorum; birden ayet, hadis, sünnet ve ehlibeyt sevgisi topraktan filizleniyor, yemyeşil bitki haline geliyor. yedi kat göğe doğru yemyeşil renginde bitkiler çıkıyor, yetişiyor.

-(Elhamdülillah sen ve Goncacan yeterli şekilde temizlendiniz, kuran elinizin altında, hadisle telefonunuz kadar yakın. Bu günlerin değerini bilin inşaallah. Biz gençliğimizde bu ilmi öğrenmek için kaynak aradığımızda yarım milyonluk Konya’da Türkçe ’ye çevrilmiş tek kaynak bulamamıştık. Sadece Hz Mevlana’nın mesnevi vardı. Bir de elmalı’lı hamdi yazır meali vardı. Kaynak yokluğundan altı ciltlik mesneviyi yedi kere hatmetmiştim. Daha yirmi sene önce kuran okumak yasaktı bu ülkede. Kuran kursları devlet eliyle kapatılmıştı. Başörtüsü yüzünden kızlarımız üniversitelere alınmıyordu. On beş sene öncesine kadar kuranı kerimler duvarlarda asılı idi. Okumak için değil, öpüp başımıza koymak için vardı, sanki.)

*Ben, iki öküz, Saban ve pulluk ile her yeri sürdüm. Gonca Zülfikar da Kur’an ayetleri, hadis, sünnet ehlibeyt tohumlarını attı ve yeryüzü bunlarla doldu. Peşinden ise uzaya çıkıp dünyaya gem, yular bağladım. Bir hayvan misali sevk ve idare ettim. Dünyanın ipleri, yuları benim elimde idi. Bir at misali onu yönetiyordum.

-Kur’an-i hakikatleri keşif halinde göstermiş Mevla’m sana. Zamanın imamı bu yaşadıklarını yapar. Bütün dünyanın yönetimi imamı zamanın meşrebincedir. Güldüğüne güleriz ,ağladığına ağlarız. Gelecekte çok hizmetler edeceksiniz inşaallah. İmamı zamana yetki tam olarak verilir. İsterse yapar isterse yıkar. Tarihi yazanlar gerçekte imamlardır. Yüzyıllardır Türk milleti içinden çıkmaktadırlar. Ancak tamamı efendimizin torunlarıdır, hz Hüseyin soyundan seyittirler. On ikiden çok fazladırlar. Kuran ve hadislere uyarak cemalde ve kemalde, alemlere rahmet olarak hizmet etmek sünneti Resulullahtır. Ancak geçmişte imamlar celalde kala kala koca bir imparatorluğu tüketmişler, kafire hizmet ederek islamı haritadan neredeyse sildirmişler. Birinci ikinci dünya savaşının ve kurtuluş savaşının hikayesi hocam rahmetli Hafız Hüseyin Kemal hz. Esrar*ı Hikmet kitabında kayıtlıdır. Hatası ile sevabı ile manevi olarak hizmet eden kişi olarak tek kelime yalansız her şey yazılmıştır ledünni gerçekleri ile birlikte. Görünürde Türkiye Cumhuriyeti olarak kurulan devletin temellerini Yahudiler atmışlar. Kendi yazdıkları kitaplarda Adına da büyük İsrail demişler. Cumhuriyetin ilk yıllarında Yahudi şapkası giymediler diye sayısız insan asmışlar. İçlerinde nice tasavvuf ehli yahut şeriat alimleri de vardır. En tuhafı bir kadın dahi şapka kanununa muhalefetten önce asılmış sonra muhakeme edilmiştir. Derdimizi açma da laf uzamasın aziz kardeşim İmam Muhammed. Hangi yazımızda kurana, hadise, ehlibeyt sevgisine aykırı bir cümleye rastladınız… Bizim çabamız ayet hadis ve ehlibeyt aşkından ibaret değil mi. Bizim derdimiz neydi de keyfimize bakmak varken duvarlardan kuranı indireceğiz de okunur kılacağız diye senelerce ağladık. Vesayetten milleti kurtarmak için nasıl hizmet verildi kim bilebilir Allah’tan ve resulünden başka. Kim kuranın muhalifi oldu, kim hadisleri yok saydı. Biz ne ile hükmettik sanırsınız. Allah izin vermeden kim bir nefes alabilir de biz kendi aklımızla bir şeyler yapalım. Sen onun izni olmadan bir yudum hayat içebilir misin.. Allah ömrümüze şahittir. Ona sığınır, ondan yardım dileriz. Nice peygamberlerin, nebilerin, velilerin başını vurduran şeytanın şerrinden alemlerin rabbi olan Allah’a sığınırım. Aklım erdiğinden buyana aşığı olduğum Resulullah’ın şefaatine sığınırım. Onun ümmeti için yaşadım, kuranın hizmetkarı olarak yaşadım, nasip ettiği ilmin gereğini yerine getirdim. Dilerim son nefesime kadar hizmet etmeye izin verir ve müslüman olarak yaşatır, müslüman olarak öldürür, Mevla’m.

