Herkes Kendi Kendini Affeder

10.07.2020
317
Herkes Kendi Kendini Affeder

Herkes Kendi Kendini Affeder

Selam es selame canım hocam. Bugün uyandığım da Aysun kardeşim mesaj göndermiş.
Aysun
Enbiya 26-27 ayetlerinde sıkıntı var ben anlamadım.
26. Rahmân (olan Allah, melekleri) evlât edindi, dediler. Hâşâ! O, bundan münezzehtir. Bilakis (melekler), lütuf ve ihsana mazhar olmuş̧ kullardır.
27. O’ndan (emir almazdan) önce konuşmazlar; onlar, sadece O’nun emri ile hareket ederler.
Meleklere kul mu deniliyor yoksa bizim idrakimiz varda, zaten onlarda birer kul mu. selam es selame
Bunları göndermiş ard ardına okudum, ben ne yaşıyorsam ona malum oluyor. Bunu çokça tecrübe ettik. Aynı ayetleri okurken ağlamışız veya aynı şeyleri yazıyoruz birbirimize, şaşırıyoruz. Rabbim aklımızı korusun inşallah.
Ben gece çok düşündüm canım hocam, ne olursa olsun yaşanmadan bilinmiyor bu gerçek. Buna rağmen Allah’tan korkuyorum, yanılmaktan ve yanıltmaktan çekiniyorum.
Şimdi Aysun kardeşim kendisi konuları bilmeden, bize bir mesajmış vermiş oluyor diye düşündüm. Ve devam olarak bunu iletti,
(Aysun)
30. İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? Yine de inanmazlar mı? Birde bu ayetin hikmetini gönlüne danışır mısın, gerçekten yerle göğün birleştiği yer var mı ? yoksa dünya genel olarak böyle mi, bunu sadece kendim için soruyorum Zülfikarı’m, seni yoruyorum kusuruma bakma. Rabbimize emanetsiniz Selam es selame canım hocam

Selam es selame canım hocam, size bir mektup yazdığımı düşünün. Bu yazdıklarım tamamen sizinle tanıştıktan sonra ve hemen akabinde yaşadıklarım hakkında. Hepsinin bir toplamı olarak yazmak istiyorum. Ben bir boş bardak isem, bu bardak artık girdap için de doldu taştı. İnsan kendisinden bıkar mı, ben kendimden bıktım. Şimdi yazmak istediklerim için öncesinde çok özür diliyorum. Çünkü insan bu yolun meşakkatli olduğunu bildiği için, ne konuşsa ne yazsa ne düşünse suç olabilir düşüncesi ile ilerlendiği için her şeyi içime attım.

Bu zamana kadar yaşadıklarımı hiç kimseden gizlemedik, samimi bir şekilde yazdığımı düşünüyorum.
Çoğunu gruba gelmeden önce isimsiz yayınladınız, çoğunu okuyucu ile paylaştınız. Hayatım boyunca kendi yaşadıklarımı hep birileri de faydalansın diyerek kendime saklamadım. Hiç kimseden bir beklentim olmadı.
Yaşamımda öyle değişimler oldu ki elhamdulillah.

Ben yaşadıklarımı biliyorum, size de rabbimin izni ile bildirdim anlattım. Hiç bir şeyi gizli tutmadım. Bunu Allah’ ta böyle istediği içindir, bizler kendi halimize ne yapabiliriz ki, onun izni olmadan bir yaprak dahi oynamazken… Ve siz rehberimiz olmasanız olmazdı. En baştan beri temizlenip beraatımı alıp, rabbime layık olarak imanlı bir şekilde ölmekten başka bir düşüncem yoktu. Bu halende böyle. Kimse kimseden üstün olamaz, ancak Allah üstündür, övülmeye layık olan odur. Her şeyimi benliğimi kendimi bırakmak istiyorum nasıl yapılacağını bilmesem de ben Dünyalık şeylerden dahi vazgeçtim. Bütün yazıları, bütün okuduklarımı rafa kaldırmak istiyorum, öyle çok yoruldum ki. Bir şeyi anlamadan yaşamak bana göre değil. Ya farkına varmalıyım yada yaşanmış olmalı, bu elbette Allah’ın kudreti elindedir. İrade rabbimiz de ama teslim olmak yetmiyor sanki, yeni şeyler de lazım, beşikten mezara kadar eğitilmeye devam edeceğiz. Şimdi de her zaman da mücadele etmeye devam edeceğiz. KENDİMİZ ile. Şuan yaşadığım her şeyi bir kenara bırakmak, yeniden başlar gibi başlamak istiyorum. Sanki böyle bir his var. Kafamın içi hem çok dolu hem de çok boş hissediyorum, bunun adı ne ki ? Öyle bıktım artık…Yineliyorum, her şeyi bilmekle hiç bir şey bilmemek aynı şey. Artık düşündüğüm şeyleri ikilemde kaldığım konuları yazmak istiyorum, yanlış veya doğru bilmiyorum. Bunu öğrenmek için yazmalıyım.

