Şeytan Ziyaretime Geldi

16.06.2021
235
Şeytan Ziyaretime Geldi

Şeytan Ziyaretime Geldi

*Ağbim! Şeytan beni ziyarete dükkana geldi ve açıktan meydan okudu. Onu anlatıcam inşallah. Bir de eşimle olan gelişmeleri. Aslında ikisi birbirine bağlı. Aynı sürecin parçaları. Yarın dükkana gidince yazarım inşallah. Evde pek mümkün olmuyor. Sen de bana yazdıklarım hakkındaki düşünceni yazarsan çok memnun olurum. Ben kendimce çıkarımlarda bulunsam da senin yorumun benim için çok kıymetli. Selam es selame.

-Kişisel yaşamalarımız, kazanımlarımız insanlığa mal olmazsa değeri yerini bulmuş olmaz. Yasadıkların çok değerli, anlatım dilin çok güzel. Durmak yok, yola devam inşaallah.

*Canım ağbim sana yazıcam dedim, yazamadım. Dükkân ev telaşına yetişemiyorum. Rabbim beni bu meşgalelere gark etti. İlk fırsatta şeytanın dükkanıma yaptığı ziyaretini anlatıcam inşallah. Senden de daha önce yazdıklarımla ilgili yorumunu merakla beklemekteyim. Allaha emanet ol. Sağlıkla huzurla kal inşaallah. Selam es selame

-Selam es selame azizem . Seninle olan muhabbeti hiç kimse ile yapamadım. Yazı dilindeki edebi üslup, zekandaki kıvraklık ve öne çıkardığın konular bakımından eşsiz bir yeteneksin, maşaallah. Yazacaklarını sabırsızlıkla bekleyeceğim.

Ben de ilk zamanlardaki kadar bol vakit bulamadığım gibi iştahlı yazma isteği ve merak kalmadı. Dini konuların hep simgelerle anlatılması ve meseleleri anlamak için sürekli çözümleme ihtiyacı yorgun düşürdü. Her keşfi derin yorumlamaya çalışma hevesim de törpülendi, bu ağır ameliyatım ve yaşımın ilerlemesi de etkili olsa gerek. Ancak her keşifte rabbimizin bizimle iletişimde olduğunu anlamak kadar haz veren birşey de olmuyor. Her zaman heyecanla okumaya devam ediyorum, edeceğim. Bekliyorum göndereceklerini. selam es selame.

*Hayırlı akşamlar canım ağbim. Sağlık afiyettesindir inşallah. İltifatların için çok teşekkür ederim. Ben de sana yazmaktan çok keyif alıyorum. Sanki öz babamla konuşuyor kadar yakın hissediyorum yazdıklarını okurken. Rabbim ahirette de bizi beraber etsin inşallah. Şimdi hatırlayarak yazmaya çalışıcam. (7 haziran) Geçtiğimiz yazdı. Sabahları dükkanı temizledikten sonra, genellikle kapının önünde bir kahve ve sigara içer öyle işime başlarım.

Yine bir sabah kahvemi içiyordum, bir kadın geldi. Kırklı yaşların başlarında olmalı. Gayet şık, saçlar oğlan çocuğu gibi kısacık, alımlı bir kadın. Günaydın, afiyet olsun falan dedi. Sonra da ‘’herkes böyle erken saatte kahveyle sigara içemez’’ falan gibi şeylerle muhabbete girmeye çalıştı. Ben yıllardır içiyorum öyle ekstrem bir şey yaptığımın da farkında değilim dedim. İçimden de geçiriyorum bu kadın benim müşterimde ben mi hatırlamıyorum diye. Eee ben de içeyim bir sigara deyip yanıma oturdu.18 Mart ünv. öğretim görevlisiymiş. Sonra int. kontrol ettim okul kadrosunu, doğru söylüyor.

