Dümetül Cendel Gazası
Dümetül Cendel Gazası
Hicretin 5. Senesi, Rebiülevvel Ayı. (Milâdî, 626) Birkaç Arap kabilesi, Medine’ye on beş gece uzaklıkta bulunan Şam beldelerinden biri olan Dûmetü’l-Cendel’de toplanarak, gelen giden yolcuları rahatsız ediyorlar, onlara zulmediyorlardı.
Ayrıca İslâm devletinin başşehri Medine üzerine yürümeye de hazırlanıyorlardı.(İbni Sa’d, Tabakât, 2:62)
Peygamberimiz (s.a.v.) bu durumu haber aldı. Vakit geçirmeden 1.000 kişilik ordusuyla yola çıktı. Efendimiz, bu tarz gazâlarda daima düşmanı yerinde ve anında bastırmak tarzını tercih ederdi. Ordusuyla adı geçen mevkie vardığında, ortalıkta kimseler görünmüyordu. Düşman, İslâm ordusunun üzerlerine gelmekte olduğunu duymuş ve kaçmıştı. Yalnız bir kişiye rastladılar, o da dâvet üzerine Müslüman oldu. (İbni Sa’d, Tabakât, 2:62.)
Resûl-i Ekrem Efendimiz, birkaç geceyi burada düşmanı beklemekle geçirdikten sonra Medine’ye geri döndü.
Cendel Ne Demek? Cendel İsminin Anlamı nedir?
Bugün Cevf adlı idarî bölgenin belli başlı yerleşim merkezlerinden biri olan Dûmetülcendel’in adını Hz. İsmâil’in oğlu Dûme’den (Dûm, Dûmân) aldığı rivayet edilir. Tihâme’de Hz. İsmâil’in çocukları çoğalınca Dûme Vâdissirhân yöresine gelmiş, burada bir kale inşa ettirmiştir ve taştan (cendel) yapılan kale “Dûmetü’l-cendel” adıyla anılagelmiştir. Bazı araştırmacılar ise şehrin adını burada yaşayan Cendel (Benî Cendel) adlı bir kabileden aldığını iddia ederler
Mübahale ne demek?
Sözlükte “yalancı ve zalim olana birlikte beddua etmek, lânetleşmek” mânasındaki mübâhele kelimesi Kur’an’da iftiâl kalıbında (ibtihâl) olmak üzere bir yerde geçer (Âl-i İmrân 3/61). Bu âyete “mübâhele âyeti” (ibtihâl âyeti) denir. Mübâhele âyetinin de içinde bulunduğu Âl-i İmrân sûresinin ilk seksen âyetinin nüzûl sebebi olarak Necran hıristiyanlarından bir heyetin Hz. Peygamber’le yaptığı tartışma gösterilmiştir.
Şuibiyye Ne demek?
Sözlükte “topluluk, cemaat, halk ve millet” anlamına gelen şa‘bın çoğulu şuûbdan türeyen şuûbiyye terim olarak İslâm’ı kabul eden Fars, Türk ve Berberî gibi milletlerin Araplar’dan üstün olduğunu savunan milliyetçilik akımını ifade eder. Bu düşünceyi benimseyenlere şuûbî denilir. Kur’ân-ı Kerîm’de şuûb kelimesi milletler (kavimler) karşılığında kullanılmakta, bütün insanlığın tek bir insanlık ailesinden geldiği, milletler arasında bir üstünlük farkının bulunmadığı ve Allah katında üstünlüğün takvâya bağlı olduğu bildirilmektedir (el-Hucurât 49/13). Hz. Peygamber hem fiilî uygulamalarıyla hem de Vedâ hutbesinde Araplar’ın Arap olmayanlara, Arap olmayanların Araplar’a hiçbir üstünlüğünün bulunmadığını ilân etmek suretiyle (Müsned, V, 411) Câhiliye Arapları’ndaki ırkî üstünlük düşüncesinin izlerini silmek için büyük gayret göstermiştir.