*Daha sonra ise Allah teâlâ hz Arşı âlâdan inip benim evim dediği kalbime oturdu. Sol göğsümün içine (Allah) yerleşti. Rahman arşı âlâya istiva etti, oturdu diyen ayetini şu şekilde açıkladı. SEÇTİĞİM KULUM ARŞI ALA OLUR.

*Benim kalbimin içini ALLAH zatı ve sıfatları ile mesken tuttu, ebedul ebed buradayım, dedi. (Kuranın değişmeyen hükmüdür. Allah Teâlâ ancak mümin kulun kalbine sığar. Sığamadığı alemlere oradan seçtiği kulu imamı zamanın kalbinden hükmeder. İmam ı zaman bu demektir. Seçip İmam tayin ettiği kulunda hükmeden Allah’ın zatıdır. O Allah aynı anda bütün müminlerin de kalbindedir. O her varda, yerde ve zamandadır. Amenna saddakna.

*Daha sonra Resulullah efendimizi yemyeşil bir nur şeklinde gördüm. Yemyeşil ama çok güzel bir yeşil. Dünyada bir benzeri yok, ve Resulullah’ın beyninin içine girdim.

-Maşaallah barikallah, ne büyük bir keramettir, bilene. İmam bütün sıfatullah ile bir(tevhit) olmuştur, elbette efendimiz ve bütün resuller de buna dahildir.

*’’Ey babam! Ey ceddim! tüm ilimleri, zahir ve batın, sahip olduğun ilimleri ver’’ dedim. ‘’Verdim ey oğul’’ dedi. Peşinden o yemyeşil nur şeklinde resulullah beni kaplayıp, ben de yemyeşil oldum. Vücudum ruhum olarak. *Bir zikir verdi. ‘’Bununla dua et, istediğini elde et’’ dedi. Peşinden gökyüzünde parlak sim şeklinde bembeyaz nurlar göründü. Ama bu gördüğüm her zaman ki gibi aynıydı. Peşinden dua ettim ‘’ya Resulullah sen ölmedin, dirisin. Benim sesimi duyar, işitirsin. Yardım et bana’’ ‘’Kuran ve sünnet, hadis, ledün ilmî, gizli tasavvuf ilminin hakkı için’’ dedim. Hemen bir ordu topladı. ’’Geç başımıza oğlum’’ dedi. ‘’Sen varken ben nasıl geçerim’’ dedim, utandım. ’’Emir hatadan edepten üstündür’’ dedi. Ordunun başına geçtim. Arkamda Resulullah, Hz Ali, Hz Ebubekir, Ömer, Hz Osman, Hz hasan, Hz Hüseyin ve tüm ehlibeyt, tüm sahabeler, tüm peygamberler ve ümmetin uluları arkamda. Resulullah emretti:

-Maşaallah barikallah, ne büyük bir keramettir bilene. İmamlar geçmişten geleceğe her devirde bütün sıfatullah ile bir olmuştur, öncelerin nurları ve sonraların nurları o nurda tevhittir. Efendimiz ve bütün resuller de buna dahildir.

