Çokluk yanılsamadır. Özde biriz.

06.04.2017
588
Çokluk yanılsamadır. Özde biriz.

Çokluk yanılsamadır. Özde biriz.

Hayırlı akşamlar. Cehaletime verin ama ihtilaç tam olarak ne demektir. İnternetten tam bir cevap bulamadım. Yazdığınız bilgiler muhteşem. Ama mesela sağdan devir diyorsunuz. Bu kelime döndürmek manasına mı kullanılmıştır. Yardımcı olursanız sevinirim. .

Hayırlı akşamalar aziz kardeşim.

İhtilaç; Arapça huluçtan türeme ihtilaç; kasların veya damarların istem dışı kasılıp gevşemeleri, seyrimedir. Özelde mana âleminden verilen haber, oluşmakta olan tecellinin verilen haberi gibi çevrilebilir.

Allah’ın kulları ile düzenli haberleştiğini, bu oluşumun habir sıfatının gereği olduğunu biliyoruz. Bunun da rüyalar, atıftan duyulan sesler, kalbe düşen (kesin inançlı) ilhamlar, kalp gözü açıldıktan sonra nur görmeler ile vücudun seyrimeleri olarak tespit birçok kaynakta yazıldığını ehli biliyor, bildiriyor. Bu bilgiler semavi dinlerin kitapları, Allah dostlarının açıklamaları ve tecrübelerinden oluşuyor. Çoğu genele kapalı gizli bilgiler de bunlara dâhildir.

Ekseri mana erlerinin tecrübelerinden ibaret olduğundan siz de tecrübe edebilirsiniz. Kadın erkek arasında fark yoktur. Allah yarattıklarını asla başıboş bırakmadı. Sayısız ayet bunu bildirir. Sağ devrine gelince, Google ‘’sağ devri’’ yazarsanız sayfalarımdan birisinde geniş bilgi bulusunuz. Bunlar geçmişten buyana özel kullanımda olan sırlardır. Selam ve dua ile.

Allah bin kere razı olsun. Zikir çekerken, diğer zamanlarda da, vücudumda özellikle merkezi kalp olmak üzere çok yoğun titreşimler oluyor. Ve sağ baldırımın altında kuvvetli seğirme duyuyorum. Aslında bunun cevabını arıyordum yazılarınızda. Aslında daha birçok şey oluyor.

Yeni gördüğüm bir rüyada iki erkek evime misafir gelmiş. Kim olduklarını sorduğumda bana Kuran-ı kerimin ledünni mealini yazdıklarını bu yüzden bize geldiklerini söylediler. Birisi “cuma namazını kılamadım. Acaba burada kazasını kılabilir miyim” diye sordu. Ben ona üzerinde gümüş sim işleme olan siyah bir seccade serdim. Namaza durdu. Tam orada uyandım.
Lütfen sözlerimi yanlış anlamayın. Profil resminizi görünce çok şaşırdım. Çünkü o sizdiniz. Ve ben sizi hiç tanımıyorum. Allah’a emanet olunuz.
Maşallah. Allah Teâlâ dilediğini dilediği şekilde irşat eder. Bizi eğiten mübarek zat da benzer bir rüya ile hocasını bulduğunu anlatırdı… Efendimiz de ümmetten Allah’ın yardımını hak edenlere, hayatının bütün safhalarından görüntülerle görünür ve her bir safha başka şeyler anlatır, biliyorsunuzdur. Zahirde ayrı ayrı nefisler olduğumuz halde esasta, hakikatte tek bir nefis vardır Allah’u Teâlâ’nın nefsidir. Çokluk yanılsamadır. Özde biriz. Eğer düzenli zikri yapıyorsanız sayfamda zikir adabı adlı bir yazı var. O yazıdan istifade etmenizi gerektikçe bize dilediğiniz soruyu sormanızı isterim. Gördüğünüz rüyadan anlaşıldığına göre inşallah kaderimizde bir kesişme, birliktelik seziliyor. Hayırlara vesile olsun inşallah. Yazdıklarımızdan istifade etmenize sevindim. Allah sizden de razı olsun. Rüyada belirtildiği gibi inşallah ledünni sırlardan oluşan bir kitap yazamaya çalışıyoruz. Hocamızın hocasından gelen bir kaynağı günümüz Türkçesine uyarlarken kendi tecrübe ve anılarımızı da eklemeye gayret ediyoruz. Yani gördüğünüz rüya gerçek rüyadır. Allah hayırlarını ziyadeleştirsin. Yolunuzu aydınlatsın ki maksuda eresiniz ve bunu tez zamanda gerçekleştiresiniz. Size zikir adabı isimli yazımı ve sağ devri ile ilgili bilgileri göndereceğim. Umarım faydasını görürsünüz. Selam ve dua ile.

