Keşiflerim 12

*Selam es selame pirim. Ellerinizden öperim. Rabbim size tüm ümmete şifa versin güzelliklerini nasip etsin. Bayramınız mübarek olsun. Tüm ümmetin bayramı bayram olsun inşaALLAH.  Pirim bazı keşifleri not almıştım size yazmak için ama yazabilmek de zor işmiş. Yanılmaktan ve yanıltmaktan ALLAH’a sığınırım. Beklemek gerekti. Her bir keşif için neredeyse dilimden ihtilaç aldım. Nihayetinde bir araya toparlandı.

Neredeyse yazmaktan vaz geçiyordum, yazmak zor bir işmiş. Uzun oldu biraz affınıza sığınırım.

Sarı kantoron

Bir akşam namazı sırasında sarı kantaron tarlasında yürürken görüyorum kendimi. Öyle gösterildi. Bir rüyamda ise kas gevşetici diyorum almaya gidiyorum eczaneden. Buna benzer içeriği olan şeyler görüyordum. Sonra Rabbimin bildirdiğini anladım. Gövdemde çıkan lekeler için Rabbim şifasını söylüyordu. Araştırdım ve gördüm ki sarı kantaronun bu ve buna benzer tedavi edici şifası var. Şifa Rabbimden. Özellikle sarı kantaron olmasına dikkat ederek yağından aldım. Sürdüm, şükür elhamdulillah Rabbim gecesinde lekelerimin rengini soldurdu. Devam edeceğim.

Kas gevşetici, sinirleri yatıştırıcı, sindirime mide sistemine de faydası varmış benim internetten dikkat edebildiklerim bunlar. İhtiyacı olanlara Rabbimin şifası bir şekilde geliyor. Ben de ilaç kullandığım halde lekelerim geçmemiş ve hatta artarak yayılıyordu. Tek kişilik şeriatlar Yine bir gün namazımı bitirmiş dua ediyordum. Zülfikarlar için dua ediyordum Rabbim bizleri doğru yolda tutsun diye. Sonra namazda bi keşif gördüm; zülfikârların seccadeleri tek kişilik kayık olmuş. Zülfikarlar çok parlak bir suyun üstünde gözümüze ayna çakar gibi ışıkları parlayan bir denizin üstünde seyrediyorduk. Tek bir yöne doğru gidiyorduk.

Deccalle gözgöze geldim

Yine namazdayım. Bu sefer Deccal’le yüzyüze geldik, o beni görmüyordu. Gözüne dikkat ettirildim. Sağ gözü göz bebeği ile birlikte buz mavisi bir renkti sanki. Demek gözü kör dedikleri böyleymiş dedim. Görüp görmediği konusunda şüpheye düştüm, kuşkulandım. Sonra hafif başımı ondan sağa kaydırdım. Bir baktım ki arkasında bir harabe yıkmış, yakmış, dökmüş. Öyle ki harabeden enkazları bile süpürmüş. Öyle geçmiş geçtiği yerlerden.

Kızıl deniz de hilal

Bir başka keşifte kızıl bir denizde hilal vardı. Deniz kan kırmızısı, hatta bana kanmış gibi de geldi. Doğu- kuzey doğu yönünü gösteriyordu hilalin sivri uçları.

Atatürk’ü anlamak

Yine namazımı bitirmiş dua ediyordum. O esnasında Atatürk’ün kalpaklı askeri üniformalı bir resmi gösterildi. Ben resmi incelerken elime bir şey verildi. Baktım yumak gibi kör düğüm olmuş. İpten değil, dal parçaları yaşken dolanmış, iç içe sokulmuş bir düğüm gibi. Sonra kurumuş sertleşmiş. Çözmek istense parçalanmadan kırılmadan çözülmesi imkansız bir şey.

Fatin Rüştü zorlu hakkını alacak

Geçen gece teheccüd için kalktım . Bismillah dedim ayaklandım. Abdest almak için hareketlendim. Fatin Rüştü Zorlu demeye başladım. Hakkını alacaklardanmış. Sonra Melek Asya dedirtildi. Bu kişiyi tanımıyorum ama ismini söylemeye başladım. Türkler yeni bir tarih yazacak Her şeyin çok yakın olduğu söyleniyor. Türkler yeni bir tarih yazacak deniyor. Sık sık kendi sesimi duyuyorum. Ümmete rahmet! Ümmete rahmet! Diye sesleniyorum.