Hocam dünden başlarsam, sizinle görüşmeden önce, gece dolunay vardı. Balkona çıktım dolunaya bakmaya başladım. İzliyorum, içimden dua ediyorum. Rabbim beni aydınlat dedim. SelamunKavlemMirRabbirRahim zikrimizi zikrettim, Beni aydınlat Allah’ım, canım Allah’ım dedim. Geçen yıl dolunayda bebeği göstermişti rabbim, içimden yine görür müyüm diye geçirdim. Yaklaşık 5 dakika sonra, sağ kulağımdan ses ‘’iyice odaklan, bak bakalım kimi göreceksin’’ dedi. Odaklandım, kenarları ışık saçıyordu. Baktım ki kendi suretim, yan profil ile gülümseyerek bana bakıyor. Şuan ki örtülü halim ile, keşifte gördüğüm halim ile Rabbim benim suretim ile bana göründü. Yine huuuu diyerek nefes alıp verdiriyordu, karnım o zaman hareket ederek büyüyordu. Sonra içeri girdim. Ne olacağını bilmemek belirsizlik canımı çok acıtıyor, içten içe kendimce ağlıyorum hissettirmiyorum. Zoraki yaşıyorum gibi bir şey. Şimdi okuduğum ayetlerin kafama takılan kısımlarına gelmek istiyorum. Geçen yıl ilahi bir hamilelik yaşadım ve gerçek hamilelik gibi yaşadım. İsa Mesih doğmuştu, bu 10 günlük süreçti. O süreçte imtihan yanında bedenen de öyle acılar çektim ki, Allah’ın beni böyle birlemek istediğine şu an kanaat getirdim. Yine 11 gündür yaşadığım farklı değil, dün ikindi vaktin de sürekli sola eğilmeler yapılarak belime baskı yapılması Allah’ın beni daraltması, sıkması, negatif tarafımın bertaraf edilmesi anlamına gelmiyor mu ?
(Hocam, Buraya bu kısmı size özel bırakıyorum , geçen yıl İsa Mesih doğarken, tabi ben farkında değildim sancılardan, Su’yum geldi demiştim size, bu kez de öyle oldu. Dün sürekli su geldi benden ve sürekli üzerimi değiştirdim. Namazlarımı kılarken sürekli inledim ağrılar çektim. ‘’Sabret Allah seninle’’ diye söyleniyordu. Secdelere geldiğim de bacaklarım tamamen açtırıldı ve sular geldi. O an maksat sensin Ya-sin dendi hep. Bu detayları yaşarken de fark etmemiştim, Dediğim gibi bu ikilemler bilinmezliklerden kaynaklıydı, anlayamamıştım ) Ve dün ve önceki günlerde şunu düşündüm, bizleri Allah çift cinsiyetli bir beden de birlediğine göre aslında bizlere dışarıdan gelen bir şey yok. Her şeyi kendi bedenimizde yaşıyoruz, kendi kendimiz ile ilahi ilişki yaşıyoruz. Bedenlerde seven Allah olduğuna göre böyle olmalı. Dışarıdan gelen bir ruh değil. Ancak Allah tecelli eder ise olur, ol deyince olur. Çünkü ben kadir gecesi vücudum sarsılıp sallandırıldığımda, bir yandan ilahi ilişki yaşarken, bir yandan da sağ kulağıma ‘’sana bir oğul müjdeliyoruz,’’ dendi ve ol ol ol nidaları duydum. Cebrail sıfatı da