Sonrasında kitapta okuduğunu, insanların içtiği şeylerin ve alışkanlıklarının bilinç altıyla bağlantılı olabileceğinden bir başladı, insanlar okumuyor, sorgulamıyor vs.vs. bir dolu şey söyledikten sonra kendini onaylatmak için öyle değil mi, sen nasıl düşünüyorsun diye sorunca ben de benim daha ruhum bedenime girmedi, sabah sabah işin felsefesini yapamayacağım diye cevaplayıverdim.

Hıımm felsefe diyorsun haa herkes böyle kelimeler kullanmaz, insanlar şöyledir böyledir diye en vasat algılar üzerinden değerlendirmeler yaptı durdu. Kafam attı, sigaramda bitmişti, zaten pat diye soruverdim; sen deminden beri insanlar hakkında ne çok değerlendirmeler yaptın. Ayrıca okutuyormuşsun da merak ettim söyler misin insan nedir, diye. Öyle bir kaldı. Sonra işte dedi, işte doğru yerdeyim. Ne olur yalvarırım bana öğretmenlik yap, beni yetiştir, ne istersen yaparım, hafta sonu gelir evini temizlerim. Ne olur hayır deme. Ne olur beni kabul et, falan falan. Şaşkınlık içinde kaldım.

Ben sana ne öğretecem, sen ne diyorsun dedim. Kadın bana sen bu Çanakkale’nin evliyasısın. Ben buraya boşuna gelmedim. Ne olur yalvarırım, der demez dizlerime başını koyup ağlamaya başladı. Ama ağbim öyle böyle değil. Komşu dükkanlardan esnaf arkadaşlar bakıyor, el kol hareketi yapıyorlar. Bir sıkıntımı var, yardım lazım mı gibisinden. Kalk dizimden saçmalama ne yapıyorsun diyerek kaldırdım kadını ama çok ağlıyor. Kadını içeriye aldım. Ona da bir kahve yaptım, kendisine gelsin diye.

Biraz sakinleşince sordum, neydi o halin diye. Ben buraya boşuna gelmedim dedi. Tanıyor musun ki sen beni diye sordum. Dün akşam bir rüya gördüm, kırmızı bir zeminde bembeyaz bir hilal vardı, bayrak desem yıldız yoktu, senin ismin ne diye sordu. Hilal dedim. Gördün mü bak doğru gelmişim. Ben eskiden çok gece namazları kılardım ama şimdi kılamıyorum, çok dua ederdim, kuran okurdum. Şimdi hiçbirini yapamıyorum. Sen bana yardım et, sen çok büyük evliyasın, beni tut dedi.

Konuşma boş boş ne evliyası, bir rüya gürdün üstüne senaryomu yazıyorsun dedim. Ama sadece rüya değil ki ben Allah’la konuşuyorum, sana bir mesaj gönderdi. O mesajı da getirdim sana dedi. Eee neymiş o mesaj söyle bakalım deyince “herşeye tersinden bak iyi görünenler kötü, kötü görünenler iyi” dedi. Hemen yazdım kağıda. O kağıt hala çekmecemde yapışık. Yarın resmini çekip göndericem ağbim.

’’Aldım kabul ettim mesajını da bunu sana Allah mı söyledi’’ dedim. Evet dedi. ‘’Nerden söyledi, nasıl duydun’’ diye sordum. Kulağıma söyledi, Kimseye söylemiyorum ama Allah benimle konuşuyor, bu mesajı da sana getirmemi, senin çok büyük bir evliya olduğunu, Çanakkale’de tek olduğunu söyledi. Peki madem, ben evliyaysam ilk dersimize başlayalım. tamam başlayalım. söylediğimi aynen tekrar etmeni istiyorum. Söyle ‘’Euzü Billahimineşşeytanirraciym. Bismillahirrahmanirrahim.’’

euzü.euzü.euzü ne oluyor öyle euzü euzü. Güzelce söyle Söyleyemiyorum. Tuttum ellerinden, şimdi gözlerimin içine bak olur mu, sakın gözlerini kaçırma tamam euzü euzü billa billa himine himine şeytanirraciym ses yok. şeytanirraciym… ses yok. Gözlerimin içine bakıyor. şeytanirraciym, dememle bir kahkaha kopardı. Ürktüm birden. Elleri hala ellerimde, gözleri gözlerimde. Sesi değişti, kalınlaştı ve son derece özgüvenli bir şekilde yüksek sesle ‘’seni uyanık seniiii.. Nasılda anladın. Ne kadar da çabuk anladın’’ dedi.