İçime bir hüzün oturdu

Bazen tüm duygularım alınmış gibi oluyorum. ALLAHIM kim için isterse ona yöneliyorum duaya başlıyorum. Rabbimin öyle güzel kulları var ki ümmet çok güzel. Çok dikkat ediyordum kendime. ALLAH sevmiş yaratmış o da öyle deyip zandan eleştirmekten son derece kaçınıyordum. Seyirde kalmaya gayret ediyordum. Bir akşam abdest alıyorum yine aklıma arkadaşım geldi biraz daha yumuşak olsan dedim. Dedim ama elim lavabodan kaydı ve hafiften bileğim çizildi hemen kendime geldim fakat çoktan içime hüzün oturdu. ALLAHIM haddime değil sen her kulunu çeşit çeşit yarattın öyle güzel seviyorsun dedim. İstiğfar ettim.

Namazdan sonra duaya başladım dedim ki arkadaşlarım için dua edeyim çünkü rabbim güzellerle çevrelemiş beni elhamdulillah. Başladım o arkadaşım için dua etmeye. Bir leylak ağacı gösterildi hafif hafif dalgalanıyor. Anladım çok şükür arkadaşımdı o. Sonra dedim ki hayırlı bir eş nasip eyle ALLAHIM yuva kursun kendine. Bu seferde çok güzel mor mor çiçekleri olan bir kaktüs gösterildi bu da müstakbel eşiydi. Daha sonra kendi kardeşim için dua ettim. İşi gücü hayırlısıyla olsun ümmetin gençleri feraha ersin derken bu seferde büyük bir bitki gösterildi. Bu da dümdüz hiç yamuğu olmayan dikenli bitki idi. Çok güzel alev rengi çiçekleri vardı parlıyordu. Duaya devam ettim öyle güzel tüm ümmet için duaya devam nasip etti ALLAHIM.

Birden sökülüverdi herşey.

Ben günlerdir çiçekler görüyordum. Değişik değişik sürekli çiçek görüyordum. Aklıma sonra getirildi İmam Muhammed’in Lale-Gül-Nergis keşfi. Çok şükür elhamdulillah. Rabbimin bahçesi çeşit çeşit çiçek. Her bir kuluna bir çiçek atfetmiş meğer. Bunu bildiren Rabbime şükürler olsun. Tabii benden hüzün gitmedi. Katlanarak devam etti. Nasıl olur da bir kusur buldum hele ki ALLAHIN sevgili bir kuluna. Gece uykum kaçtı yine kafamda dolandı bu düşünce. Sonra ALLAHIM kalbime “ kendini ALLAH’a verenlerin tüm hal ve hareketleri hikmet üzeredir “ dedi. Ferahlatan Rabbime şükürler olsun. Hüznümü benden aldı. Elbet ALLAH’ın dediği olur.

Ruhlardan bir dağ

Dün bir dağın zirvesindeyim o zirveyi kaplamışım kocamanım. Bağdaş kurmuşum önümde düz bir rahle ve üzerinde büyük kalın bir defter var ve elimde de bir kalem var. Dağın zirvesine yakın bir sis bulutu görünüyor. Önce sis zannettim ama değilmiş. Ruhlar bir araya toplanmışlar hepsi beyaz sis gibi görünüyor. Elimde kalemle eğiliyorum bakıyorum inceliyorum. Kalemi mürekkebe daldırır gibi daldırıyorum bir ruh alıyorum bakıyorum geri bırakıyorum. Bu kısım tam net değil. Sonra deftere bir şeyler yazıyorum.

Kalbimi resulullah yıkadı

Pirim artık bu hüzün sanki bende baki. Ümmet tüm bedenimde sanki. Kalbim doluyor. Bir gece göğüs kafesim açılmıştı atan kalbim gösterildi. Biraz sonra kalbime bir mühür basıldı. Bir kaç gün sonra kalbim gösterildi yine birisi ellerine almış onun avuçlarında atıyordu. Dün ise peygamber efendimizi görüyorum hüzünlü yada sıkıntılı olduğunda gri bir renge benzer kıyafeti oluyor üstünde. Ayaklarının tam altından bir su çıkıyor. Onun iki ayağının arası genişlikte ve öyle akıp gidiyor. Ellerinde benim kalbim vardı suda eğilmiş hüzünlü bir o kadar da şefkatli bir şekilde kalbimi o suda yıkıyordu. Birlikte üzülüyorduk. Selam es selame pirim ellerinizden öperim

-Selam es selame Azizem . Maşaallah barikallah keşiflerine. Elhamdülillah, elhamdülillah, elhamdülillah hesapsız şükür rabbimize. İsmini vermeden yayınlayacağım. Allah nazarlardan esirgesin seni ve keşifleri açık olup keşif ve kerametleri bize ulaştıran kardeşlerimizi, hiç birinize zarar gelmesin inşaallah. Selam es selame