kendimiz de İsrafil sıfatı da kendimizde, Mikail, Azrail sıfatı da kendimizde olmuş oluyor. Akıl meleğimiz hz cebrail kendimizde açığa çıkıyor. Doğru zikir ibadet ve doğru ilerleyerek oluyor bunlar. Sağ elimiz de bulunan şifalar rabbimizin lütufları, enerjisi, Nur’u. Bir yerimiz ağrıdığında sağ elimizi başımıza koysak hemen şifa geliyor. Hatta bu idrak’a vardığım bir gün, yatağa yattım beni uyut rabbim dedim, içimden tekrar ettim, içimdeki ruhu hissettim hemen atağa geçti ve ben uykuya dalmaya başladım. Bir dakika uyumak istemiyorum dedim, çünkü buna şahit olmuştum ve rab kendimdim, yani kendimi bu şekil de komut vererek yönetebilirdim, yönettim de. Rab esasen bilincimiz oluyor. Bilinç kilidi açıldığı zaman perde kalkar, işte o zaman beşeriyet ortadan kalkıyor. Bunu anladığımız da kul olduğumuzu da bilir, ibadetlere, kulluk yapmaya devam ederiz. Bu bilinçte yaşamak tamamen teslim olarak yaşamaktır. Bizler de değişen tek şey bu idrakte olmaktır. Bunu bilmek başka bir şeyi değiştirmez, biz kul olarak hayatımıza devam ederiz. Herkes kendi kitabını kendini tanıyarak kendinden okuyor, konu budur. Dışarıdan gelen bir şey yok. Allah’ın kendi varlığı var ve kendisini bizlerden keşif eder. Onun varlığını sürdürmesi bu anlamda olabilir. Her şey diri ve canlıdır. Allah canlıdır. Her şeyi diri tutan odur. O’nun nefesleriyiz. Bir bedenden rab o bedeni terk ettiğinde rab ölmez beden ölür, rab aynen diriliğini sürdürür. Keşfen gördüğüm Dolunay’a nurlar yıldız şeklinde girmişse, dolunay beni temsilen Yıldızlarda Allah’ın nuru temsilen, bana gelmiş oluyor veya açığa çıkmış. Aynı utanma duygusunun açığa çıkması gibi. Bir insan neden tesettüre girer diye bana sorsalar, dıştan kapandım gibi görünürüm ama içimden aydınlandığım için böyle oldu derim. Çünkü ben karşımdaki gözlerden beni izleyenin Allah olduğunun farkında ve bilincindeyim. ‘’Çokluk bir yanılsama, özde biriz” beytini çok seviyorum. Kimse yoksa karşım da neyden kimden çekineceğim ? O ancak benim kendi nefsimdir. Bu kadar kolay aslında. Bu ayetler ile örnek vermek istiyorum inşallah
35 – İmran’ın karısı: “Rabbim, karnımdakini tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensin.” demişti.
36 – Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu bilip dururken- şöyle dedi: “Rabbim, onu kız doğurdum; erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum”.
Ali imran suresi 36.ayet hep aklıma takılmıştı. Rabbimiz Allah’ımız demek ki hz Meryem’i hz İsa ile birlikte yaratmıştı. Hz Meryem olarak görünse de İsa’da ondaydı.