Hoş geldiiin.. diye gülümsedim. Hoş bulduk, hoş bulduk. tanışalım mı ben hilal. Sen kimsin ? Şeytan. Ee şeytan. Hayırdır ne işin var burda. Sabah sabah bu kadını niye sürükledin buraya. Seninle konuşmaya geldim. Sana bir teklifim var. Bana mı. Merak ettim şimdi, nedir? Benimle ol. Nasıl yani. Sen gayet iyi biliyorsun, nasıl yani. Benimle ol, seni ihya ederim. Mesela nasıl ihya edersin. Müşteri yığarım buraya, bakmaya yetişemezsin. Sen vericen yani rızkımı öyle mi? Ben vericem. Rızkı veren Allah, sen kimsin ki benim rızkımı vericen. Allah’ mı ? Senin Allah’ın var ya o öldü. Artık Allah benim, ben. Hadi yaaa… Ne zaman öldü. Hiç duymadık ya ! tüh… tüh…!

Geç dalganı bakalım, ama görürsün, borçtan başını kaldıramıyorsun, eziliyorsun yükün altında çırpınıyorsun para kazanmak için, sürekli temizliyorsun dükkanı, sürekli yeni bir şeyler yapmaya çalışıyorsun, herkesten çok çalışıyorsun ama insanlar bu dükkanı görmüyorlar. Perde çektim dükkanın önüne Rabbim açar. Yedi tane düğüm attım kapına. Rabbim çözer. Duymadın galiba, öldü diyorum Allah. Şimdi Allah benim. Bana tabi ol, bana itaat et.

Buraya kadar bunları söylemek için mi geldin. Bak su sokaktan geçenlere, zaten çoğu sana tabi değil mi, yeteri kadar kalabalıkların yok mu, beni ne yapıcan. Onlar önemli değil. Sen tabi ol, onlar olsa ne olur, olmasa ne olur. Benim ne özelliğim var ki Sen kritik eşiği aştın. Çok şey biliyorsun. Bir şey bildiğim yok benim. Biliyorsun, biliyorsun. Şu anda bilmişlik yapıyorsun. Aklına güveniyorsun. Aklına çok güveniyorsun ya alırım o çok güvendiğin aklını. Ben aklıma değil, Allah’a güveniyorum. Sen Allah’ın umurun da bile değilsin. Zavallısın. Değersizsin. Allah’ın yanında zerre değerin yok. Ama benim yanımda değerli olabilirsin. Ben olmasam sen bir hiçsin. Madem hiçim ve Allah’ın yanında kulu olarak zerre kıymetim yoksa sen ne diye geldin ayağıma kadar ey iblis Sen çağırdın…

Ben seni çağırmadım. Akşama kadar bilgisayarda araştırıyorsun, bizi merak ediyorsun, bizimle ilgili şeyler dinliyorsun, ben bilmiyor muyum sanıyorsun. Seninkiler günde birkaç kez dolaşıyor beni ama ehemmiyet verip sana yetiştirdiklerini bilmiyordum. Ben her şeyini biliyorum senin. Peki o zaman madem buradasın, beni zahmetten kurtar da sen anlatıver bana sizi. Varlık sahasına nasıl çıkıyorsunuz, tam olarak muhtevanız nedir ve sistem içinde denge unsuru olmanızı bana nasıl izah edersin. Anti madde kavramını anlamamı sağlar mısın, nesin sen.