ZİKİR ve ADABI

’ Tez erişti seherler canların meclisine
Yürek hala yanıyor halde maşallah kaldı
Şifalar sundu zikir bir garip dertlisine
Unutuldu kelâmlar dilde bir ALLAH kaldı….’

Aziz kardeşim:
Her varlık ister istemez,
yaratılış gayesiyle orantılı zikir etmeye programlanmışken,
insan oğluna,sınırsız bir yelpazede,
dilediği sıfatta,
dilediği esma ile zikir yetkisi verilmiştir.
Kelimenin tam anlamıyla, cenabı Hakk’a halife kılınmıştır.

Yani evrende,
belli sınırlar içinde kalmak şartıyla,
hüküm yetkisi verilmiştir.
Ademoğlundan, bu yetkiyi kullanırken,
beklenen,
hayatın bekasına,
adalete,bütünlüğe halel getirmemesidir.
Çünkü;
yapacağı duanın, yani zikrinin,
sıfatullahta (mutlaka) kabul edileceği bildirilmiştir….

Kuran-ı Kerim,
yapacağımız zikrin nasıl olması gerektiğini,
bizzat Allah tealanın kelamıyla belirtmiş,
birliği ve tekilliği korumamız istenmiştir.

Usulüne uygun zikrin yollarını kamilen göstermiş,
düzenli zikri (az da olsa sürekliliği önermiş,)tavsiye etmiş,
adil olmayı,
olmazsa olmaz kural olarak ortaya koymuştur.

Hem zikri yapanın bekası,
hem de sıfatullahın,
yani tecelli mekanının,
haksızlığa maruz kalmaması için,
esmalarından,
Esma-i hüsna’sının zikri önerilmiştir.

Esma-i hüsnadan murat;
hayatın devamlılığına uygun isimlerin zikredilmesidir.
Yokluğa ve zulme,kajır ve gazaba neden olacak isimlerinden uzak durulmasıdır.

İsimler;
anlamlarına göre tecelli edeceğinden,
kahır ve gazabı,
yıkım ve ölümü davet edecek isimlerin zikrinden uzak durulması gerekir.

Bu neden le;
islamda beddua yasaklanmış,
’Mümin ya hayır konuşsun ya da sussun ’, buyurulmuştur.

Özetle,
Anlamlarına göre,
olumsuz esmaların zikrinden uzak durulmalı,
hayata ve hidayete davet dururken, ölümü davetin haksızlık olacağı;
ve zikri yapanın sorumlu tutulacağı unutulmamalıdır..

Allah ismi celalı,
her zaman ve her yerde,
herkes tarafından zikir edilebilecek bir esma değildir.
O isim bütün esmalarını camiğ olduğundan zikrinde,
adaba eksiksiz riayet gerekir.

Arada bir hatırlamayı kast etmedik tabii.
Düzenli zikirden bahsediyoruz.

Öyle insanlar var ki
günde binlerce kere Allah ismi celalini okuduğunu söylüyor.
Allah ismi celalı,
ayaklar hareket halindeyken zikir edilemez.
Edilirse fayda yerine zarar hâsıl olur.
Yürüyen bir insan,
içinde Allah ismi celalı olan bir ayeti okuyamaz.
Okursa mesul olur.
Çünkü dünyada ve kendi nefsinde şiddet,
olumsuz her şey yani celal tecelli eder.

