Mimarlar Sultanı – Mimar Sinan

09.04.2020
240
Mimarlar Sultanı – Mimar Sinan

Mimarlar Sultanı – Mimar Sinan

Cenâb-ı Hak buyuruyor: Bismillahirrahmanirrahim

“Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.” (Tevbe, 18)

Rasûlullah (sav) buyuruyor:

“Kim Allah’ın rızasını talep ederek bir mescid inşa ederse, Allah ona cennette bir ev inşa eder.” (Buhârî, Salat 65; Müslim, Mesacid 25, (533))

Mîmârlık tarihinde en geniş ve o yükseklikte basık kubbeye yalnız Selimiye sâhiptir. Onun, yükseklik, ışık düzeni ve mekân genişliği bakımından yeryüzündeki tüm eserlerin üzerinde olduğu âşikârdır.

Muhtelif eserlerinden de anlaşıldığı üzere Sinan, her bir eserinde yeni bir tarz peşinde koşmuştur. Dolayısıyla Osmanlı klasik dönem mîmârîsinde inkişâf eden tek merkezli kubbe tipi, onun elinde dünyâ mîmârlık târihinde erişilemez derecede üstün bir estetik mânâ kazanmıştır. Onun eserlerinde kubbe, dış yapıda olduğu kadar iç yapıda da müthiş bir kompozisyona sahiptir.

Bu sırra her eserinde dikkat eden Koca Sinan, Selimiye kubbesinde ayrıca büyüklüğe de dikkat etmiş ve şöyle demiştir:

“Hıristiyanların mîmâr geçinenlerinin: «Müslümanlara galebemiz var; Ayasofya’nın kubbesi gibi bir kubbe devlet-i İslâmiyye’de inşâ olunamamıştır!» dediklerini duymuştum. Bu sözler, nice bir zaman şu fakirin gönlünde bir acı ukde olup kalmıştı. Nihâyet Rabbimin izniyle Selimiye’nin kubbesini Ayasofya’dan altı zîrâ yüksek, dört zîrâ geniş binâ eylemekle kefere-i fecerenin mîmâr geçinenlerine galebe çalmış olduk…” (Osman Nuri Topbaş, Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Vedûd: Dilediği kulunu çok seven, aşkı ile yanan kullarını seven, salih kullarını sevip onları rahmet ve rızasına ulaştıran ve sevilmeye en çok lâyık olan demektir.

Kısa Günün Kârı

Mimar Sinan’ın ve eserlerinin yapımında alın teri döken şanlı ecdadımızın ruhuna bir Fatiha okuyalım!

Lügatçe

zîrâ:  Dirsekten orta parmak ucuna kadar olan bir uzunluk ölçüsü.
inkişâf: 1. Açılma, meydana çıkma. 2. Yetişme. 3. Terakki etme, ilerleme.
galebe çalmak: Üstün gelmek.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.