*’’Ey evladım! Kur’an’a, hadislere, ehlibeyte, sünnete düşmanlık edenlerin üzerine yürü’’ dedi. <Allah’u Ekber> dedi. Tüm mahlukat Allah’u Ekber diye diye atlarımızı sürdük, elimizde kılıçlarla , oklarla, kalkan ve mızrak ile. *Kılıcımda ise la ilahe illallah, Muhammeden Resulullah. Muhammeden sahibul zaman yazıyordu.

-Elhamdülillah, inşaallah ömrü zamanın içinde nurun tamamlanması böylece olacaktır. Bunun için görevlendirildin. Zülfikarlar bunun için hazırlanıyor.

*Bir kavme geldik. Hesap sor dedi, Resulullah. Elimde Kur’an ile sen neden kurana uymuyorsun dedim, kafasına kuran ile vurdum. Hemen secdeye gitti, tövbe etti.

-Allah’ın ve resulünün vekili varisi olarak hüküm veren zat evliyasının her hükmü cümle mahlukat tarafından secde ile karşılanır. Kulluk etmek onların varlık sebebidir.

*Şimdi de hadislerle vur dedi, yine vurdum, yine tövbe etti. Resulullah konuşmaya başladı ‘’ ey evladım bunlar anlamıyor mu nice evliyalar, gavslar kuranı ve hadislerimi terk ettiği için küfre gittiler. Gavslar, veliler, hatta zamanın Kutbu bile küfre gitti dedi. Kutup olarak bir tane gitti, dedi. Üçler, Beşler, yediler, kırklar, üçüzlerin içinden çok küfre gidip kâfir olarak cehenneme gitti, dedi Kim benim Kur ‘anımla ve hadislerle hüküm vermezse, burnu yerde sürtünsün, dedi.

-İnşaallah hep öyle oldu ve öyle olacak. Kuran ve hadislerin ışığında ibadet etmeyenler, hizmet etmeyenlerin burunları sürtüldü. Tarih bunların hikayesinden ibarettir.

*’’Nimetler nasıl elden gider, ey evladım Muhammed’’ dedi. Bir dedim, nimetin şükrünü yapmazsan değerini bilmezsen, İki dedim, nimetin elden gitmesinden korkmazsan, dedim. *Doğru söyledin, dedi. İman bir nimettir Şükrü ise Kur’an’a ve hadislere uymaktır. *İki dedi; İmanın sizden alınması korkusu ise dedi. *Ben Allah’ın Kur’an’ını, hadisini yok sayıp sırtımı çevirirsem, Rabbim bana gazap eder, resulullah bana gazap eder, Kur’an hadisin bir emrine muhalefet ettiğim için tart eder, kovar rahmetinden deyip, Ey Allah’ım kalbimi dinin üzerinde sabit bırak diye dua etmesidir, deyip açıkladı, Resulullah.

-Bu ilahi emirler her mümini muhatap alır ve en çok da imamları ve zülfikarları bağlar.

*Ben de dedim ki en doğruyu söylersin ya Resulullah, dedim. *Tek kanatlı kuş uçabilir mi, dedi. Ben, hayır dedim ya resulullah uçamaz. Kur’an ve hadis bir kanadı, Tasavvuf ilmî bir kanattır. İşte o zaman Allah’a uçarak ulaşırsınız, dedi. Seni ey evladım Allah’a ve kendime emanet ediyorum, dedi. Ve konuşmamız bitti pirim burda.