Kendi yaşadıklarımızdan kaynaklı, buradaki sırrı böyle hissediyorum. Ayrıca hatırlatmak gerekirse, geçen yıl bilge melek evliya yazısında ki keşifte imam Muhammet, benim suretim de Rahim Allah’ın gözlerinden girip normal doğum ile doğduğunu paylaşmıştı, ve benim keşiflerim de imam Muhammet benden doğuyordu. Demek ki ruhlarımızın birlikteliği bu anlama geliyor. Bunlar ibretlik olaylardır bana göre, bedenlere ihtiyaç yok. Çünkü bizler bunu kendi bedenlerimiz de kendimizce yaşıyoruz. Dışarıdan bir şey gelmiyor, sadece açığa çıkıyor. Rabbimizin sırlarına tamamen ermek mümkün değil. Duygularım böyle canım hocam, rabbim yar ve yardımcımız olsun kolaylaştırsın inşallah selam es selame

Selam es selame canım hocam, az önce Meryem suresi okudum, okumadan önce de yine düşüncelerim vardı. Ben Rahman Allah’ın kendimde, kendi vücudum da olduğunu idrak ettim, inandım, iman ettim, hissediyorum. Ben bunları düşünürken sağ kulağıma sanki sizin sesiniz geldi. Dediniz ki, dışarıda ki tüm suretlerden yüz çeviriyor musun ? Evet yüz çeviriyorum, dedim. Ve kendimce içimden böyle konuştum. Rahman Allah zaten kendi bedenim de herkes imtihanını yaşıyor. Beni imam Muhammet’ten seven Allah, beni ondan imtihan da eder. Artık Haram fiillerden uzağım. Zülfikar kardeşlerime de ne kadar anlayışlı oldukları için hep minnet duymuşumdur. Önceden kalbimi heyecanlandıran şeyler artık olmuyor. İmam Muhammet Karşıma gelse, yüzüne bakamam, Dünyada o benim helalim değil. Bu duygularımı yazmam lazım, Kesinlikle onunla ilgili olduğu için değil. kendim için. Birkaç gün önce bir sürü şarkı yollamıştı, cevap vermeden hepsini tek tek sildim. Kırılmaması için, Mesajını okuduğumu dahi belli etmeden sildim. Önce olsa silmez yazdıklarına da cevap verirdim. O gün öyle olmadı, sildim, kapattım telefonumu.

-Selam es selame Azizem, goncam. Zülfikar’ım… Sen rabbimin rızasına erenlerdensin. Resulullah’ın müjdelediklerindensin. Sen en kutsal mekanların gülüsün. Allah seni bu çağda diledikleri bazı tecellilerine vesile kılmış. Kutlamış, kutsamış ve üzerine en üstün görevleri yüklemiş. İnşaallah bu günlerde seni anlayan anladı, anlamayanlar da gelecekteki tecellilerin ışığında anlayacaklar inşaallah. O nedenle üzülme hüzünlenme sabırla kulluğumuza devam etmeliyiz Allah bizimle. Selam es selame
*Canım hocam rabbenâ lekel hamd. Rabbim beni affetsin, şuan olumsuz hiç bir şey yazmama izin verilmiyor. Allah içimi sıktı. ‘’Artık güzel şeyler olacak ona odaklan’’ diyor. ‘’Herkes kendi kendini affeder, olumsuz fiillerden, cümlelerden kaçınmalısın’’ buyruluyor. Olması gerekenler oldu. Rabbim bizleri kendisine ve size layık eylesin İnşallah. İnanan ümmeti Muhammedi huzurundan, yanından ayrı koymasın. Amin. Amin. Amin. selam es selame GÜLÜM, güzelim hocam sizi çok seviyorum.
-Amin. Amin. Amin. gözümün nuru. Ben de seni seviyorum. Rabbime emanet ediyorum. İnsan sevdikleri ile beraber olacak ahirette inşaallah.
*Bizim ışığımız sizsiniz size uyan yolunuzdan ayrılmayan yanılmaz. MaşaAllah barikAllah rabbenâ lekel hamd rabbim sizden ebeden razı olsun. Sizi çok çok çok seviyorum, rabbim layık eylesin. Gelecek çok güzel gelsin, inşaAllah
-İnşaallah gelecek çok güzel gelecek de allah nurunu bu çağda tamamlayacak. Elli yıldır buna inanarak yaşadım. Gün gün inancım artarak bu günlere geldik. Yola çıktığımızda her yer karanlık şarkısı çalınırdı düzenli olarak radyolarda. Selam es selame
*Elhamdulillah Rabbena lekel hamd  O neylerse güzel eyler sizi seviyorum içimden haykırıyorum bunu böyle hissedin inşaAllah, selam es selame can hocammm.
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.