Esrarlı Mektuplar 1 Anadan doğma kör değilsen eğer GÖR
Anadan doğma kör değilsen eğer GÖR
*Âmin hocam amin.
Ben duramıyorum olduğum yerde. Yıllardır girmediğim bir cemaat katılmadığım sohbet ve zikir halkası kalmadı. Muhiddin Arabî hz. gibi yoldaki kalpten bile dua isterim, Rabbim biliyor. Hepsinden bir şey öğrendim, hepsinden ne kadarsa nasibimi aldım. Bir Mevlevi olamadım, bir Bektaşi bir de Melami. Dünyada ki rehberiniz size yetmiyor demişsiniz hocam. Efendimiz sav eline verdi hocam elimi bir daha da sağlam bir rabıta kuramadım. Yandım yakıldım gönlüm hiç mutmain olmadı. Sizinle tanıştığımız zamanlara denk geliyordu rüyamda Vahit ismini yazdılar verdiler... Şimdi de Feal… Ama çekmedim. Öneriniz var mı hocam.
Size Vahit isminin verilmesinin hikmetini anladınız mı? Bir… Ve tek. Sizi Allah kendine hasretmiş. Başkalarından alacaklarınız bitmiş. Yeterince genel kültür edinmişsiniz. Artık yalnız Allah’la olmanız kuldan bir şey beklememeniz gerekiyor. İlhamlarınızla, habir sıfatından ledünni olarak lütfedileceklerle tatmin olacaksınız. O, sizi katından bir ilimle destekler. Size özel olur. O ilimle hizmet edersiniz inşallah. Feal esması da verilecek ilimle iş görmenizi ihbar ediyor.Bazılarının sandığı gibi ’vahiy’ kesilmiş / bitmiş değildir. Vahiy Allah’ın kendisine yakınlaştırdığı özel kullarına her zaman özel hitap şeklidir.
Aslında allah teala bütün kullarıyle sürekli haberleşir. El Habir isminin şanıdır. Ancak inkâr edenler, fasıklar uzaklaştırılmışlar ile gelen haberlerin ne anlama geldiğini bilmeyenler vardır. Rüyalar peygamberliğin kırkatıda biridir buyurmuştur Efendimiz. Allah’tan alınan haberlere literatürde keşif derler, ilham derler, ihbar derler. Aslı vahiydir.Kapanan yeni şeriat (kitap ) getirme kapısıdır. Şeriat kemale erdiğinden Kuranı Kerimin gelişi ile birlikte o kapı kapatılmıştır.Ancak özel ilimler ve o ilimlerle yapılacak hizmet kapısı hep açıktır. O özel kişiler kendilerine verileni başkalarıyla paylaşmazlar. Paylaşsalar umum tarafından kabul edilmez. Gereği de yoktur… Verilen haber ve ilim kişiye özeldir.Bence verilen zikri en az kırk bir gün okumalısınız. Ancak çevreniz neredeyse tükenir. Kimseyle tatmin olamazsınız. Kalbiniz ancak Allah’ı zikir ile teskin olur.O tavsiyeyi emir kabul etmeliydiniz.selam ve dua ile.
Hocam,
Ağlayarak kalktım yine yatağımdan. Aklıma ilk siz geldiniz. Çocuklarımla ilgilendikten sonra hemen yazmaya koyuldum.
Bir rüya gördüm hocam.Peygamber Efendimiz sav ve haz. Fatıma bana üç parça bez verdiler. Büyük ve geniş bir camide idik. Başımı kaldırıp yüzlerine bakamadım. Ama doya doya kokladım hocam, doya doya içime çektim kokusunu…
Evet, o tavsiyeyi emir kabul etmeliydim biliyorum. Hata ettim.
Ne güzel. Gördüklerinden, O mübareklerin sizinle ilgilendikleri, şefaat ettikleri anlaşılır. Yüzlerine bakamayışınız ise zikir ve davranışlarınızda hatalar olduğunun işaretidir.
Madem ki zaman deccaliyet zamanıdır. Kehf ehli olup,mağaramıza çekilerek (rabbimize düzenli zikirlerle ümmet olarak ) Mehdi’yete yardımcı olmalıyız..Zahiri uyarıları yapan çok,kuran el altında,hadisler su yüzünde,bunca zahir alimi camilerde,cemaat evlerinde,bunca dini yayın yapan tv lerde,dergilerde ve gazetelerde tebliğlerini yapıyorlar.. Kitaplar, kasetler, cd ler mağazalarda rafları doldurmuş, İlim almak isteyenlere sebil edilmiş haldedir.
Hamd-ü senalar rabbime bu günleri de gördük.
1973 te kendimi dini konularda bilgilendirecek yayın aramaya gittiğim Konya’dan eli boş döndüğüm günleri unutamıyorum. Hz Mevlana’nın mesnevisinden bir de mealden başka yayınlanmış tek eser yoktu. Madem ki kitaplar yok, dergiler vardır deyip soruşturup araştırmam da hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştı.
.