-İlmi sıralamaya tabi tutanlar; ilk sırada şeriatla başlarlar. Şeriat herkese hitap eder (çocuklar ve deliler hariç) herkesi yükümlü kılar. Derinlemesine ilim arayanlar için şeriattan tarikata geçilir daha çok eğitim ve terbiye alınır. Sonra tarikatın gereklerini başarabilenlere hakikat ilmi verilir denilir. Ve en zirvesinde de marifet ilminden bahsedilir. Her şeyin temeli hadisler ile ayetlerden zuhur eden fıkıh ve yasalar alemi şeriattır. Sanırım zülfikârlar içinde bunu bilmeyen yoktur. Bu ilim deryasında herkes ancak kendine özel (nasibi kadar) ilim sahibi olur. Kimse kimseye benzemez, kimse kimse ile yarışamaz. Her ilim sahibinden üstün bir ilim sahibi vardır. O nedenle yerinmeyin ama övünmeyin de. Eğitim öğretim beşikten mezara kadardır. Şu anda bilmediklerinizi öğrenmekte değil misiniz. Yarın da öğreneceksiniz, öğreneceğiz. Sakın oldum demeyin. Allame olsanız bir damla ilim alırsınız ,ilim denizinden. Halbuki ilim derya ile temsil edilir, deniz ile bile değil.. Okyanusa dalanlarınız varsa bilirsiniz.

*Ve kürek kemiğim seyirdi defalarca babacığım. Ve Resulullah geldi sıvazladı Elleriyle. Ayetel Kürsi yazdı nurdan yeşil harflerle, iki kürek kemiğin arasına. Sen baştan başa Kur’an, baştan başa hadis, baştan başa tasavvufi ilim, baştan başa ilmi ledün, baştan başa Allah’ın zatı, sen bastan başa bensin, Rasulullahsın, dedi. Ben istediğim şekle, bedene, ruha girerim, dedi.

*Babacığım, Resulullah efendimiz hep karşımda tekrar konuşmaya başladı. Yeşil nurdan, iki kürek kemiğimin arasına, tüm kuranı yazdı, tüm sahih hadislerini yazdı. *İlmî ledün, ledün ilmini, tasavvuf ilmini yazdı. Bu ilmi yazarken Hızır as geldi. Dedi ki ilmi ledün şeriat ile iç içedir, birlikte gidilir, dedi. Resulullah doğru söylersin ya Hızır kardeşim, dedi. Peşinden dünyaya hükmeden iki mümin kul geldi. Hz Süleyman ile Hz zülkarneyn geldi. İkisi de var olan kuvvetleri, zahir batın, bedensel ruhsal olarak güçlerini iki kürek kemiğin arasına koyup, Peşinden Resulullah dedi ki tüm peygamberler, tüm kullar gelin emrine, itaat edin, dedi. Tüm ruhlar hazır oldu, itaat etti. Tüm zahir batın, bedensel ruhsal, gücünüzü evladım Muhammed’in iki kürek kemiğinin arasın bırakın, koyun dedi. Tüm kullar peygamberler verdi en sonunda Resûlullah da tüm gücünü kuvvetini iki kürek kemiğinin arasına yerleştirdi… Peşinden ALLAHA HAMD etti şükür etti, Mührü vurdu. La ilahe illallah Muhammeden Resûlullah. Muhammeden sahibul zaman diye. Peşinden Ey Allah’ım Muhammed benim evladımdır, benim neslimdir. Sana emanet ediyorum: Her daim her yerde zafer ver, dedi. Kılıcını verdi, miğferini giydirdi. ‘’Muhammed’de sen konuş, sen gör sen işit, sen hâkim, sen hakem ol, sen hüküm ver, dedi. Benim gibi Allah’ım, dedi.

-Zamanın imamının vücudu levhi mahfuzdur buyurmuş rahmetli hocam Hafız Hüseyin kemal Hz. Dörtlüğü sizlerle paylaştım. Hatırlayanlarınız olmalı aranızda. Muhammedin vücudu lehvi mahfuz oldu. O vücuttan kuran oldu buyuruyordu. Şiirsel anlatımla. Ve ayette o kulumun eli ayağı olurum, dili olurum mealinde beyan edilir.