Literatüre girmiş birçok zikir şekli,
kuranın özüne muhaliftir; ne yazık.

malesef;
’’Kuran-ı Kerim;
’’ göbekten aşağıda azalar hareket ederken OKUNMAZ’’ hükmü
’’Göbekten aşağıda tutulmaz’’’ şeklinde çarpıtılmıştır.

Tıpkı;
’’ Temiz olmayanlar bu kitaba yaklaşamazlar’’ hükmünün
’’ Abdestsiz kuran okunmaz’’ şeklinde çarpıtıldığı gibi.

Çarpıtmaların kasıtlı yapıldığı şüphe götürmez bir gerçektir..
Birincide yanlış zikirle şeytana fırsat tanınırken,
ikincide kur’an-ı kerimin düzenli ve sürekli okunması önlenmiş,
Ki hükümlerini hayatımıza taşımamız engellenmiştir..

Azizim;
namazın adabı,
her konuda bize ibret olmalıdır.
Dikkat edilirse;
Namazda tekbir kulaklarda (Allah Ve Ekber sözleri)getirilir,
uzun kıraatler, sol el, sağ el tarafından sıkı sıkıya bağlıyken okunur.
Celal esmaları ,
hareketsiz durumlarda,
kıyam halindeyken,
yahut vücudun baş bölgesinde okutulur.
Tekbir getirilir getirilmez, el bağlanır.
Rükuda,
kemal esması olan el azım ün esması zikredilir.
secdede,
sırf cemal olan el ala ismini tespih ederiz.
Otururken bütün azalar sabittir.
Göz dahi hareket ettirilmez, secde noktasından ayrılmaz.
İhtiram ve dikkat, ciddiyet hat safhadadır.

Otururken
sağ ayak baş parmağı dik olarak yere sabitlenirken,
sol ayak üstüne oturulur.
Bütün bunların bir anlamı olduğunu açıklamak üzere;
Resulü kibriya efendimiz s.a.v.
’Namazda sol elinizi sağ elinizle bağlayın,
sol ayağınızın üstüne oturun ki, şeytan vuslat bulmasın’ buyurmuştur.

Bu sırdan da anlayacağımız üzere vücudumuz bir hakikat kimyasıdır.
Sol yanımızla Allah’ın celalini,
Sağ yanımızla Cemalini temsil ederiz.
Sol el ile iş yapmak en aza indirgenmiş,
çoğunlukla sağ elin kullanılması istenmiştir.
Sol elle tespih çekmek kesin olarak yasaklanmıştır.
’Kitabı sol tarafından verilenler, hüsrandadır’ denilmiştir.

El işte göz oynaşta zikir yapılamaz.
Özellikle; namaz dışında, toplu zikir olmadığı bilinmelidir.

Yerimiz, belki bu izah için uygun değildi.
Ancak, fırsat eğitiminden yararlanmak istenmiştir.

Bu Duygularla eserinizi selamlıyorum.
Başarılarınızın devamını diliyorum.

Arınma Duası

Geçmişimizde her ne olumsuzluk varsa tamamından kurtulmak, arınmak için aşağıdaki dua tarif edildiği şekilde okunabilir. Kırk gün aralıksız her namazdan sonra okunmalıdır..

Sağ el şehadet parmağı ile tespih taneleri teker teker çekilir. Eğer tespih yoksa sağ el sağ diz üzerine konur, şehadet parmağı sürekli aşağı yukarı inip kalkar halde acele etmeden okunur. Bu efal yalnız esmalara başlandığında başlar, iş bitinceye kadar kesintisiz aynı hareket yapılır. İstiğfar ve salavat sırasında yapılması şart değildir.

Niyet;
Ya rabbim, okuyacağım esmaların ve yapacağım efallerin zatımda ve sıfatımda tecellisiyle, zatımı ve sıfatımı korumanı niyet ve talep ediyorum.
Arşı alanda mucip sıfatınla kabul buyur. İstimdat ya resulullah, istimdat ya habibullah, istimdat ehli beyti güzin, istimdat ashabı kiram vel istimdat cümle ruhaniyat..

