Biz Şizofren veya Paranoyak mıyız?

*Hocam MEKTUBAT ta haller ve hak yolcularının yaşadıkları yazıyor. Tek işleri Hakka vasıl olmaya gayret olan o eski insanların yaşadıkları bile sizin sitede yayınlananlar kadar açık, net, hayret ettirici ve şaşırtıcı değil. Bunu nasıl anlamamız lazım. Rabbani Mektubat’ına almış bu mektupları. Müritler hocalarına yazıyor, şu makamlara çıktım, oradan inerken şunu gördüm, şunun makamı şundan yüksekti vb gibi. Bizim sitede ise daha neti açığı var.

Biz şizofren veya paranoyak mıyız, ben dahil. Çünkü onlar eski insan, saflığın temizliğin, bir lokma bir hırkaya razı yaşayan dervişlerin zamanı. Ve bu kadarını yaşamıyor görmüyorlar. Ahir zamandayız diye mi çokça lütuf alıyoruz acaba. Küfrün günahın bol olduğu iblisin cirit attığı zamanda mı yaşıyoruz da bu denli net tavsiyeler, ayetleri tespih edin haberleri, şöyle şükür namazı kılın öğütleri alıyor kardeşlerim. Peygamberimizle kucaklaşılıyor, nur topu ile birleşiliyor, göklerde mekanlarda olunuyor. Meryem Anamızın doğum yapması ayeti tespih ediliyor. Görevler veriliyor, kılıç kuşanılıyor, savaşa katılınıyor, kafir öldürülüyor, iblisle boğuşmalar yaşanıyor. Savaş haberleri alınıyor, gelecek şöyle olacak deniyor.

Akılla anlamayalım, ruhla kalple anlayalım diyeceksiniz, kıymetli hocam biliyorum. Bunlar neden veriliyor ve neden bize veriliyor ve herkes bunları yaşıyor mu. Başkalarında duymadım bunları, kimse tecrübe ettiği hallerini söylemiyor mu yoksa bu kadarı yaşanmıyor mu. Eskiçağlarda ve günümüzde bu kadar açık net mesaj verici keşifler oldu ise günümüze yazılıp gelen yok mu. İnterneti tarıyorum, hep bilindik hikayeler, kıssalar. Burada sitemizde bir keramet var sanıyorum, ancak nedendir, nasıl oluyor. Mesela buraya ben seğirmelerden geldim, gelmemde bir hikmet mi var. Neden önceki zikirlerimde aşırı seğirme aldım da araştırırken geldim, siteyi buldum. Bunları anlamaya çalışıyorum can hocam. Hakkınızı helal edin uzun oldu.

-Selam es selame AzizeM, çok güzel tespitler, haklı sorular sormuş bazılarına kendin isabetli kâmil cevaplar vermişsin. Seni tebrik ederim. Bütün Mürsel ve nebiler bu çağın kötülüğü olan deccal in şerrinden Allah’a sığınmış ümmetlerini sakındırmışlar… Hadisi şeriflerde deccal başlığı ile arama yapmanızı tavsiye ederim, günümüzün zorluklarını kavramak için. Bu tehlikeye karşılık Deccal’ın şiddetine eşdeğer bir hidayetle müjdelendik. Hidayet Allah’ın ezelden seçtiği, görevlendirdiği dostlarının çabaları ile tecelli edecektir.

Allah teâlâ dilediği iş için dilediğini seçer ve bir araya getirir. O her şeye kadir olan Allah’tır. Sen de diğer zülfikârlar da o seçilmişlerdensin ,bu geçmiş kerametlerde bizzat bildirildi seçilmiş müjdelenenlersiniz buyurulmuştu, hatırlamalısın. Deccaliyet, celalullah’ın coşturulması, Allah’ın celalini zikir edinen kulların tecellisinden ibarettir. Kaderin bir cilvesidir, her biri Allah’ın celalinde yüksek makamlara ermiş velileridir. Allah her hayrı ve şerri kuluna, kul eliyle ulaştırır. Sorularının her birini ayrı ayrı cevaplasak çok uzar, okunması akılda tutulması zorlaşır. Sen azdan çok anlayanlardan olmalısın. Hidayet Allah’tandır. Öyleyse, özetleyelim…

Deccaliyet ile Mehdiyet’in yani yalan ile gerçeğin, karanlık ile aydınlığın savaşında Allah teâlâ kimin galip geleceğini efendimiz diliyle bildirdi. ‘’Cemalim celalime galiptir, rahmetim gazabımı aşmıştır’’ buyurdu. Bütün bu açıklamalara, bu günün şartları bugüne mahsustur ibaresini de ekleyelim. Bütün savaşlar kendi çağların silahları ile yapılır. Deccal’ın müritlerine ne tür kerametlerle yardım ediliyor, bilmiyoruz. Şeytan her türlü silahı kullanır, biliyorsunuz. Biz ise Kur’an ile sınırlı müminleriz. Yalan, iftira ,zulüm vb. bizlere yasaktır. Umarım düşüncelerine uygun cevapları seçebilmişimdir ve yeterincedir. Allah yar ve yardımcımız olsun, hidayet Allah tandır. Selam es selame

*Allah razı olsun can Hocam