Bunu söyleyemem. Neden Söylersem ölürsün. Öleyim. Söyle sen. Söyleyemem. Söyleyemezsin tabi. Çünkü sen de bilmiyorsun. Neden bilmeyecekmişim. İnsanlar kendini bilmiyor mu ki ben bilmeyeyim. Bilmiyor tabi. İnsanlar kendini bilse sen böyle köpeksiz köyde değneksiz gezer gibi fink atabilir miydin. Sende biliyorsun kendilerini bilmediklerini de bu önemli değil. Esas vahim olan sen de kendini bilmiyorsun. Kendini çok akıllı zannediyorsun.

Yooo akıl… Allah’ın bildirdiği kadarını bilirim ben. Sana son uyarım. Bana tabi ol. O konu kapandı. Sen bilirsin. Senin için iyi olmayacak. Ne yapacaksın mesela. Buraya bir sürü askerimi gönderirim. Başına sararım. Ne işin kalır ne evin. Çıldırtırım seni. gönder lan. Göndermezsen adisin. Zaten adisin. Yıllardır geliyorlar zaten. Yıllardır uğraştım onlarla. Onlar birşey değildi. Çok daha büyüklerini gönderirim.

Gönder! Topunu tüfeğini alıp gelsinler. Sen bilirsin. Ben Bilmem, Allah bilir. ee sende Allah, Allah tutturmuşsun Sen git bence.. Soruma da cevap veremedin zaten. Al bu kadını götür buradan, yoruldu bu kadın. Dişçide randevusu var, oraya götürecem onu şimdi. Şeytan, biliyor musun ben seni de seviyorum. Rabbim yaratmış.

Ayağa kalktı ve dedi ki; seviyorsun, öylemi. Beni bile bile sarılabilir misin bu kadına. Seviyorsun öylemi. Kollarımı kocaman açtım. Kocaman sarıldım. Şöyle sırtına da pat pat yaptım. İnsanın sevgisi sana da yeter şeytan ama sen insanı bilemedin, dedim. Şaşırdı. Dükkânın kapısına doğru yürüdü. Allaha emanet ol. diye seslendim arkasından. Döndü şöyle ters bir bakış attı ve çıktı gitti. Bir daha da gelmedi.

Arada unuttuğum diyaloglar vardır belki ama hatırladığım kadarıyla böyleydi.

-SübhanAllah. MaşaAllah, barikallah yaşadıklarına AzizeM. Yeniden yeniden okumadan daha fazla yazmayacağım. Rabbim e şükürler olsun

*Peki ağbim. Daha sonrasında bir sürü şeytanlı insan geldi dükkana. Resmen beni tahrik eder gibi davrandılar. Biraz Uzerlerine düşsem konuşacaktı içerideki sanki. Ama inan uğraşmak istemiyorum insanların şeytanlarıyla falan. Direk istedikleri ürünü verip kelimenin tam anlamıyla başımdan savıyorum. O kadar çok insanda var ki ağbim. Sen uygun olduğunda cevap yazarsan memnuniyetle okuyacağım. Allaha emanet ol canım ağbim. selam esselame

*hee bir de şimdi hatırıma geldi bu kadının 13 . 14 yaşlarında bir oğlu varmış. Şeytan kadını oğlunun mehdi olduğuna inandırmış. Şeytanı Allah sandığı için o emir verdiğinde oğlunu mehdi ilan edecekmiş.

– Sevgili Kamercan ya sayfalar dolusu yazmalı yahut okurun taktirine bırakmalı dedim ve okura bırakmayı uygun buldum. Bu keşfi sana yaşatan ve yazdıran bize de yayınlama izni veren rabbime hamdolsun. Vardır elbet bu görüşmeden nasibi olanlar. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Meleğin hası insan, şeytanın her türü insan. Her insanın bir şeytanı olduğunu müminler elbet biliyorlar. Biz onları ya olduklarından daha çok azıtırız, ipimizi ele geçirirler, yahut baskılarız müslüman ederiz bize hizmet ederler. Selam es selame

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.