Dokuz kere istiğfar getirilir.
Dokuz kere salavat getirilir. Ve bir kere besmele çekildikten sonra dilediğin, zamanın el verdiğince ve kalp ile dil birliği sağlandığınca;

’Ya latıfün ya latıyf. Ya kuddusün ya tahir. Bi lutfikel hafiyyü bil kudretilletiy isteveytü biha alel arş ’ esma tertibi okunur.
Tamamlamaya karar verildiğinde dokuz kere daha salavatı şerife getirilir.

Zamanın yetersiz olduğunda zikir sayısı azaltılır, yeterli vaktin olduğunda artırılır, ancak her namazdan sonra en az dokuz kere zikredilmesi uygun olur. Yani kopukluk, ara vermek olmamalıdır.

Umulur ki geçmişe dair her tür olumsuz tecelli varsa tamamının ifnası bu zikirle gerçekleşir. Tecrübe edilen ve sık müracaat edilen bir zikirdir. İstiğfar ve salavatlar dışında kalan bu bölüm yürürken dahi okunabilir.. Namazlarda düzenli okunduysa aralarda da okunabilir.

İhtiyaç halinde yakınlarına verilebilir.
Yani herkesin okuyabileceği bir cemal duadır. İçinde celal esması yoktur.. Kalp gözünün açılmasına, okuya kişinin nur görmeye başlamasına vesile olur.
Selam ve dua ile.

ESMA / İsim

Bilesin ki, azizim
Allah yar ve yardımcın olsun
İsim denilen: kelam
Vara / yoğa ad olan şeydir
Öyle ki
Fehim / varlığı isimle görür
Hayal / suretlere bürür
Vehim / yakınlaştırır
Fikir /düşündürür
Akıl bilir / hüküm yürür
Ve
Şey
İsmiyle / eşleşir
Şüpheye yer bırakmadan
Özleşir /özelleşirZatın bilincinde / söz
Var /ve yok’un yerini alır
Her halükarda
Bilinçli / bilinçsiz
Gerektikçe
Şey / ismi
İsim / şeyi çağırırII .İsmin kemali
Bilinmeyeni bildirmesidir
Şeyle aynileşmesidir
Böylece
Demiş olduk ki
Azizim / bi iznillahi teala / anla
O öyle bir kudrete sahiptir ki
Varı bildirmekle kalmaz
Batına dahi / bağırır
Gayrından yardım almadan
Masallardaki dev gibi
Anka gibi
Yoğu varlık mertebesine çağırır
Hatta varı yokluğa gönderen de odur
Öl demek yeter /ölür
Bu yüzden / mahluk olan akıl
Halık karşısında aciz
Hem /ebedi hayrette kalır
Ol emriyle
Batın / elle tutulur gibi çıkar da/ zahire
göz görür
çift / çift /âlemler
gümansız / külliyen yer ile yeksan
Kimi celaline /kimi cemaline
halen / topyekun secdeye varır
Cehennem gibi /cennet gibi
Sevgi gibi/ nefret gibi
Her var ve yok / nefsini
O kadir-i mutlak
Bir’’den alır

III.

İşte
Azizim
O nedenle
Kendi hükmünce
İsim ve sıfatlarla
Bilinen
Sırf varlık olan Hakk’a
Yakin için
Allah adından başka yol yoktur

Nebiler tespihinin imamesi
Kâinatın efendisi
Muhammet s.a.v
Diliyle
Kitabullah bildirdi ki
Var ve bir olan
Allah
Var’a yok’a hükmetmiş
İblis müstesna /melekler
Halef Ademe secdetmiş

IV.

Mümküne ol de / bak
Hemen oluyor
Azizim
A canım
Aymalısın
Hakk’ı her nefisle bir saymalısın

V.

Duymalısın ey nefsim
Kur’an sana seslendi
Cennet, cehennem / sende
Bütün âleme halife sen
Duy /duy çağrıyı lütfen
Sensin muhatap dendi

Maksat sensin
Ya sin

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.