*’’İsteğin verilmiştir’ ’diye nida duyuldu. Secdeye kapandık Resûlullah ile. Muhammed evladımı her şeyi ile kuşat çepeçevre sar, düşmanlarını bozguna uğrat, dedi. Bir de secdede.

*Babacığım ben 3 saatten beri salavatı şerife getiriyorum. Hafız Hüseyin Kemal hazretleri sürekli benim ruhuma seslendi. Ben Salavat çektikçe söyle söyle diye direttiler. Ruhlarımız derin bir üzüntü, sıkıntı içinde dediler. Ali var olan ilmi kuran ve ayetler içinde aktarmadığı ! için, Kur’an’a ve hadise ters hiçbir keşfi kabul etmesin, dediler. Yemin ederim rahatladım, bana sürekli baskı yaptılar. Bize Resulullah kızıyor, dediler.

-Beni ruhaniyete şikayet mi ettin, aziz kardeşim. Ben hangi ayete hangi hadise ters söz ettim. Ben kuranın yenileyicisi değil miyim. Ben Allah’ın yetkili imamı değil miyim. Sen dahi buna defalarca şahitlik etmedin mi, Burada yüzlerce kerametle Allah bizim imamlığımıza şahitlik etmedi mi. Hangi ilimi size verirken ayet ve hadislere ters bir esma (söz) kullandım.? Ben celalden uzak durun diye ısrarla yalvaran, yakaran değil miyim. Şu andaki çabamız da cemal kemalde olabilmek, celalın tuzağına düşmemek için değil mi. Rahmetli hocam Hafız Hüseyin Kemal balkan savaşları, iki cihan savaşı ve bir de kurtuluş savaşını yapan en büyük evliyalardandır. Selam üzerine olsun. Bizdeki ilim tamamen zatının emekleri sonucu olarak yazdığı kitaptan alınma bi avuç veya bir damladır. Henüz kitapla tanışmadınız bile. Bir ömür tahsil etseniz bitiremezsiniz. Biz onun içinden bir ömür emekle seçip çıkardığımız cemali ilmi sizlere sunmaya çalışıyoruz. Ancak sizler alışkanlıklarınızdan şüphelerinizden sıyrılıp bir türlü ilim öğretmeye izin vermiyorsunuz. Varsa yoksa atalarınızın zikirleri. O zikirler kafire köle etti islamı

*Ben rahatladım, ben söyleneni size aktardım. Ben elçiyim sadece. Hafız Hüseyin ve kemal hazretleri yakamı bıraktılar şimdi huzurluyuz dediler. Öğrettiğimiz ilmi hem kuran hem de şeriata, hem hadislere uyarak aktarsın, dediler. Sağ devri, dört el efali, seğirmelere savunmak amaçlı zikirler kuran la hadisle iç içedir, dediler. Her iki ilmi birlikte götürsün dediler. Kur’an’a hadislere uymayan keşifleri kabul etmesin, dediler.

*Babacığım abdest alıyordum inşirah süresi okuyordum. Hafız Hüseyin kemal hazretleri dediler ki imamı Ali Asr süresini zikir versin, dediler. Namaz Zamanı. Asr Suresi: بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ ١﴾ وَالْعَصْرِۙ ﴿٢﴾ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَف۪ي خُسْرٍۙ ﴿٣﴾ اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ -Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm. 1- Vel’asr. 2- İnnel’insâne lefî husr. 3- İllellezîne âmenû ve amilûssâlihâti vetevâ savbilhakkı vetevâ savbissabr. Asr Suresinin Anlamı, Meali Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. 1- Asr´a yemin olsun ki, 2- insan mutlaka bir ziyandadır. 3- Ancak iman edenler, sâlih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.

-Aziz zülfikârlar bu paylaşımı defalarca okumalısınız. Ben de defalarca okuyacağım ve yazıyı geliştirmeye devam edeceğim inşaallah. BU gecelik hem yoruldum hem vaktim yetmedi. Yeniden yeniden bu yazıda buluşmak üzere hayırlı geceler. selam es selame .

 

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.