Şükür günümüzde, kitaplar Türkçeye çevrildi, insanlar namaza başladı, din usul usul milletin gündemine düştü. O gün bugün ehli bu tür zikirleri yapıyor da bu olup biten güzellikler yaşanıyor. Artık dua eden çoğaldı. Zafere yakınlaştık inşaallah.
Sen zikir ehlisin ama galiba yeterli çaban yok. Senin gibi çok sevgili olduğundan eminim. Yani veli olmuşsun, müminleri kollayacak ilme ve mertebeye sahipsin ama nasıl yapacağını bilmiyorsun.
SEN ZİKİR EHLİSİN Azizim… MÜRŞİT DEĞİL.
Ortalık mürşitle dolu. Komutan çokta asker hani. Dilekler arşa çıkmadıkça, yerde değişiklik olmaz. Melekler yardıma gelmez. Meleklerden yardım almadıkça dünya mamur olmaz.
Nur görenlerin yalvarmaları olmadıkça yoksulların aklı ve karnı doymaz. Toplumlar topyekûn kalkınıp aydınlanmadan cennetin kapıları ardına kadar açılmaz. Zikir ehline ihtiyaç var. Neyi nasıl okuyacağını bilen er oğlu erlere ihtiyaç var. Seher vakitlerinde Kuran bülbülleri ötmedikçe gönül bahçelerinde güller açmaz.
Selam es selame
Hz.Mevlana
Der ki :
I.
Ey akıllı / fikirli er
Apaçık görmek istersen eğer
Canlar canı
Cananı
Şu canından geç
Yırt, at gözdeki, gönüldeki perdeleri
Yaşarken ölümü seç
Ölünür
Mezara girilir ya hani
O ölümü değil tabii ki
Seni değiştiren
Karanlıktan aydınlığa çıkaran ölümü seç
O
En güzel haber veren
Peygamber; hz Muhammed( s.a.v)
Ey ulular:
‘Ölmeden önce ölünüz’ demiştir.
Nitekim
Ben de ölmeden önce öldüm de
Bu sesi / nefesi
Bu şanı / şöhreti
O taraftan aldım, getirdim
A
Azizim;
Kıyamet ol da
Hayyül Kayyum’u gör
Ki;
Her şeyi görmenin gereğini yap
Madem ki bu beden ruha alettir
Şu halde bu hakiki ölüm değildir
Nefis
Tanrı nuruna ulaşıp değişti mi
Bu beden kılıcı
Lütuf ve ihsan sahibi Rabbin elindedir
Artık
Tanrının takdiri olur
O kulun rızası
Tanrı takdirine rıza verir
Zorla değil
Sevap için değildir
Bu rızalık
Kendiliğinden meydana gelir
Takdir Ona hoş gelir de
Artık hayatı
Zevk için istemez
Yaşamı
Kendisi için istenen şey olmaktan çıkar
Sebil olur
Ezeli emir neyse
İsteyerek ve severek ona uyar
Hayat ve ölüm aynileşir
Yaşarsa Allah için yaşar
Ölürse Allah için ölür
Korkudan,
Hastalıktan değil.
İman’ı
Allah’ın dileği
Rızası içindir.
Cennet için,
Huri / kılman için değil.
Küfrü terk edişi
Yanmak / yakılmak korkusuyla değil
Allah içindir
Onlar
Merhamet timsali tanrı erleridirler
İşleri yönetmek üzere görevli
Tanrı buyruğunun sahibidirler
II.
Azizim;
Bilesin / bildiresin ki
Cömertlik,
Sebepsiz vermektir
Temizlik,
Her şeyi yaratana verip arınmaktır
Öyle ki
Bu
Bütün şeriatların ötesindedir
III.
Onlar
Şiddet zamanlarında
Sıkıntı vakitlerinde
Yaratılmışa
Annenin bebeğine acıması gibi acırlar da
Bedel talep etmeden
Rüşvet almadan
Gece- gündüz ihtiyaç giderirler
O erler
Ne tanrıyı sınarlar
Ne de kar zarar hesabı yaparlar
Âlemlere direktirler
O tanrı erleri
Gizli dertlerin, gizli tabipleri
Muhabbetin / adaletin,
Rahmetin ta kendisidirler
İlletsiz
Rüşvetsiz daimi vericidirler
Sen de
Azizim
Bu suretle bilmiş ol ki
Kuddüs Tahir Rabbin
Yürekli mi yürekli
Yiğit mi yiğit öyle kulları vardır ki
Aramızda sıradan biri gibi dolaşır
Senin gibi /benim gibi yer içer
Ama
Dünya yalanının bıyığını koparırlar
Otağlarını, her daim, müminler için
Yardım kal’asının burcuna kurarlar
Bu şehitler
Biteviye yeniden / yeniden gazi olurlar
Bu Tanrı tutsakları,
Mücahitler
Her zaman her yerde
Yokluktan baş gösterir
Yeni /yeni baştan yardım elde ederler de
Anadan doğma kör değilsen eğer
Gör, gör derler.
Alanya /2008
Yayınlanma tarihi: 13 Eki 2016, 04:20