Ya kuddüsün ya tahir (Esra’ya mektuplar 19)

03.05.2021
631
Ya kuddüsün ya tahir (Esra’ya mektuplar 19)

Ya Kuddüsün Ya Tahir

Selamen selame hocam… Cevabınızı bekledim, gelmeyince dedim ki bu da bir hikmet gereği olmalı… Hep hazıra konacak değilim ya dedim, kendi kendime. Düşündüm. Düşünmeme, daha olgunca düşünmeme vesile oldu… Dedim ki o yazdıklarım ne kadar umutsuzca, mutsuzca…

Ben insanlara umudu aşılamak istiyorum oysa… Ama kendimde olan düşüncelere bir baktım da… Onları demeseydim keşke, dedim. Hani insanlara umutsuzluk aşılamak niye… Keşkeye de yer bırakmak istemiyorum hayatımda ama… Hani her adımım düşünerek olsun artık, diyorum… Her ne kadar geç kalmışlığın hüznü olsa da içimde hep, ipin ucuna tutundum ya, bir kere… Sımsıkı hem de… Biliyorum Allah yardım etti bana, edecek de… O zaman bu umutsuzluk niye. Bu kızgınlık kime: Kendime kızarak ne kadar ileri götürebilirim ki, kendimi…

Yazdığım o mesajdan sonra, düşündüm… Tuhaflığım… Allah´a döktükçe içimi rahatlıyor, gibiyim… Ama bir sıkıntım açıklığa kavuşurken, bir başkası çıkıyor karşıma… Bu sefer başka bir meseleden sıkılıyor, patlıyor içim… Bu da sizin de tabirinizle, solucanlar misali olsa gerek… Yılanı kustum mu şimdi… Yok, yok daha kusmadım sanırım, içimde yılanın olduğunu fark ettim: Şimdi onu kusma çabası içindeyim… Yılanla birlikte elbet bir sürü solucan da çıkacaktır…

Şimdi de sorduğunuz soruları sorma zamanı, kendime… Başkalarını, başkalarının hayatlarını zehir etme korkusu, gerçekten insanı çok etkiliyor, hocam. Su an yaşadığım duygulardan birisi…

Çoğu zaman karşı tarafa zarar verdiğini bilmeden tüketirsin onu… Bunu fark ettiğin an gitmek vaktidir artık… Ama senden tek tek bir şey bekleyen insanların hayatlarını zehir etmeden nasıl gideceksin, onlardan ya da onların senden gitmesi gerektiğini nasıl anlatacaksın onlara… Yeni bir hayat, yeni bir sayfa… Ve o sayfada toz bile olsun istemiyorsun, eskilerin üzerinden düşen… Toz kaldıracağına inandığın kişileri, solucanları da kusmak lazım… Olacaktır inşallah… Ve ben ne yılanla ne solucanla yaşamak istemiyorum, biiznillah 41 gün çekmek üzere o duaya başlıyorum, hocam…

Geceniz hayır olsun hocam, ellerinizden öperim.

 

Selam Sevgili kızım. Esra.

Beni bir gören olsa deli sanacak. Bilgisayarın başında senin çektiğin acılar için ağlıyorum. Acılarınla acılanıyorum. Görmeyenin inanması zor. Ben bu duygudaşlık işini bazen abartıyorum galiba. Ama elimde değil. Ben de böyleyim işte.

Rabbim diyorum, bu iki gencin her ikisi içinde hayırlı olanı sen biliyorsun, hayatlarını kolaylaştır. Öyle bir kolaylık ki, hiçbir kuluna nasip olmamış olsun. Bu kemter kulun araya girdi, mahşerde yaptığım bu aracılıktan dolayı beni, sevindir. Hesaba çekme. Onlar öyle bir mesut olsunlar ki, sevabından nasipleneyim. Ebedi olarak onlara acı çektirme. Dönüp beni suçlayacak bir olumsuzlukla karşılaştırma.

Ey hayır kapılarını açan Fettah Rabbim, bu gençlerle beraber, aynı duruma düşmüş bütün ümmeti Muhammed’in evlatlarına da hayır kapılarını ardına kadar aç. Hatalarını, günahlarını affı mağfiretinle yokluk denizlerine gönder. Hidayetini nasip et. En edepli, kutsi aşkları yaşat, en hayırlı evlilikleri yaptır, en temiz evlatları ver.

Günü birlik beraberliklerden umut besleyecek derecede aşağı derekelere düşürme milletimin müstakbel annelerini, babalarını.’

’Ya kuddüsün ya tahirün’ temizle, bizi kutsa, annelerimiz, babalarımız, dedelerimiz, ninelerimiz gibi. Hz. Haticelerin, Ayşelerin, Meryemlerin, Rabia’ların benzerlerini armağan et milletimize. Abdestsiz meme vermeyen anneler, haram kazanmaktan korkan babalar ver neslimize. Alpaslanları, Fatihleri, Mustafa kemalleri doğuracak nesiller ver Allah’ım.

Küfrün ve küffarın tasallutundan kurtar, bizi.

Yöneticilerimizi adaletle hükmedenlerden, Askerimizi polisimizi dinine hizmet edenlerden seç. Hidayet ver ya hadii. Sevindir milletimizi ve övündürebilelim efendimizi.

’’ Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene iman etti.

Mü’minler de iman ettiler.

Hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler.

’Biz Allah’ın peygamberlerinden hiçbirinin arasını ayırt etmeyiz’dediler.

Şunu da söylediler.

’işittik iman ettik.

Ey Rabbimiz’!Senin affını dileriz.

Dönüşümüz de ancak sanadır.’ 2/285

’’Allah hiç kimseye gücünün yetmeyeceği bir şeyi teklif etmez.

Herkesin kazandığı kendi lehine, yüklendiği vebal de aleyhinedir.

’Ey rabbimiz!

Eğer unuttuk veya hata ettikse, bizi hesaba çekme!

Ey rabbimiz!

Bize bizden öncekilere yüklediğin gibi, ağır yük yükleme.

Günahlarımızı affet.

Bizi bağışla.

Bize merhamet eyle.

Sen bizim mevlamızsın.

Artık kâfirler üzerine, bize yardım et ’’dediler.2/286

Sevgili kızım. Yeni okumaya başladığın o duadan sonra için dışın pırıl pırıl olacak. Otuz yıl çektiğim bir çileden o duayı okuyarak kurtuldum… Safiye, doğrudan o dua ile başladı da bak kırk gün bitmeden nasıl rahatladı. Umut dolu…

Sana son mesajını göndereyim de oku. Cesaret gelsin. Umutların artsın. Bak şuna inanıyorum ki, iki ay sonra yazdıklarımıza sen de ben de okuyucu da inanamayacak. Göreceksin. Yeter ki sen o duayı yeterince oku.

Her namazdan sonra en az 33 defa okumalısın. Zamanın yeterli olduğu vakitlerde doygunluk gelinceye kadar okumalısın. Aralarda okumakta da bir sakınca yok. Yürürken otururken, yan üstü yatarken okunabilir.

Hayırlı geceler.

Allah için ağlayan gözlerinden, şu ana kadar gösterdiğin cesaretin ve başarından dolayı da alnından öpüyorum.

Tarih:05 Aralık 2008 Cuma 04:31:01

Yayınlanma tarihi: 2 Haz 2015, 14:59

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.